Olağanüstü hâl (OHAL) uygulaması kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile ihraç edilen ve "İşimizi geri istiyoruz" diyerek başlattıkları açlık grevinin 72'nci gününde tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen ve sınıf öğretmeni Semih Özakça hakkındaki davanın beşinci duruşması, bugün (27 Kasım 2017) Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Açlık grevinin 264'üncü gününde görülen duruşmada savcı, Özakça'nın ardından Gülmen'in de tahliyesini istedi.
Tahliye talebine gerekçe olarak, Gülmen'in "kaçma şüphesinin" olmaması ve "delilleri karartma ihtimalinin bulunmaması" gösterildi.
Yaklaşık bir buçuk saat süren aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme tahliye talebini reddederek, Gülmen'in tutukluluğunun devam etmesini kararlaştırdı. Semih Özakça ve Nuriye Gülmen'in yargılandığı davanın bir sonraki duruşması 1 Aralık'ta görülecek.
İşte dakika dakika yaşananlar:
17:15: Duruşma çıkışında "Nuriye ve Semih yalnız değildir" sloganı atan kişilere polis biber gazıyla müdahale etti. Gözaltına alınanlar olduğu bildirildi.
17.00: Nuriye Gülmen için istenen tahliye talebi kuvvetli suç şüphesi ve kanunda öngörülen ceza miktarı gerekçe gösterilerek reddedildi. Dava 1 Aralık'a ertelendi.
16.10: Verilen ara sona erdi. Mahkeme heyeti yerini aldı. Ara kararın açıklanması bekleniyor.
15.13: Mahkeme; Nuriye Gülmen'in tahliye talebi için duruşmaya ara verdi.
15.00: Nuriye Gülmen: Bu dosyaya ilişkin, açlık grevine ilişkin, bu eyleme nasıl başladığıma ilişkin, bu kararı nasıl aldığımıza ilişkin daha anlatmak istediğim çok şey var. Savunmamı etkin bir şekilde yapmak için tahliye edilmemi ve huzurunuzda savunma yapmak istiyorum. Bu hafta içinde yeni bir gelişme oldu. OHAL komisyonunun bir karar vermesi bekleniyor. İlk kararlardan bir tanesinin de bizim başvurumuz olması bekleniyor. Bu koşullarda eğer görevime iade edildiğim takdirde tutuklu koşullarda tedavi olmak istemiyorum. İşkence gibi bir süreç yaşadım. İki aydır buradayım.
14.50: Avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu söz aldı: Mahkeme dava dosyasını cezaevinden çıkarmıyor. Adeta mahkeme de hapsedilmiş. Son üç duruşmanın Sincan Cezaevi içinde yapılması kararı alınmadan dava görülüyor. Bu OHAL'e bile aykırı.
14.30: Avukat Betül Kozağaçlı: Nuriye'nin tutulduğu mahkum koğuşu insan onuruna aykırı bir yer. Değil Nuriye Gülmen'in tahliyesi, oranın biran önce kapatılması gerekir.
14.10: Verilen aranın ardından duruşma avukatların savunmalarıyla devam ediyor.
12.30: Saat 14.00'a kadar duruşmaya ara verildi.
12.20: Tanık Pelin Tuştaş: Nuriye'yi yakından tanırım. Örgütle ilişkili bir şey olmadığını biliyorum. İkimiz de Eğitim-Sen'liyiz. Birçok problem yaşadık, her şeyi konuşurduk. Bu nedenle kesinlikle böyle bir şey olmadığını biliyorum.
12.00: CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi tanık olarak dinleniyor:
Olayların tamamı hakkında fikrim var. 15 Temmuz' dan sonra çok ciddi sayıda idari tasarrufla ihraç olunca birçok mağdur yaratıldı. CHP olarak bu konuda bir komisyon kurduk.
Acun ve Nuriye iki öğretmenimiz rahatlıkla meclise girdi ve dertlerini anlattılar. Komisyona başvurduklarını ve sonuç beklemediklerini, bir kamuoyu oluşturmak için eyleme başvuracaklarını söylediler. Yükselde oturma eylemine başlayacaklarını söylediler. Oturma eylemine başlayacakları, seslerini duyuramazlarsa açlık grevine başlayacaklarını, gözaltına alınacaklarını eylem yasağı olduğunu, gözaltı sürecinde yanlarında olursak daha az hak ihlali yaşanacağını söylediler.
Mümkün olduğunca gözaltı takibine gittik, bunlar suçsuz dedik, siyasi sorumluluğumuzu yerine getirdik. Oturma eyleminden sonuç alınmayınca başta söyledikleri gibi açlık grevine gittiler, şahidim, ilk günden bu güne kararlı olduklarını biliyorum.
