Gündem

Sedat Ergin: Odatv tutuklamalarından Avrupa Konseyi’nin son kararına; alt mahkemeler yüksek yargı kararlarını dinlemiyor

10 Mart 2020 08:05

Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, Libya’da şehit olan MİT mensubuna ilişkin haberler gerekçe gösterilerek Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu, Odatv muhabiri Hülya Kılınç, Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ve Yeni Yaşam Gazetesi Haber Müdürü Aydın Keser'in tutuklanmasını bugünkü köşesine taşıdı. 

Ergin, “Son gazeteci tutuklamaları, Avrupa Konseyi’nin Daimi Delegeler Komitesi’nin geçen hafta Türkiye’de ifade ve basın özgürlüklerinin durumuyla ilgili olarak aldığı eleştirel bir kararla aynı zamanlamaya denk gelmiştir.Strasbourg’da 3-5 Mart tarihlerinde yapılan ve Avrupa Konseyi’ne üye 47 ülkenin temsil edildiği bu toplantıda, AİHM’nin Türkiye hakkında ifade özgürlüğü alanındaki verdiği ihlal kararlarının uygulama durumu ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.” İfadesini kullandı.

Ergin yazısında şunları kaydetti:

AİHM bir ‘hak ihlali’ kararı verdiğinde, hem bireysel hem de ‘genel önlemler’ düzeyinde bu kararın ‘uygulanması’ yükümlülüğü var. Bireysel düzeyde, örneğin öngörülmüşse tazminat cezasının ödenmesi; ‘genel önlemler’ düzeyinde ise o ihlalin ortaya çıkmasına yol açan yasal çerçevenin değiştirilmesi gerekiyor.

Uygulamanın denetimini Avrupa Konseyi’nin Bakanlar Komitesi ve onun yerine vekâleten ‘Daimi Delegeler Komitesi’ yapıyor. Komite, Türkiye hakkında ifade özgürlüğü alanında alınmış birçok AİHM kararının uzun süredir Bakanlar Komitesi’nin gündeminde olduğu, yani henüz uygulanmadığı tespitini yapmıştır. Kararda ihlallerin Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Yasası çerçevesinde ifade özgürlüğüne yapılan haksız ve orantısız müdahaleler, gazetecilerin geçerli ve yeterli delil olmaksızın dava açılmadan uzun süre tutuklu kalmaları gibi sorunlardan kaynaklandığı belirtiliyor.

Bununla birlikte, Türkiye’deki olumlu gelişmeler de vurgulanıyor. Örneğin, yüksek mahkemelerin, özellikle de AYM’nin AİHM içtihatlarıyla uyumlu bir şekilde verdiği kararlar olumlu bir yöneliş olarak sıralanıyor. Keza, geçen ekim ayında kabul edilen insan hakları reform paketinde haber verme sınırlarını aşmayan ya da eleştiri amaçlı düşünce açıklamalarının suç kabul edilmeyeceği yolunda yapılan düzenlemeden övgüyle söz ediliyor.

Buna karşılık, alınan önlemlerin sorunları gidermede yeterli olmadığı, savcılar ve birinci derece mahkemelerin Ceza Kanunu’nu ifade özgürlüğüne saygı göstermeden uygulamaya devam ettikleri de kaydediliyor. Avrupa Konseyi kararı, bu yönüyle yargıda yüksek mahkeme içtihatları ile birinci derece mahkeme kararları arasında bir ikiliğin bulunduğuna işaret ediyor.

Kararda, Türkiye’den haklarında soruşturma açılan gazeteciler, tutukluluk ve mahkûmiyet süreleri hakkında ayrıntılı istatistiki verilere dayanan bir rapor hazırlaması da isteniyor.

En çarpıcı tarafı, kararda uygulamayla ilgili mevcut durumun “kaygıya yol açtığı” belirtilerek, 2021 Haziran ayı toplantısına kadar somut bir ilerleme sağlanmaması halinde Avrupa Konseyi sekreteryasından Türkiye hakkında bir ‘ara karar’ taslağı (interim resolution) hazırlamasının istenmesidir. Ara kararlar, ilgili hükümete uyarının ciddi düzeye ulaşması ve yaptırım sürecinin başlatılması anlamını taşıyor.

Yazının devamı için tıklayın