Gündem

Savcı, Engin Çeber davasında iki sanık için ağırlaştırılmış müebbet istedi

Engin Çeber, 28 Eylül 2008’de Sarıyer’de dergi dağıtırken arkadaşları Cihan Gün ve Aysu Baykal’la birlikte gözaltına alınmıştı

06 Ağustos 2012 20:27

Engin Çeber'in Metris Cezaevi'nde "işkence ve kötü muamele" sonucu öldüğü iddiasına ilişkin davada mütalaasını veren cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıklar Selahattin Apaydın ve Sami Ergazi'nin "netice sebebiyle ağırlaştırılmış işkence" suçundan "ağırlaştırılmış müebbet" cezası verilmesi görüşünde olduğunu belirtti.

Özgür Arslan ve Timur Tarlığ'ın Radikal'de yer alan haberine göre;  Sarıyer Muhsin Bodur Polis Merkezi ve Metris Cezaevi’nde gördüğü ileri sürülen işkence sonucu 10 Ekim 2008’de hayatını kaybeden Engin Çeber’in davasında savcı, ilk yargılamada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Metris Cezaevi ikinci müdürü Fuat Karaosmanoğlu’nun işkenceye karışmadığını belirterek sadece ‘görevi kötüye kullanmak’ suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Daha önceki yargılanmada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan infaz koruma baş memuru Nihat Kızılkaya’nın da 3 yıldan 12 yıla kadar hapsi istendi. Mahkeme savcının mütalaası doğrultusunda karar verirse, Fuat Karaosmanoğlu devlete fazladan yattığı hapis cezası için tazminat davası açabilecek.

Engin Çeber, 28 Eylül 2008’de Sarıyer’de dergi dağıtırken arkadaşları Cihan Gün ve Aysu Baykal’la birlikte gözaltına alındı. Çeber karakolda ve Metris Cezaevi’nde işkence gördü. Yanında arkadaşlarından Özgür Karakaya da vardı. Engin Çeber yediği dayak nedeniyle cezaevinde fenalaşınca kaldırıldığı Şişli Etfal Hastanesi’nde 10 Ekim 2008’de hayatını kaybetti. Soruşturma başlatan Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı aralarında cezaevi müdürleri, gardiyanlar, askerler ve polislerin bulunduğu 60 kişiye işkenceden dava açtı. Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi davayı 13 ayda karara bağladı.

1 Haziran 2010’da verilen kararda, Metris Cezaevi 2. Müdürü Fuat Karaosmanoğlu ile infaz koruma memurları Selahattin Apaydın, Nihat Kızılkaya ve Sami Ergazi’ye işkence sonucu ölüme neden olmak suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Polisler Mehmet Pek ve Abdulmuttalip Bozyel işkence suçundan 2 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırıldı. Polis memuru Aliye Uçak işkence suçundan 2 yıl 6 ay, cezaevi doktoru Yemliha Söylemez gerçeğe aykırı belge düzenlemek suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün, infaz koruma memurları Murat Çise ve Yavuz Uzun ise işkence suçundan 7 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme 5’er ay hapis cezası verdiği 11 sanık için ise hükmün açıklanmasını geri bıraktı. 39 sanık ise beraat etti.

 

Yargıtay kararı bozdu

 

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 28 Eylül 2011’de açıkladığı kararla, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi ’nin verdiği kararı bozdu. Bozma gerekçesi olarak ise kararda hakimlerden birinin imzasının eksik olmasıyla, aralarında menfaat çatışması bulunan sanıkların aynı avukat tarafından temsil edilmesi olarak gösterildi.

 

Cezaevinde keşif

 

Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi , Yargıtay’ın bozma kararına uyarak davayı yeniden görmeye başladı. Engin Çeber’in ölümüyle ilgili otopsi raporu yeniden Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Adli Tıp, Engin Çeber’in ölümüne neden olan darbelerin ölüm saatinden 4-5 gün önce meydana geldiğini bildirdi. Mahkeme ayrıca Metris Cezaevi’nde işkence keşfi de yaptı.

Davanın bugün görülen duruşmasında tüm delillerin toplandığını söyleyen duruşma savcısı Erdal Şenol, esas hakkındaki 6 sayfalık mütalaasını mahkemeye sundu. Savcı Şenol mütalaasında, Engin Çeber’in gözaltına alınmasının ardından ölümüne kadar olan süreci 6 başlık altında tek tek anlattı.

 

Cezaevi müdürüne tahliye

 

Savcının mütalaasında 2 sanık hakkında istenen cezalardaki değişiklik dikkat çekti. Savcı, ilk kararda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan müdür Fuat Karaosmanoğlu ve başgardiyan Nihat Kızılkaya’nın cezalarında indirim istedi. Savcı, Fuat Karaosmanoğlu’nun cezası işkenceye iştirak etmediği ve sadece görevi kötüye kullandığı gerekçesiyle 6 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını, Nihat Kızılkaya’nın ise ‘işkence’ suçundan’ ağırlaştırılmış müebbet hapis yerine 3 yıldan 12 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Müebbet hapis cezası alan başgardiyanlar Selahattin Apaydın ve Sami Ergazi’nin aldıkları cezaların aynısı talep edildi. Savcı Şenol, cezaevi ikinci müdürü Fuat Karaosmanoğlu’nun tahliyesini de talep etti.

Savcı mütalaasında, ilk kararda 2 yıl 6 ay hapis cezası alan polisler Mehmet Pek, Abdülmuttalib Bozyel ve Aliye Uçak’ın ‘işkence’ suçundan 3’er yıldan 12’şer yıla kadar hapislerini istedi.

Savcının mütalaasının ardından son sözleri sorulan tutuklu sanıklardan Nihat Kızılkaya "Ben tanımadığım bir insana neden işkence yapayım? Zaten olay olduğunda da izinliydim. Tahliyemi istiyorum" dedi.

"Ben tüm koğuşları gezer ve kontrol ederim. Beni herkes tanır. Bu olayla ilgili kimse beni teşhis etmedi. Zaten Engin öldüğünde ben izinliydim. Benim hayalim mi gelip işkence yaptı" diye kendisini savundu. Bunun üzerine Abla Şerife Çeber, "Benim kardeşim 4 senedir toprak altında. Hadi onu bana verin. Onu hepiniz öldürdünüz" dedi.

 

Fişleme tepkisi

 

Dava başlamadan önce çevik kuvvet polisleri davanın görüleceği mahkeme salonunun bulunduğu koridorda güvenlik önlemi aldı. Duruşmaya gireceklerin isimleri polisler tarafından teker teker kaydedildi. Çeber Ailesi’nin avukatı Taylan Tanay duruşmada bu duruma tepki gösterdi. Tanay, Türk Ceza Kanunu’ndaki maddelerin belli olduğunu belirterek, "Duruşmalar açık yapılır. Dört yıldır yargılama yapılıyor böyle bir uygulama yoktu. Neden insanları fişliyorsunuz?" diye konuştu.

Davaya İstanbul Barosu adına gözlemci olarak katılan Baro Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Kılıç da "Duruşmaların aleniliği ilkesi var. Adil yargılamanın olduğu yerde yapılmaması gereken bir işlemdi" dedi.

 

‘Kardeşimi sen öldürdün’

 

Davaya katılan Engin Çeber’in ablası Şerife Çeber duruşma çıkışında Fuat Karaosmanoğlu’nun önünde durarak, "Kardeşimi sen öldürdün. Hepiniz yaptınız. Sen göz yumdun. Cezanı çekeceksin" diye bağırdı.