T24 - Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, Hrant Dink cinayetinin ayrıntılarının en baştan incelenmesine başlanacaksa Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in Trabzon'daki McDonald's'ın bombalanması olayının incelenmesi gerektiğini söyledi.Sedat Ergin'in "Dink cinayetinde en baştan başlayacaksak" başlığıyla yayımlanan (20 Ocak 2012) yazısı şöyle:
Dink cinayetinde en baştan başlayacaksakHrant Dink cinayetine doğru bir teşhis koyabilmemiz için bu cinayette rol alan kişiler ve onların muhtelif devlet birimleriyle olan ilişkilerini başından itibaren bütün çıplaklığıyla ortaya çıkarmamız gerekiyor.
Bunu yapabilmek için öncelikle 24 Ekim 2004 tarihinde Trabzon’daki McDonald’s şubesinin bombalanması olayı ve bu konudaki dosyanın Trabzon Adliyesi ve İl Emniyet Müdürlüğü içindeki seyrini projektörlerin altına yatırmalıyız.
Çünkü bu dosyaya gözlerimizi kapamayı tercih etsek bile, McDonald’s bombalaması ne yapıp yapıp her yerden karşımıza çıkıyor, çıkmaya devam edecek. Nitekim İstanbul’daki 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi de geçen salı günü Dink cinayetinde kararını verirken, bu kararın bir parçası olarak Erhan Tuncel’i 2004 yılındaki McDonald’s bombalanmasından dolayı 10.5 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Nedir bu McDonald’s olayı? Tuncel neden bu kadar gecikmeli bir şekilde mahkûm oldu?
Bombayı Tuncel yaptı, Hayal attı
Yasin Hayal, 24 Ekim 2004 tarihinde Trabzon’daki McDonalds’a bomba attı. Sıradan bir saldırı değildi bu, 5’i çocuk olmak üzere 6 kişi yaralandı.
Bugün mahkeme aşamasındaki ifadelerden ve muhtelif raporlardan kesinlik içinde biliyoruz ki, Hayal’i bomba atmaya azmettiren, hatta bombayı imal edip kendisine veren kişi Erhan Tuncel’den başkası değildi. Saldırı, Amerika’ya karşı bir eylem olarak planlanmıştı. Olay tarihinde her ikisi de BBP çizgisindeki Alperenler Ocağı’nın müdavimleriydi.
Trabzon polisi, patlamadan sonra Tuncel’i gözaltına aldı, ancak serbest bıraktı. Trabzon Emniyeti ve Savcılık, ilginçtir ki, bombalama olayında yalnızca Yasin Hayal’e suç yükledi.
Erhan Tuncel ise tanık yapıldı. Ancak Trabzon Emniyeti ve Jandarması, yargılama aşamasında tanık olarak dinlenebilmesi için Tuncel’i mahkemeye getirmeyi bir türlü başaramadı, çünkü mahkemenin çağrısı bir türlü kendisine tebliğ edilemiyordu. Gerekçe, Tuncel’in bulunamamasıydı.
Oysa Hayal duruşmalar için Trabzon Adliyesi’ne getirildiğinde Tuncel’in de Adliye koridorlarında dolaştığı görülüyor ama varlığı yetkililerce nedense bir türlü fark edilmiyordu.
Terörden yargılanmadı
Tuncel, artık Trabzon Emniyeti’nin kadrolu muhbiriydi. Yargılanmaması karşılığında muhbir yapılmıştı. Hakkındaki delillerin hepsinin üstü örtülmüştü.
Yasin Hayal, mahkemede bombayı kendisinin yaptığını söyledi. Aslında suçun birden çok kişinin bir araya gelmesi suretiyle ve siyasi saiklerle işlenmiş olmasına karşılık, Trabzon’daki polis ve savcılık, olayı bir terör eylemi olarak değerlendirmedi, bir adli olay muamelesi yaptı.
Dava terör suçundan açılmış olsaydı, yüklenen suçların ceza sınırları yükseleceği için Yasin Hayal’in kısa bir süre sonra serbest kalması hiçbir şekilde söz konusu olamayacak, bir bu kadar önemlisi örgüt bağlantıları da araştırılacaktı.
Hayal serbest bırakıldı
Yasin Hayal, olaydan yaklaşık 11 ay sonra yargılaması devam ederken avukatının başvurusu üzerine tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bu kararın zihinleri bugün de meşgul eden çok garip bir öyküsü var.
