Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, koalisyon senaryoları ve Meclis Başkanlığı tartışmalarına ilişkin olarak, Meclis Başkanlığı için solda bir arayış var. "Geçmişte CHP ile DSP bir araya gelerek Hikmet Çetin'i Meclis Başkanı yapmıştı. Bu kez solda HDP'li Sırrı Süreyya Önder'in ismi ön plana çıkıyor. Eğer CHP destek verirse Sırrı Süreyya Önder'i, solun ortak adayı olarak görebiliriz" dedi. "AK Parti'de birinci tercih erken seçim" diyen Selvi, "AK Parti koalisyona girmesin, başarabiliyorsa muhalefet hükümet kursun şeklindeki yaklaşımlara kapalı" ifadesini kullandı.
Selvi'nin Yeni Şafak'ta "Kulislerde neler konuşuluyor" başlığıyla yayımlanan (16 Haziran 2015) yazısı şöyle:
Koalisyon arayışlarında ibre MHP ile CHP arasında gidip geliyor.
İbre kimi zaman CHP'yi kimi zaman MHP'yi gösteriyor.
CHP, koalisyona daha istekli duruyor. MHP ise pazarlık marjını yukarıda tutmaya çalışıyor.
Bu aşamada iki partinin de şansı eşit.
Bu arada alttan alta yürüyen bir Meclis Başkanlığı kulisi var ki aktarmasam olmaz.
Bir AK Parti-CHP koalisyonu olursa şimdilik Deniz Baykal ismi ön planda. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu kimseyi işaret etmiş değil. Altını çizmek istedim.
Bahçeli'nin tutumu nedeniyle MHP'de Meral Akşener ismi gündemde değil. Gözler Bahçeli'ye çevrilmiş durumda.
Meclis Başkanlığı için solda bir arayış var. Geçmişte CHP ile DSP bir araya gelerek Hikmet Çetin'i Meclis Başkanı yapmıştı. Bu kez solda HDP'li Sırrı Süreyya Önder'in ismi ön plana çıkıyor. Eğer CHP destek verirse Sırrı Süreyya Önder'i, solun ortak adayı olarak görebiliriz.
AK Parti ise aday mı çıkaracak yoksa koalisyon ortağına jest mi yapacak? Henüz onun sinyalini vermedi.
Koalisyon arayışlarına gelince:
AK Parti bir yandan hükümet kurmak, diğer taraftan ise muhalefetin Meclis'te birlikte hareket etmesini engellemek durumunda.
AK Parti'de birinci tercih erken seçim.
Ancak Siyaset imkan sanatı. Erken seçimden ziyade koalisyon hükümetinin kurulması daha mümkün görülüyor.
AK Parti koalisyona girmesin, başarabiliyorsa muhalefet hükümet kursun şeklindeki yaklaşımlara kapalı.
Başbakan Davutoğlu'nun MKYK toplantısında, bu öneriyi getirenlere, ”Türkiye'yi bunlara mı bırakacağız” diye tepki gösterdiği söyleniyor.
Kiminle hükümet kurulacağına gelince.
İki görüş var.
AK Parti-CHP
Bu modeli savunanlar, AK Parti -CHP koalisyonunun geniş bir siyasal ve sosyal tabana sahip olmasını ön plana çıkarıyorlar. İş dünyası bu modeli destekliyor. Sanıyorum bugün TÜSİAD'ın ziyaretleri sırasında da bu yönde sinyaller verilecek.
AK Parti ve CHP tabanları birbirlerine uzak. İki zıt kutbu temsil ettiği için AK Parti-CHP koalisyonu uzun ömürlü olur. Geçmişte DYP-SHP koalisyonu ile DSP-MHP-ANAP modelinde olduğu gibi. Ayrıca tabanda bir geçişkenlik yaşanmaz.
AK Parti-CHP koalisyonunu savunanlar partide hatırı sayılı bir desteğe sahip. Başbakan Davutoğlu'nun da CHP seçeneğine soğuk bakmadığı söyleniyor.
Özellikle de MHP ile koalisyonun Kürtlerin tamamen kaybedilmesine neden olacağını savunan Güneydoğu bölgesi CHP ile ortaklığı savunuyor. Çözüm süreci masada olur, Kürt oyları küstürülmemiş olur düşüncesindeler.
