Şırnak’taki olaylarda tutuklanan sekiz kişi için ‘sağlam raporu’ alan polis, dayağa hastane bahçesinde başladı. İddiaya göre iki tutuklu ağaca bağlanarak dövüldü.
Şırnak’ın İdil ilçesinde 21 Ekim’de gerçekleştirilen kepenk kapatma eylemi ve gösterilerin ardından gözaltına alınarak tutuklanan sekiz kişi için polis önce sağlam raporu aldı, dayağa ise hastane bahçesinde başladı. Midyat M Tipi Cezaevi’ne götürülmesi için polise teslim edilen tutuklulardan ikisinin ağaca bağlanarak dövüldükleri iddia edilirken, hastane bahçesinde başlayıp Beşşehitler Polis Karakolu’nda devam eden işkenceye İdil Cumhuriyet Savcısı Kenan Göksu suçüstü yaptı. Tutuklular, kendilerine işkence yapan üç polisi teşhis etti. Teşhis edilen polislerden birinin kendisini teşhis eden tutukluyu “Ben de seni tanıyorum, unutma bunu” diye tehdit etmesi tutanaklara geçirildi.
Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre, 21 Ekim günü başlayan ve 23 Ekim’de hastane bahçesine kadar işkencenin taşındığı olay şöyle gelişti:
Abdullah Öcalan’a İmralı Cezaevi’nde baskı yapıldığı iddiaları üzerine bölgede tırmanan gerilim, Şırnak’ın İdil ilçesine de yansıdı. Esnaf 21 Ekim günü kepenkleri kapattı ve sokaklarda yer yer gösteriler başladı. Çok sayıda çocuğun da katıldığı gösterilere polisin müdahalesi gecikmedi.
‘Cezaevi yok, karakola’
Güvenlik güçlerinin müdahaleleri sonucunda 15 kişi gözaltına alındı. Gözaltı sırasında da polisin zor kullandığı öğrenilirken, bu esnada kimsede ciddi bir yaralanma olmadı. 23 Ekim günü gözaltına alınanlar adliyeye sevkedildi. İdil Asliye Ceza Mahkemesi, ifadelerin ardından 15 kişiden yedisini serbest bırakırken, Musa Bayram, Salih Geçgel, Ahmet Karagöl, Hasan Eraslan, Mehmet Bayram, Yusuf İnan, Hüsnü Doğan ve Mehmet Goran tutuklandı. İdil’de cezaevi olmadığı için tutuklananların Midyat M Tipi Cezaevi’ne gönderilmeleri gerekiyordu. Ancak saat geç olduğu için tutuklular geceyi karakolda geçirmeleri ve ertesi gün sevk işlemlerinin tamamlanması için polise teslim edildi. Polisler, tutukluları adli muayenelerini için İdil Devlet Hastanesi’ne götürdü. Burada tanzim edilen raporlara göre, muayene sonucunda tutuklularda darp izi yoktu.
Hastane bahçesinde işkence
Tutuklanan sekiz kişi muayenelerinin ardından Beşşehitler Karakolu’na götürülecekti. Ancak polisler, hastane bahçesinde tutukluları dövmeye başladı. İddiaya göre, tutuklulardan ikisi ağaca bağlanarak dövülmüştü. Tutuklulardan Hüsnü Doğan’ın avukatı Cihan Güçlük, herkesin gözü önünde yaşanan bu olayı öğrenince savcılığa müracaat etti. Savcı Kenan Göksu da vakit geçirmeksizin Beşşehitler Karakolu’na baskın yaptı. Savcı Göksu, karakolun nezaret bölümüne girince, tutuklulardan Hüsnü Doğan’ın yediği dayaktan baygın vaziyette yattığını tespit etti. Doğan’ın avukatı Cihan Güçlük de müvekkilinin bu durumuna tanık oldu. Savcının ve avukatların yaptığı tespitlere göre Hüsnü Doğan kadar olmasa da diğer tutuklular da polisler tarafından hayli hırpalanmıştı.
Üç polis teşhis edildi
Savcı karakolda görevli bütün polisleri vakit geçirmeden tutuklularla yüzleştirdi. Tutuklular, polislerden üçünü teşhis etti. Bu polis memurlarından birisi, kendisini teşhis eden tutukluya, “Sen beni tanıdın ama ben de seni tanıyorum. Bunu unutma” diye seslendi. Polisin yaptığı bu tehdit, tutanaklara geçirildi.
İkinci rapor: İşkence var
Savcı Göksu, dayak yiyen sekiz tutuklunun ikinci kez İdil Devlet Hastanesi’ne sevk edilmesine ve muayene edilmelerine karar verdi. Avukatlar tutukluların polis nezaretinde götürülmesine itiraz edince, devreye jandarmalar girdi. Doktorlar, İdil Devlet Hastanesi’nde gerçekleştirilen muayene sonucunda, önceki raporun aksine darp ve cebir izleri net bir biçimde tesbit etti. Haklarında soruşturma başlatılan üç polisin ise adliyede ifadeleri alındı.
Savcının son günü
İdil’de yaşanan işkence ile ilgili bir başka ilginç ayrıntı ise 23 Ekim gününün, daha önce tayini çıkan savcı Kenan Göksu’nun ilçedeki son günü olmasıydı. İşkenceyi tespit amacıyla karakola baskın yapan ve üç polis hakkında soruşturma başlatan Savcı Kenan Göksu, ertesi gün İdil ilçesinden ayrıldı. Bu olaylardan sonra jandarma eşliğinde Midyat’taki cezaevine sevkleri yapılan tutukluların henüz ifadelerine başvurulmadığı öğrenildi.
Gazetecilere de dayak DTP Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş da, olayların ardından İdil’de inceleme yaptıklarını, işkenceyi kameralarıyla belgeleyen gazetecilere de polisin çok sert müdahalede ettiğini söyledi. Selahattin Demirtaş, “Gazetecileri dövmüşler, kameramanların dayak ve işkence olaylarını tespit eden görüntülerine el koymuşlar. Hem saldırıyorlar hem de tüm bu şiddetin kamuoyundan gizlenmesini istiyorlar” diye konuştu.