11.30 - Avukat Murat Yılmaz: Esas hakkındaki savunma için süre ve kovuşturmanın genişletilmesi talebimiz var. Savcının talebini olumlu karşılıyoruz ama geç kalınmış bir taleptir. İki celse arasında olumlu olumsuz bir değişiklik olmadığı için keyfi tutulduğunu anlıyoruz. Geçen celsenin çözümü daha bugün Uyap'a yüklendi. Dolayısıyla inceleme şansımız olmadı. Bu çözümler alınmadan bizim esas hakkında savunma yapmamız mümkün değil. Mahkeme 7 nolu ara kararında müdafileriyle uygun saatlerde görüşme kararı verdi. Savcılık, biz bu talebin nereye gideceğini anlamadık dedi, işi yokuşa sürdü. Yine koridorda ve kısa süreli olarak görüş yaptırıldı.
Ayrıca cumartesi ve pazar da görüşmek istedik ama savcı tarafından reddedildi, hem de hükümlüler için geçerli olan yasa dayanak gösterilerek. Sizi aşan bir irade var. Savcılık sizi takmıyor. Başhekim ben savcıya sorarım, mahkeme kararını dinlemem diyor. Eğer anayasa uygulanıyorsa, CMK uygulanıyorsa mahkeme kararları kesinlikle uygulanmalıdır. Ama buna rağmen Numune Hastanesi ve Savcılık bunu dikkate almıyor, kararlarınızı dikkate almıyor.
"Mütalaaya karşı beyanlarımızı sormadınız"
Tutuklu olduğu için müvekkille vekaletnamesiz görüş yapabiliriz. Bize vekaletname ve yetki dayatıyorlar. Sunuyoruz. Ertesi gün tekrar vekaletname ve yetki dayatılıyor. Mahkeme kararlarınız, savcılık eliyle, hastane eliyle, jandarma eliyle uygulanmıyor. Hiç kimse mahkemenin üstünde değil. Fatih Solak'ın beyanından sonra bize sormadan savcıya sorup mütalaa istediniz. Halbuki delillerin ortaya koyulması ve tartışılması gerekiyordu. Mütalaaya karşı beyanlarımızı sormadınız. Bu açık bir usule aykırılık, usul ihlal edilmiştir. Savcı mütaalasını burada hazırlamadı. Dolayısıyla Fatih'in ne söylediğinin, Nuriye'nin ne söylediğinin, bizim ne söylediğimizin önemi yok. Savcılık hazır gelmiş. İtirafçı beyanları hakkında tanıkların Nuriye Gülmen hakkında iftira atmakta yararı yok dediniz. Bu şahıslar itirafçıdır, dolayısıyla iftirada menfaatleri var.
Reza Zarrab göndermesi
İktidar Reza Zarrab davası hakkında bunun siyasi dava olduğunu, itirafçılık hususunun zorla Türkiye'ye zarar vermek için yapıldığını, Reza Zarrab'ın kullanıldığını söyledi. Beyanları aynen ondan alıyorum. Bunu neden okudum? Biz bunu çok dikkate aldığımızdan, ABD yargısını çok sevdiğimizden değil. Bekir Bozdağ diyor ki itirafçıların beyanlarına itimat edilemez. Biz de bu konuda Berk Ercan ve Fatih Solak'ın beyanlarında menfaatleri olduğunu söylüyorum.
Peki Berk Ercan'ın yararı nedir? Berk Ercan, 30 Ekimde tahliye oldu. Uzun namlulu silahlarla yakalanan, örgüt üyeliğinden ceza alan Berk Ercan buna rağmen tahliye oldu. İşte menfaat budur. Polis tutanaklarına göre protestoya 15 bin kişi katılmış. 58 kişi yargılanıyor. Peki bu dosyalarda Nuriye'nin patlayıcı yaptığına, attığına, polise direndiğine ilişkin bir şey var mı? Yok. Resimleri sunuyorum, en önde pankartı tutuyor.
11.10: Duruşmaya SEGBİS sistemiyle katılan Nuriye Gülmen tahleyisini istedi. Gülmen, cezaevi koşullarının ağır olduğunu ve savunma yapabilmek için koşulların sağlanmadığını söyledi. Gülmen şöyle konuştu:
Sizden tahliyem ile bir lütuf beklemiyorum, sadece hukukun gereklerini yerine getirmenizi istiyorum.
11.00: Duruşma başladı. Savcı, Nuriye Gülmen'in adli kontrolle serbest bırakılmasını istedi.
10.10: Duruşma öncesi konuşan Semih Özakça "Tarihsel olarak umutluyuz. Emekçiler her zaman kazanır. Umudumuzu yitirmek için hiçbir nedenimiz yok. Nuriye hocayı da oradan alabiliriz. Umut edelim.
10.00: Semih Özakça ile eşi Esra Özakça, öğretmen Acun Karadağ, sosyolog Veli Saçılık duruşma için Sincan Cezaevi'ne geldi. Nuriye ve Semih Özakça'ya destek olmak için milletvekilleri, avukatlar ve çok sayıda yurttaş da Sincan Cezaevi önüne geldi.
Ne olmuştu?
KHK ile ihraç edildikten sonra açlık grevine başlayan, ardından tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça'nın yargılandığı davanın 4'üncü duruşmasında, Semih Özakça'nın elektronik kelepçe şartıyla tahliye edilmesine, Nuriye Gülmen'in ise tutukluluğunun devamına karar verilmişti.