CHP'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan, saray tartışmaları ve 17-25 Aralık dosyaları konusunda tavrı ne olacak? Kılıçdaroğlu söz verse dahi çoğunluğu önseçimle gelen milletvekilleri oylamada farklı hareket edebilirler. CHP içinde CHP'cikler var. Bu noktada daha çok ANAYOL hükümetinde yaşananlar hatırlatılıyor. Çiller'in, Yüce Divan'a gönderilmesi konusunda ANAP'ın muhalefetle birlikte hareket etmesi.
AK Parti-MHP koalisyonu
MHP ile koalisyon, AK Parti tabanında geniş bir desteğe sahip. Özellikle partinin ana omurgasını oluşturan İç Anadolu ve Karadeniz bölgesi tarafından destekleniyor. Çözüm sürecini rafa kaldıracağı için Güneydoğu karşı çıkıyor. Muhafazakar tabanda heyecana yol açacağı savunuluyor. Ayrıca MHP'nin “lider partisi” olması nedeniyle koalisyonda alınan kararların hayata geçmesinde ve Meclis'teki oylamalarda fire beklenmiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sıcak baktığı söyleniyor. Anadolu sermayesi de MHP ile hükümetten yana.
MHP ile koalisyonun risklerine gelince, çözüm sürecinin rafa kaldırılacağı ve HDP'ye kaptırılan Kürt oylarının bir daha geri dönmeyeceği, HDP'de kalıcı olacağı kaygısı taşınıyor. İki partinin birbirine yakın olması nedeniyle tabanda geçişkenlik yaşanacağı endişesi taşınıyor.
Bu arada koalisyon hükümetlerine sıcak bakan CHP'de ise tabanı ikna etmek için MHP ve HDP'yi içine alan hükümet modelleri ön plana çıkarılıyor.
CHP-MHP azınlık hükümeti en çok üzerinde durulan seçeneklerden. İki parti arasında “dönüşümlü başbakanlık” teklifi müzakere ediliyor. En önemli sorun ise, MHP'nin, HDP'nin dışarıdan vereceği desteğe itiraz etmesi.
CHP'de üzerinde çalışılan koalisyon modeli ise AK Parti ile kurulacak,geniş tabanlı bir “grand koalisyon” hükümeti.
İstanbul sermayesi ve medyanın bu modeli destekleyeceği, batı dünyasının ise teşvik ettiği düşünülüyor. AK Parti-CHP koalisyonunun, Demirel ile İnönü'nün kurduğu DYP- SHP koalisyonuna benzer bir heyecan oluşturması düşünülüyor.
Ancak AK Parti ve Erdoğan'a karşı yürütülen sert muhalefet nedeniyle AK Parti ile koalisyonda fire verilmesi endişesi taşınıyor.
HDP'de ise koalisyon kurma çalışmalarında, “yapıcı rol oynama” kararı alındı. Erken seçime gidilmesini doğru bulmayan ve seçimlerde elde ettiği yüzde 13'lük başarıyı kalıcı hale getirmek isteyen HDP, hükümet kurma çalışmalarında yapıcı bir rol üstlenecek. AK Parti-CHP ortaklığı teşvik edilecek. Güven oylamasında sayısal desteğe ihtiyaç olmamasına rağmen HDP, grubunu serbest bırakacak.
7 Haziran seçimlerinden çıkan sonuçların “anahtar parti” konumuna getirdiği MHP, geçmiş koalisyon deneyimleri ışığında, pazarlık gücünü yüksek tutmayı hedefliyor.
AK Parti-CHP koalisyonunda muhalefette kaldığı takdirde büyüyeceğini düşünen MHP'nin ilk tercihi muhalefette kalmak.
Ancak hükümet kurulamadığı taktirde MHP'nin, AK Parti ile koalisyona uzak olmadığı biliniyor.
Kritik anlarda, ”Önce devletim ve milletim, sonra partim” düsturundan hareket eden MHP'nin Türkiye'yi hükümetsiz bırakmama adına AK Parti ile koalisyona yeşil ışık yakacağı söyleniyor.
Ancak MHP liderinin kullandığı, ”üstenci” dil AK Parti'de rahatsızlık meydana getirmiş durumda. DSP ile koalisyona girerken Rahşan Ecevit'in, ”eli kanlı katiller” sözüne sessiz kalan Bahçeli'nin, bu kez benzer bir dili AK Parti için kullanması dikkati çekiyor. MHP liderinin, ”Hesaplaşma olmadan helalleşme olmaz” şeklindeki sözleri AK Parti cephesinde rahatsızlığa yol açmış durumda.
Seçim sonuçları MHP'yi anahtar konumuna yükseltti. Ama Bahçeli'nin uzlaşmaz tutumu nedeniyle anahtar, kilide dönüşmek üzere.