Eski AB Bakanı Egemen Bağış ile gazeteci Metehan Demir arasında geçtiği öne sürülen telefon görüşmesini içerdiği öne sürülen ses kaydını konuşurken, Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi de “Bu arada dün AK Parti kulisindeydim. Fezlekelerden ziyade Egemen Bağış'ın ayetle alay eden sözleri konuşuluyordu. İnanılmaz bir rahatsızlık vardı” dedi.
Abdülkadir Selvi’nin Yeni Şafak gazetesinin bugünkü (20 Mart 2014) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:
Pensilvanya'dan Gürsel Tekin'e selam
Meclis'e girince önce iktidar kulisine uğradım sonra vakit kaybetmeden muhalefet kulisine geçtim.
Meclis Başkanvekili Sadık Yakut, yoklamayı başlatmış, Meclis'in toplanması için gereken yeter sayının bulunup bulunmadığını tespit etmeye çalışıyordu.
En son Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında yaşamıştık bu tartışmayı.
1982 Anayasası'na göre seçilen Turgut Özal'ın, Süleyman Demirel'in, Ahmet Necdet Sezer'in hatta ve hatta Türkiye Cumhuriyeti'nin 10 cumhurbaşkanının seçiminde aranmayan 367 sayısı Abdullah Gül için istenmişti.
O günlerde Meclis tutanaklarından yaptığım çalışmada Cumhurbaşkanlığı seçimlerini incelemiş, ama hiç birinden 367 türü akıl dışı bir yönteme müracaat edilmediğini görmüş, bunu Yeni Şafak'ta bir yazı serisi olarak yayınlamıştık.
'367 Sabih' in hukuk katliamı olan formülüne CHP sahip çıkınca, o gün oturumu yöneten Meclis Başkanı Bülent Arınç, milletvekillerini tek tek saymış, hatta itiraz etmek üzere salona giren CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol'u da sayıya dahil etmeye çalışmıştı.
O gün CHP milletvekilleri muhalefet kulisinde toplanmış ancak salona girmemişti. Erkan Mumcu ise ANAP Genel Merkezi'nde topladığı milletvekillerinin Meclis'e gelmelerini engellemişti.
Siyasetin ağır abisi Mehmet Ağar da Cumhurbaşkanlığı seçiminde başarısız bir sınav vermişti.
Dün ise roller değişmişti. AK Parti milletvekilleri Meclis'teydi ilk başta az bir kısmı Genel Kurul salonuna girdi ancak yoklama vermedi. Önemli bir bölümü ise kuliste beklemeyi tercih etti.
Bu kez muhalefet kulisinde kimse yoktu. Hatta bazı MHP ve CHP milletvekilleri koştura koştura girdiler salona.
Toplantı yeter sayısı olan 184 sayısının bulunup bulunmadığının tespit edildiği süre gergin bir bekleyiş hakimdi.
Sadık Yakut, oy pusulasını gönderenlerin isimlerini tek tek okuduktan sonra, toplantı yeter sayısının bulunduğunu açıkladı. Ama bu arada 'karşıyım karşı her şeye karşı' stratejisiyle hareket eden muhalefet buna da itiraz etti. Bunun üzerine Sadık Yakut, bu işi yapanların yüzlerinin kızarması gereken bir açıklamayı yaptı. 15 milletvekillerinin mükerrer oy kullandığını ilan etti. Bu kez CHP'li Muharrem İnce, 'Bunu neden açıklıyorsun' diye Yakut'a itiraz etti.
Mükerrer oy kullanmak milletvekiline yakışıyor mu? Sen önce çık onu söyle. Sadık Yakut'un yerinde Muharrem İnce otursa, o mükerrer oyları AK Parti milletvekilleri gönderse, bırakın isimlerini açıklamayı davul zurna ile millete ilan ederdi.
Bu tartışmalar arasında Meclis'in olağanüstü toplantısı başladı.
'Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir' derler ya öyle oldu. Beklendiği gibi fezlekeler okunacak mı okunmayacak mı tartışması başladı.
Ben de bu tartışmayı anlamadım.
Paralel medyanın yayın organı olan Bugün gazetesi daha operasyonun dumanı tüterken yayınlamıştı fezlekeleri. 19 Aralık tarihli Bugün gazetesini alıp okusunlar. Kesmezse Zaman'a baksınlar.
Ayrıca kirli bir ittifak içinde oldukları paralel yapı çoktan kendilerine ulaştırmıştır bunları. Milletin aklıyla alay mı ediyorlar?
Muhalefet, Meclis Genel Kurulu'nda dosyalar okunsun diye yeri göğü yırtarken Gürsel Tekin kuliste elindeki fezlekelerle fotoğraf çektiriyordu.
Sadık Yakut'tan Anayasaya ve yasaları çiğnemesini istemek yerine Gürsel Tekin'e müracaat etseler, fezlekelere ulaşabilirlerdi.
Gürsel Tekin ne diyordu? 'Yemişim suçunu'...
'Resmi evrakta sahtecilik'ten hapis cezasına çarptırıldığı Yargıtay'daki dosyasından da, 'Yemişim Gürsel'in suçunu' mantığıyla mı kurtulmuş acaba? Merak işte.
Gürsel Tekin'in dosyasının Yargıtay İmamı tarafından Pensilvanya'ya gönderilip gönderilmediğini bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki, o da Gürsel Tekin'in Fethullah Gülen'e selamlarını gönderdiği ve Gülen'in de, 'Gürsel Tekin Bey'e selamlarımı iletin mutlaka' diye tembihleyerek selamlar gönderdiği.
4 bakanla ilgili fezlekede AK Parti muhalefetin kimyasını bozan bir adım attı. 4 bakan yargılanmak istediklerini belirten dilekçeleri Meclis Başkanlığı'na sundular. AK Parti soruşturma Komisyonu'nun kurulması için başvuruda bulundu.
Hodriye, hodri...
Bu arada dün AK Parti kulisindeydim. Fezlekelerden ziyade Egemen Bağış'ın ayetle alay eden sözleri konuşuluyordu. İnanılmaz bir rahatsızlık vardı...