Emlak veri platformu Reidin'in yaptığı araştırmaya göre Türkiye'de yeni projelerdeki konutların ikinci el fiyatları ile, aynı konutun satış ofisindeki birinci el liste fiyatları arasındaki fark bazı semtlerde oldukça yüksek. Aynı anda hem birinci el hem de ikici elden işlem gören konut projeleri baz alındığında, bazı semtlerde aynı konutun ikinci el satış fiyatı, proje geliştiricisi firmanın aynı anda teklif ettiği birinci el liste fiyatlarının yüzde 43 altına kadar inebiliyor. Baz alınan semtlere göre bakıldığında İstanbul'daki konut projelerinin 2'inci elde fiyat fark oranı ortalama yüzde 18'i buluyor. İnşaat sektörü temsilcileri bunu hem talebe, hem bölgenin potansiyeline hem de arsa sahibinin fiyat kırarak geliştiricinin altında konut satma eğilimine bağlıyor.
Ayşegül Akyarlı Güven'in Wall Street Journal Türkiye’de yer alan habere göre, fiyatlar arasındaki uçurum da aslında hem o bölgenin potansiyelini, hem de projenin gerçek değerini ortaya koyuyor. Bu fark yeni proje satışlarının sürdüğü bazı semtlerde yüzde 43'lere ulaşırken, bazı projelerde yüzde 1'de kalıyor. Fiyat uçurumunda rekor yüzde 43 ile Başakşehir'de olurken, Ümraniye yüzde 42 ile ikinci, Kartal ise yüzde 33 ile üçüncü sırada yer alıyor. Büyükçekmece, Üsküdar, Pendik, Ataşehir, Bağcılar, ve Beylikdüzü gibi bazı semtlerde ise projenin birinci el fiyatı ile ikinci el fiyatı arasındaki fark yüzde 10'un altında.
'Projem değer kazanıyor' mu?
2 yılda satışını tamamlayan projenin 'başarılı' kabul edildiği Türkiye'de birinci el ile ikinci el arasındaki fark oluşmasının bir nedeni de inşaat şirketinin "Projem değer kazanıyor" diyebilmek için belirli aralıklarla liste fiyatını yükseltmesi. Bu yolla "Projemiz lansmandan sonra yüzde 100 değer kazandı" diyen firmalar, projeye yatırım yapmış olan müşterilerini mutlu ediyor. Ancak durum ikinci el piyasada böyle işlemiyor. Evini satmak isteyen yatırımcı, satılabilir fiyatlara ve evin gerçek değerine ulaşmak isted,iğinde, projenin 'Liste fiyatı'nın oldukça altına inmek zorunda kalıyor. Yatırımcının ne kadar acelesi olduğu ve evi elden çıkartmak isteme hızı da bu farkı tetikliyor.
Aslında iki piyasa arasında oluşan bu fark Türkiye'de yeni bir sektör oluşturdu. 25 yıl aile şirketi Sinpaş'da çalıştıktan sonra ayrılma kararı alan Konut-Der Başkanı Ömer Faruk Çelik, EYG markasıyla yabancı yatırımcılarla birlikte Türkiye'deki markalı konut ve ofislere yatırım yapmaya başladı. İlk yatırımı Mashattan'a oldu. Şimdi yeni projeler için de satılamayan konutları satın alma hazırlığında.
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Reidin Veri Uzmanı Hilal Erdoğan Şumnu, "Projelerin satış ofisi fiyatları ile eşzamanlı gerçekleşen ikinci el satış fiyatlarını 2014 yılının ilk çeyreği için ele aldığımızda, ikinci el satış fiyatlarının satış ofisi fiyatlarını geçmediğini görmekteyiz. İkinci el değerlerinde görünen bu eksi değerler için projeler kazandırmıyor yorumu yapmak doğru olmayacaktır çünkü gayrimenkulünü satan yatırımcı kendisine göre karlı bir satış gerçekleştirirken, satış ofisi daha yüksek oranda daire fiyatlarını arttırmış olabiliyor. Aynı zamanda yatırımcının gayrimenkulünü satabilmesi için satış ofisinden düşük değer vermesi sıfır daire ile rekabet şansı da sağlayabiliyor." şeklinde görüş belirtti.
Haberin tamamını okumak için tıklayınız…