Davaya Trabzon 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi bakıyordu. Bu mahkeme, 13 Eylül 2005 tarihinde iki yedek üyeyle toplandı. Başkan ve bir üye izinli oldukları için duruşmaya çıkmadı. Onların yerine kürsüye çıkan yedek üyelerden biri ticaret mahkemesi, diğeri ise icra hâkimiydi. Yedek hâkimlerin tahliye gibi kritik bir karara imza atmaları pek teamülden olmasa da, mahkeme heyeti oybirliği ile Hayal’in tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verdi.
(Daha sonra Adalet Bakanlığı müfettişleri bu kararı alan hâkimlerle ilgili yaptıkları incelemede işlem yapılmasına gerek olmadığına” karar verdi.)
Yasin Hayal o gün hapisten çıktı. Serbest kaldıktan sonra ilk uğradığı yerlerden birisi neresi mi oldu dersiniz? Trabzon Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi... Bu, bir nezaket ziyaretiydi.
Ve Dink'i öldürmeyi planlamaya başladı
Trabzon’daki mahkeme, McDonald’s bombalamasıyla ilgili nihai kararını 14 Haziran 2006 tarihinde aldı ve Yasin Hayal’i 6 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm etti. Ancak Yargıtay’daki temyiz süreci bekleneceği için, Hayal yeniden tutuklanmadı, Trabzon’da serbest bir şekilde mesaisine devam etti.
Mesaisi neydi? Hrant Dink’in öldürülmesini planlamak... Zaten Erhan Tuncel 17 Şubat 2006 tarihinde Trabzon Emniyeti’ne Hayal’in Dink’i öldürmeyi planladığını haber vermişti. Daha sonra başka tarihlerde aynı istihbaratı tekrarladı Tuncel.
Hrant Dink, 19 Ocak 2007 tarihinde, (tam 5 yıl önce dün) Yasin Hayal’in yönlendirmesiyle İstanbul’da Ogün Samast tarafından vuruldu.
Yargıtay cezayı eksik buldu
Cinayetten yaklaşık bir buçuk yıl sonra Yargıtay 8’inci Ceza Dairesi, Trabzon 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin Yasin Hayal hakkında vermiş olduğu kararın içindeki bazı cezaları bozdu. Yargıtay, 2 Mayıs 2008 tarihinde aldığı bu kararda 5’i çocuk olmak üzere yaralanan 6 kişi için verilen cezaların eksik hesaplandığına hükmetti. Yargıtay’ın hesabına göre, bu yaralama fiilleri nedeniyle
Hayal’in 21 ay daha hapis yatması gerekiyordu.
Bir başka deyişle, ceza doğru hesaplanmış olsaydı, Yasin Hayal’in 13 Eylül 2005 tarihinde serbest bırakılmaması gerekiyordu. Bu durumda Hayal hapishanede yatmaya devam edeceği için Dink cinayetinin planlamasına da girişemeyecekti.
Tabii Yargıtay da bu kararı daha erken bir tarihte almış olsaydı, Hayal yeniden tutuklanması gerekebilir, olayların akışı da başka bir seyre girebilirdi. Bu karar Yargıtay’dan çıktığında Hrant Dink’in ölümünün üstünden neredeyse 1.5 yıla yakın bir süre geçmişti.
McDonald’s bombalaması ile Dink cinayetinin kilit aktörlerinin aynı kişiler olarak karşımıza çıkması üzerinde durulması gereken bir durumdur. Trabzon’daki “bir el” koruyucu örtüsünü onların üstünden eksik etmemiştir.
McDonald’s bombalaması sonrasında polis ve adliye cephesinde yukarıda sıraladığımız gariplikler olmasaydı, belki de Hrant Dink’in cinayete kurban gitmesine açılan yollar baştan kapanmış olacaktı.
Not: Bu yazıda anlatılan olayların ayrıntıları için 324 gündür cezaevinde tutuklu bulunan değerli meslektaşımız Nedim Şener’in “Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları”, Kemal Göktaş’ın “Hrant Dink Cinayeti, Medya-Yargı-Devlet” isimli kitapları ile Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun Dink cinayeti hakkında hazırladığı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzalı raporuna bakılabilir.