O belgenin sızmasından sonra karargâhtaki imha operasyonuna katıldığını öne süren bir subay daha Savcı Öz'e mektup gönderdi. Mektupta "Çiçek'in belgesinin izine rastlamasam da aynı paralelde çok çalışma gördüm" deniyor.
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'e, 'İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın ıslak imzalı orijinal belgesinin mektup içinde postalanmasının ardından yine 'meçhul bir subay' tarafından ikinci ihbar mektubu gönderildiği ortaya çıktı. Meçhul subay, Genelkurmay Karargahı'ndaki bilgisayarlarda gerçekleştirilen "silme" işleminde görev yaptığını iddia ederek, "kurtardığı" belgeleri yüklediği CD ile ilişikte gönderdiğini yazıyor. Mektup sahibi subay, "Sayın Savcım, bu mektubu kaybolabileceğini dikkate alarak Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, muhalefet liderlerine ve Adalet Bakanı'na da gönderdim" notunu düşmüş. İhbarcı subay, bilgisayarların silinmesi sırasında kopyaladığı belgeleri açıklamaktan önce korktuğunu ancak ıslak imzalı belgenin gerçek çıkmasından sonra bu belgeleri göndermenin faydalı olacağını düşündüğünü vurguluyor. Yeni ihbar mektubunun geçen hafta içinde ikinci kez tutuklanan Kurmay Albay Dursun Çiçek'in 48 saat sonra serbest kalmasından sonra ortaya çıkması dikkati çekiyor. İhbar mektubunda öne çıkan ayrıntılar şöyle:
Acele inceleme yapıldı Bilgi Destek Şube'deki bilgisayarlardan 14 adet hard disk sökülerek incelendi. Acele bir inceleme yaptırılarak bir gün sonra iade etmesi istendi. 14 adet hard diskin sadece imajlarının alınması bile bu kadar kısa bir sürede mümkün değildi. Sadece hard disklerdeki dosyalarda kelime taraması yapılarak arama gerçekleştirildi.
Şifre çözme işlemi tamamlanmadı
Bu şekilde yapılan arama ile ne silinmiş dosyalar ne de şifreli dosyalar incelenebildi. (...) İnceleme sırasında aynı dairede görevli olan Albay S.Ö görevlendirilerek inceleme işlemini gerçekleştiren ast rütbeli personel üzerinde psikolojik baskı oluşturuldu.
Bilgisayarlar parmak iziyle çalışır
Karargahta bu tür gizli çalışmalar en az albay düzeyinde personel tarafından kendilerine tahsis edilmiş özel dizüstü bilgisayarlarda (bunların bir kısmı parmak izi ile çalışmaktadır) yapılmaktadır. Bu bilgisayarlara MEBS (Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemler Dairesi) Başkanlığı'nda görevli personel bile erişim sağlayamamaktadır. Dursun Çiçek Albaya ait dizüstü bilgisayar ise olaydan ancak 4- 5 gün sonra incelenebilmiştir. 5 gün içinde kayda değer bir şey kaldıysa tabii ki.
Dosyaları kopyaladım
Bu inceleme işlemleri sırasında bazı dosyalar dikkatimi çekti. Bu yüzden kendi olanaklarımla bazı hard disklerden silinmiş dosyaları geri getirmeye çalıştım. Kurtarabildiğim dosyaların kopyasını aldım. Geri getirmeye çalıştığım bazı dosyaları açamadım.
Paralel belgeleri gördüm
Bu aramalar sırasında Dursun Çiçek Albayın belgesinin izine rastlamasam da aynı paralelde birçok çalışma yapıldığını gördüm. Bulduğum diğer belgeler hakkında amirlerime herhangi bir şey bahsetmedim. Ancak lazım olabilir diye bunları sakladım. Ortaya çıkarırsam benim üzerime de gelirler diye bu konu hakkında şimdiye kadar kimseye bilgi vermedim. Belgenin gerçek olduğunun ortaya çıkarılmasından sonra bu dosyaların sizin tarafınızdan incelenmesinin daha doğru olacağını düşünerek CD ortamında sizlere gönderiyorum.