Daha önce aydınlara yönelik "Kanlarını akıtacağız" tehhditleriyle gündem olan suç örgütü lideri Sedat Peker, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın görevden çekilmesi ihtimalini irdeleyen bir yazı kaleme aldı. Peker, "Yüce Allah korusun, diyelim ki tüm bu baskılara dayanamayarak bir gün hem Cumhurbaşkanımızın kendisi, hem de mücadele arkadaşları, biz aktif dış politika başta olmak üzere tüm çalışmalarımızdan vazgeçip normale dönüyoruz deseler dahi (Mecazi anlamda söylüyorum, çünkü asla böyle bir şeyin olmayacağını gayet iyi biliyorum.) ne olur biliyor musunuz?" diye sordu ve Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşadığı bir olaydan örnek verdi.
Sedat Peker'in kişisel internet sitesinden yayımladığı yazı şöyle:
SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN ve ÇALIŞMA ARKADAŞLARI çok uzun seneler sonra YÜCE MİLLETİMİZE tekrardan büyük hayaller kurabilmeyi hatırlattılar (MİLLETİMİZİN atalet psikolojisinden kurtulup, aktif ve enerjik bir ruh dünyasına geçtiği herhalde tüm dost ve düşmanların kabul edeceği bir gerçekliktir.).
YÜCE ALLAH korusun, diyelim ki tüm bu baskılara dayanamayarak bir gün hem CUMHURBAŞKANIMIZIN kendisi, hem de mücadele arkadaşları, biz aktif dış politika başta olmak üzere tüm çalışmalarımızdan vazgeçip normale dönüyoruz deseler dahi (Mecazi anlamda söylüyorum, çünkü asla böyle bir şeyin olmayacağını gayet iyi biliyorum.) ne olur biliyor musunuz? Eğer ki bilmiyorsanız bunu size tarihi bir örnek ile anlatmak isterim.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, KURTULUŞ SAVAŞI zamanında tıbbiye son sınıf öğrencilerinin milli mücadele adına eğitimlerini bırakarak KUVA-Yİ MİLLİYE’ye katılmak için Anadolu’ya geldiklerinde, tıbbiyeli öğrencilere bari son senenizin bitmesini bekleseydiniz de öyle gelseydiniz,dediğinde tıbbiyeliler kendisine şöyle bir cevap verir:
‘’Paşam, ÜLKEMİZ düşman işgalindeyken bizim okumamız nasıl uygun olabilir. Ayrıca İstanbul'da bazı şeyler konuşuluyor, diyorlar ki KUVA-Yİ MİLLİYE’nin içinde sizin de arkadaşınız olan ve manda fikrini savunan bazı subaylar varmış. Paşam biz sizi herkesten çok severiz.. Ancak böyle bir teslimiyetçi fikri siz bile benimserseniz, tıbbiyeliler artık hem düşmanın hem de sizin karşınızda olacaktır (ATATÜRK bu sözler üzerine duygulanarak tıbbiyelilere onlarla gurur duyduğunu bu düşünceye sahip VATAN EVLATLARI olduğu sürece KURTULUŞ MÜCADELESİ'nin başarıya ulaşmasının kaçınılmaz olduğunu söylemiştir.)."
Dünya yerinden oynasa dahi SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN ve ÇALIŞMA ARKADAŞLARI'nın menzile odaklanmış küheylan sürüsünü durdurmayarak yaktıkları ateşi söndüremeyeceklerini biliyorum (Bu satırları Mecazi olarak yazıyorum.).Diyelim ki SAYIN CUMHURBAŞKANI'nın baskılara dayanamayan bazı ÇALIŞMA ARKADAŞLARI, bu MİLLETİN şanlı, mücadelesinden vazgeçip, tarihin son döneminde kendilerinin yola çıkarmış olduğu bu kervanı durdurmak istediler (Fikirlerini de SAYIN CUMHURBAŞKANINA kabul ettirmek içinde baskı kurmaya yöneldiler.).
Kıymetli Dostlarım, Son yıllarda YÜCE MİLLETİMİZ öyle bir nesil yetiştirdi ki, bir çoğu 30 yaşına bile gelmeden tüm dünya ülkelerinde akıl almaz mevkilere, makamlara gelerek, büyük başarılara ulaştılar. Bu arkadaşların bazılarıyla tanışma şerefine nail oldum (Tanıştığım içinde çok mutlu oldum, şeref duydum.).Benim için kötü olan tek şey ise onların yetenekleri ve meziyetleri karşısında kendimi eksik hissetmem oldu (Yemin ederek söyleyebilirim ki bu arkadaşlar KURTULUŞ SAVAŞI'ndaki tıbbiyelilerin ruhunu tekrardan dirilterek bu coğrafyada gezdiren kişilerdir.).