Gündem

'Seri katilin günlüğü' savcılıkta

R.E isimli mahkum, İzmir'de 3 kişiyi öldüren Hamdi Ayri'ya ait olduğu iddia edilen yazıları savcılığa gönderdi.

27 Temmuz 2010 03:00

T24 - İzmir'de geçtiğimiz Nisan ayında 3 gün ardı ardına işlediği 3 cinayetle korku dolu günlerin yaşanmasına neden olan tutuklu sanık Hamdi Ayri, bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.

İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmada tutuklu sanık Hamdi Ayri, konuşmak istemediğini belirtti. Bu duruşmada ifade vermek istemediğini söyleyen sanık, ''Şu an konuşacak durumda değilim. Konuşmak istemiyorum'' dedi. Öldürülenlerden Esra Yaşar'ın babası İsmet Yaşar, mahkeme başkanının ''Şikayetçi misiniz?'' şeklindeki sorusuna, ''Böyle soru olur mu? Tabii ki şikayetçiyim'' yanıtını verdi. Hakim bu yanıt sonrası polislere talimat vererek, Yaşar'ı salondan çıkarttı.


Koğuş komşusundan savcılığa ihbar mektubu

Cezaevinde görüştüğü avukatına cinayetleri işlemediğini söylediği belirtilen ve yakalandıktan sonra polis, savcılık, hakim önünde savunma yapmayan Hamdi Ayri'yle ilgili kaldığı Kırıklar'daki F Tipi Cezaevi'nden cezaevi savcılığı aracılığıyla Cumhuriyet Başsavcılığı'na ilginç bir ihbar mektubu geldi. Ayri'yle koğuş komşusu olduğunu belirten R.E. isimli mahkum, gönderdiği mektubun yanında seri katilin cinayetleri nasıl işlediğini anlattığı ve kendi el yazısıyla kaleme aldığını söylediği yazılar da gönderdi.


Gazete içinde

Sözkonusu yazılar delil olarak dava dosyasına konulurken bu yazılarda Ayri'nin yazları garson olarak çalıştığı Bodrum'da da İzmir'deki 3 cinayetin dışında yanında çalıştığı kişi için R.Ö. isimli kişiyi de asarak öldürdüğü iddiasında bulunduğu öğrenildi.

İhbarcı mahkumun Ayri'nin kendisine havalandırma boşluğundan gazete içine koyup, bu şekilde uzatarak ulaştırdığını belirttiği yazılarda Ayri'nin cinayetler sonrası öldürülmekten korktuğu için kendisini ihbar ettiğini ve "Ben kendimi yakalattım. Çalıştığım kişinin adını vermek bize ne kazandırır onu düşünmeliyiz. Ben eğer yakalanmasaydım onlar Bordum'da beni vuracaklardı" dediği de öne sürüldü. İhbarcı mahkum, mektubunda Ayri'nin işlediği cinayetleri kendisine kahkahalarla anlattığını da öne sürdü.

Cezaevi savcılığı aracılığıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na oradan da İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ulaşan ihbar mektubu ve deliller, mahkeme heyeti tarafından incelenip, duruşmada açıklanmak üzere dava dosyasının içine konuldu. R.E'nin ihbar mektubunda Hamdi Ayri'nin el yazısıyla yazdığı ve havalandırma boşluğundan kendisine gönderdiği notlarda cinayetleri şöyle anlattığı ifade edildi:


'Kafasına sıktım'

"Balçova'daki ilk cinayette (Esra Yaşar) 'konuşmak istedi ama ben konuşmasına izin vermedim. Kafasına sıktım. İkinci cinayette (Ayşe Selen Ayla) de kahvede çay içiyordum. Onu gördüm. Oradan geçeken hemen peşine takıldım. Eczaneye yanındaki evi girmek üzereyken ben arkasındaydım. Tam beni fark etti ve dönüp bana bakacakken, arkasından vurdum. Üçüncü cinayette ise (travesti Mustafa Has), otele yerleştikten sonra silahımı alıp gece dışarı çıktım. Travesti önümde durup beni arabasına aldı. Otelin arkasına gittiğimde o i...'yi de orada vurdum ve sonra otele döndüm."


