Garanti Emeklilik aylık fon bültenlerini yayınlamaya devam ediyor. Yayınlanan Eylül ayı fon bülteninde uzman önerileri şöyle;
ABD Merkez Bankası’nın 2008 Finansal Krizinden bu yana ilk defa, bu senenin Mayıs ayı sonunda tüm dünyanın alıştığı bol ve ucuz para döneminin orta vadede sonlanabileceğini ifade etmesiyle yatırımcılar panik halde Gelişmekte Olan Ülke Piyasalarında kar satışlarına yöneldiler. Temmuz ayında dengelenmeye başlayan satışlar Ağustos ayında kendini yeniden gösterdi. Gelinen noktada faizlerdeki yükseliş ve Hisse Senedi Piyasalarındaki gerileme tahminlerin çok ötesine geçmiş bulunmakta. Hisse Senedi fiyatlarının yaşanan düşüşler sonrası cazip seviyelere gelmiş olduğu ve TL’de yaşanan değer kaybı sonrası yabancı yatırımcının yeniden ilgisine haiz olabileceği kabul gören genel görüşler. Ancak faiz piyasası Global ortamdaki trende paralel olarak yükselmeye devam ettikçe, ne Türk Lirası ne de Hisse Senedi Piyasası kalıcı bir toparlanmaya sahne olamıyor. Şu an için Global anlamda yatırımcıların cevap aradığı en önemli soru ise yıllardır popüler durumdaki Gelişmekte Olan Ülkelere yönelik iştahın kalıcı olarak azalıp azalmayacağı. Bu yönelimde radikal bir değişiklik olmadığı sürece de genel resimde uzun vade büyük bir değişiklik olmayacağına inanıyoruz. Türkiye Ekonomisi şu an itibarıyla hala Gelişmekte Olan Ülkeler içinde, en fazla tercih edilenler arasında ve Ortadoğu’da artan risklere rağmen rakipleri arasından sıyrılmayı başarabilecek bir potansiyele sahip. Çok kısa bir süre önce kredi notu artışları yaşadığımız unutulmamalı.
Global Piyasalarda bu tür dalgalanmalar çok kısa sürede durulmuyor, ancak tansiyonun düşmesi ile birlikte piyasaların yeniden ekonomik gerekçelerle fiyatlanacağına inanıyoruz. Son aylarda yaşanan gelişmeler tahvil ve bonolara olan ilgiyi kısa süreli satışlarla kesse de, TL cinsi faiz piyasasının orta ve uzun vadede yabancı yatırımcılar açısından yeniden cazibe merkezi olacağı görüşümüzü koruyoruz.
Türkiye’nin sağlam makro ekonomik dengeleri sebebiyle Türk Lirası da son haftalardaki değer kaybını telafi edebilecek güçte. Son yaşanan gerilemeler Hisse Senedi Piyasasında fiyatların cazip seviyelere gelmesine sebep oldu ancak bu durumun fark edilmesi için belirsizliklerin sona ermesi ve faiz piyasalarının stabilize olması gerekecektir. Bu durumu doğru zamanlamayla değerlendirmek için bekleyeceğiz. Bu yıl da önceki yıllarda olduğu gibi bir çok sebeple piyasalarda kar satışları ve panik dönemlerine şahit olacağımızı belirtmiştik, hala da öyle düşünüyoruz. Ancak büyük global resim görece olumlu bir havaya işaret ettiği müddetçe, yıl boyunca Global Sermaye Piyasalarına destek olacağına inanıyoruz. Dolayısıyla bu satış ve realizasyon dönemlerinin kısa süreli olmasını bekliyoruz ve uzun vadeli alım fırsatı olarak değerlendiriyoruz.
Yatırımlarımız esnasında Global Merkez Bankaları’nın sağlayacağı bol ve ucuz likiditenin orta ve uzun vadede artık azalabileceği gerçeğini göz önünde bulundurmakla beraber, geçtiğimiz yıllara kıyasla düzelme eğilimindeki makro ekonomik veriler, temel analizler ve değerlemeler ile ulaşılan makul değerlerin cazip olduğu seviyeler her zamanki gibi göz ardı edilmemelidir. Hali hazırdaki muhafazakar portföy yapısı düşünüldüğünde, olası kar realizasyonları ve satışların yurtiçi yatırımcılar açısından uzun vadeli yatırım perspektifinde dövizden TL’ye geçmek ya da Hisse Senedi ve Uzun Vadeli Tahvil yatırımlarını artırmak açısından bu yıl da fırsat yaratacağı kanaatindeyiz.