Bahçeşehir Üniversitesi (BAÜ) Hukuk Fakültesi tarafından İstanbul’daki Kartal, Bakırköy ve Çağlayan’daki İstanbul adliyelerinde 800 dosya üzerinde yapılan “Türkiye’de Tutuklama Uygulamaları ve Tutuklamada Savunmanın Rolü” araştırmasının sonuçlarına göre, savcıların yüzde 97’sinin herhangi bir gerekçe göstermeden tutuklama isteminde bulunduğu ortaya çıktı.
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı Başkanı öğretim üyesi Prof. Dr. Feridun Yenisey, uzun tutukluluk sürelerinin Türkiye’de bir sorun olduğuna dikkat çekerek “Sorunun kaynağı, duruşmaların uzaması ve Yargıtay’da beklemelerden kaynaklanıyor” dedi.
BAÜ Hukuk Fakültesi tarafından, Harvard Kennedy ve Max Planck Research School işbirliği ile gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları dün üniversitenin Beşiktaş Yerleşkesi’nde Dr. Todd Foglesong ve Prof. Dr. Hans-Lörg Albercht’in katıldığı toplantı ile açıklandı. BAÜ Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Feridun Yenisey ve Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu tarafından yürütülen bilimsel araştırma için Kartal, Çağlayan ve Bakırköy adliyelerinde kesinleşmiş 800’e yakın dava dosyası incelendi. Araştırma ile Türkiye’de tutuklama kararlarının verilme sıklığı ve tutuklama kararlarının adil yargılanma hakkı açısından niteliğine bakıldı. Araştırmada incelenen ve sonuçlanan dava dosyalarının yalnızca yüzde 3’ünde savcıların gerekçe göstererek tutuklama isteminde bulunduğu, herhangi bir gerekçe göstermeden tutuklama talebinde bulunulan dosyaların oranının ise yüzde 97 olduğu belirlendi. Türkiye’de hâkimlerin çok büyük oranda savcıların tutuklama istemini kabul ettiği ortaya çıkan araştırmada, savcıların tutuklama isteminin reddedildiği dosya oranının yalnızca yüzde 3 olması dikkat çekti. Hâkimlerin, savcıların tutuklama istemini yüzde 97 oranında kabul ettiğinin belirlendiği araştırmada, savcıların tutuklama kararının hâkim tarafından reddedildiği hallerde ise savcıların yalnızca yüzde 44’ünün bu karara itiraz ettiği, yüzde 56’sının ise dosyayı takip etmediği görüldü.
‘Avukatlar karara itiraz etmiyor’
Türkiye’de savunma avukatlarının yüzde 30’unun tutuklama kararına itiraz etmediği ya da yeterli savunmayı gerçekleştiremediği belirtilen araştırmada, tutuklama kararlarının yüzde 95’inin de henüz ilk soruşturma aşamasında verildiği kaydedildi. Tutuklama kararları incelendiğinde ise dosyaların yalnızca yüzde 9’unda hâkimler tarafından verilen kararda kuvvetli suç olgusu gösterilmesi dikkat çekti. Hâkimlerin tutuklama kararı vermeden önce yapmak zorunda olduğu “hukukta ölçülülük ilkesi” yaklaşımının ise araştırmada yalnızca bir dosyada yapıldığı, cumhuriyet savcısının da yalnızca üç vakada tutuklama kararını bozduğu ortaya çıktı. Tutuklama kararı verilirken savunma makamının (müdafi) oturumda bulunma zorunluluğu olmasına karşın tutuklama kararlarının yüzde 11’inin müdafi oturumda olmadan, kanuna aykırı olarak verildiği görüldü. Müdafilerin yüzde 65’inin duruşma öncesinde dosyayı incelemedikleri de araştırmanın bir başka sonucu olarak öne çıktı.
Ortalama tutukluluk 314 gün
Türkiye’de tutukluluk sürelerinin ortalama 314 gün olduğunun da görüldüğü araştırma ile ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Feridun Yenisey, Türkiye’de tutuklama kararlarının denetimi konusunda anayasada eksiklikler olduğuna vurgu yaptı. Yenisey, Türkiye’de temyiz aşamasında büyük bir sıkıntının olduğunu belirterek “Çünkü tutuklama kararları nihai olarak ilk mahkemede bitiyor. Görülmekte olan dava sırasında Yargıtay denetleme yapamıyor. Bunun kanun ile değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Uzun tutukluluk süreleri Türkiye’de bir sorun, fakat bunun sorumlusu tutukluluk müesseseleri değil” dedi. Prof. Yenisey, bu durumun nedeninin uzayan duruşmalar ve Yargıtay’daki bekleme süreleri olduğuna dikkat çekti.