Delil dosyasında'

Mektupta, ayrıca Ayri'nin yazdığı yazılarda, "Bu cinayetlerin öncesi de var. Ben ilk olarak Bodrum'da yanında çalıştığım kişi için R.Ö'yü asarak idam ettim" dediği de aktarıldı. Mahkeme gönderilen ve Hamdi Ayri'nin el yazısıyla cinayetleri anlattığı ihbar mektubu bugün Türkiye'nin yakından ilgilendiği seri katilin yargılandığı dava dosyasına delil olarak konuldu.


Polis ve jandarmada bilgi yok

Öte yandan, işlediği cinayetlerle Türkiye'yi ayağa kaldıran Hamdi Ayri'nin yazılarında Bodrum'da işlediğini söylediği 4. cinayet konusunda Bodrum'daki emniyet ve jandarma kayıtlarında bir bilgiye rastlanmadığı belirtildi. Emniyet ve jandarma yetkilileri, daha önce R.Ö. isimli birinin öldürüldüğüne dair ellerinde bir bilgi ya da kayıt olmadığını kaydetti. Ancak, yetkililer Ayri'nin iddiasının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı ve sözkonusu kişinin öldürülüp cesedinin yok edilmiş veya gömülmüş olabileceği ihtimaliyle ilgili araştırmaların sürdüğünü ifade etti.


350 polis seferber olmuştu

Geçtiğimiz Nisan ayındaki cinayetler, başta İzmir olmak üzere tüm Türkiye'yi ayağa kaldırmıştı. Hamdi Ayri'nin (27) ilk kurbanı, bankada çalışan Esra Yaşar (27) olmuştu. Ayri, 25 Nisan 2010'da Balçova'da sokakta yalnız yürüyen Esra Yaşar'ın arkasından yaklaşarak başına 7.65 çapında tabancayla bir el ateş etti. Ayri, genç kızın cep telefonunu ve cüzdanını alarak ortadan kayboldu.

Balçovalılar bu cinayetle sarsılırken, ertesi gün bir şok daha yaşadı. Katil, İzmir Ekonomi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencisi Ayşe Selen Ayla'yı da (22) yine aynı silahla kafasına tek el ateş ederek öldürdü. Ayri, ikinci kurbanının da cep telefonu ve cüzdanını alıp kaçtı. İki cinayet İzmir'de seri katil korkusu yaratırken, bu cinayetlerin bir benzerinin işlendiği haberi Çankaya semtinden geldi. Ayri, pazarlık ettiği 'Azra' takma adlı travesti Mustafa Has'ı (30), otomobilinin içinde yine kafasına aynı silahla tek kurşun sıkarak öldürdü ve onun da cep telefonu ile cüzdanını aldı.

Emniyet Müdürlüğü 350 polisi katili yakalamak için görevlendirirken, güvenlik kameralarının kayıtları incelendi. Ayri'nin, travesti Has'ı öldürdüğü noktaya yakın bazı işyerlerinin güvenlik kameraları tarafından görüntülendiği belirlendi. Travesti Mustafa Has'ın çalınan telefonunun peşine düşen polis, istediği bilgiye bir GSM dükkanında ulaştı. Araştırma yapan ekipler, Hamdi Ayri'nin Has'tan çaldığı telefonu Basmane'de ikinci el cep telefonu alan bir işyerine sattığı tespit edildi. Zanlının kimliğini tespit eden polis, Ayri'nin Bodrum'a gittiğini belirledi. Özel Harekat Timleri'nin de katıldığı operasyonla Hamdi Ayri, kaldığı odada uyurken yakalandı.

Susma hakkını kullanan Ayri tutuklanarak önce Buca Cezaevi'ne, oradan da yüksek güvenlikli F Tipi Cezaevi'ne gönderildi. Üç cinayet ve bir gasp suçundan soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı, hazırladığı iddianamede Ayri'nin 3 cinayetten 3 kez ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Savcı ayrıca iddianamede sanığın 3 yağma suçundan 45 yıl, ruhsatsız silah bulundurmaktan 1 yıl olmak üzere toplam 46 yıl hapis cezasına daha çarptırılması talebinde bulundu.