Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, isim vermeden Gülen cemaatini kastederek, “Ortada gerçekten canavarlaşan bir yapı var. Geçmişte başkalarının kullandığı bu yapıyı bugün kullanıp yeni zulümler üreten ise kesinlikle AK Parti değil. AK Parti bu hastalıklı yapının sadece mağduru... Milletin iradesine tasallut edip siyaset mühendisliğine soyunan bu yapı Oslo’dan bu yana devlete ve iktidara istikamet çizmeye çalışıyor” dedi.
Gülen cemaatine yönelik ağır eleştirilerde bulunan Yalçın Akdoğan, “Şantaj çetesi gibi, muhalif ve farklı kim varsa tehditle hizaya getirme operasyonunu bunlar yapıyor. Devlet imkanlarını kullanarak yasadışı her türlü tertibi ve tezgahı bunlar yapıyor. İftira, yalan ve çarpıtmayı hiçbir kutsal tanımadan bunlar yapıyor. Farklı bünyelerde asalak ve hayalet gibi var olarak paralel devleti bunlar oluşturuyor” görüşünü dile getirdi.
Dershane tartışmalarıyla gün yüzüne çıkan ve yolsuzluk iddialarına yönelik operasyon ile tırmanan AKP Cemaat gerginliği sürerken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan Star gazetesindeki köşesinde cemaate yönelik ağır eleştiriler içeren bir yazı kaleme aldı.
Yalçın Akdoğan’ın Star gazetesinin bugünkü (7 Aralık) nüshasında yayımlanan, “Vesayetin her türüyle mücadele ederiz” başlıklı yazısı şöyle:
Vesayetin her türüyle mücadele ederiz
AK Parti’nin vesayetçi ve darbeci anlayışla mücadelesi İLKESEL ve AHLAKİ bir misyondur. Demokratikleşmenin, sivil siyasetin ve milli egemenliğin mutlak gereği milletin iradesini sülük gibi emen hastalıklı yapıları ortadan kaldırmaktır. AK Parti hem bu ilkesinin bir gereği olarak hem de maruz kaldığı darbeci kumpas, tertip ve tezgahlara karşı olarak büyük bir mücadele ortaya koymuş, sağlam bir duruş sergilemiştir. Devlet içindeki veya dışındaki çeteler, doğrudan milli iradeye ve onun temsilcisi iktidara karşı adı konulmamış bir savaş başlatmış, hukuksuzluğun ve kirli oyunların her türlüsü devreye koymuştur. AK Parti siyasi ve hukuki zeminde sergilediği demokratik duruşla bunların hepsini boşa çıkarmıştır.
Bu yüzden geçmişten bu yana devam eden bir kısım davalara karşı AK Parti’nin tavrı nettir. Bir kısmına mağdur sıfatıyla müdahil olunan bu davalara karşı ortaya konulan söylemin de aynen arkasındadır. Ancak bugün yaşanan tertipler kamuoyunda soru işaretleri oluşturmuş, kamu vicdanında sorgulamalara sebep olmuştur. ‘Yaşın yanında kuru da yandı mı’ şüphesi kesinlikle küçümsenemez.
Biz darbeci anlayışa ne kadar karşıysak, haksız ve hukuksuz şekilde insanların mağdur edilmesine de o kadar karşıyız. Adalet ve hakkaniyet arayışını darbeci anlayışa müsamaha gibi göstermek açık bir çarpıtmadır.
Orta yerde duran gerçekleri hiç kimse demagojilerle geçiştiremez.
Farklı kurum ve yapıların içinde bulunup devlet dışı iradelerin yönlendirmesiyle organize bir şekilde hareket eden ve adeta bir istihbarat şebekesine dönüşen hastalıklı yapı kendisini ele vermiştir.
Şimdi birileri çıkıp utanmadan AK Parti’yi ‘devletleşmekle’, zamanında eleştirdiği acımasız yapıyı başkalarına karşı kullanmakla suçluyor.
Ortada gerçekten canavarlaşan bir yapı var. Geçmişte başkalarının kullandığı bu yapıyı bugün kullanıp yeni zulümler üreten ise kesinlikle AK Parti değil. AK Parti bu hastalıklı yapının sadece mağduru... Milletin iradesine tasallut edip siyaset mühendisliğine soyunan bu yapı Oslo’dan bu yana devlete ve iktidara istikamet çizmeye çalışıyor.
Medya manipülasyonlarıyla yargısız infazı ve itibarsızlaştırma operasyonlarını bunlar yapıyor.
Şantaj çetesi gibi, muhalif ve farklı kim varsa tehditle hizaya getirme operasyonunu bunlar yapıyor.
Devlet imkanlarını kullanarak yasadışı her türlü tertibi ve tezgahı bunlar yapıyor.
İftira, yalan ve çarpıtmayı hiçbir kutsal tanımadan bunlar yapıyor.
Farklı bünyelerde asalak ve hayalet gibi var olarak paralel devleti bunlar oluşturuyor.
Tüm gruplara, kişilere ve cemaatlere karşı müthiş bir tahammülsüzlükle hareket ederek, gelmek istedikleri yerlerdeki alternatifleri her türlü kirli tezgahla bunlar devre dışı bırakıyor.
AK Parti sadece kendi siyasi varlığı için değil Türk demokrasisinin geleceği için bu hastalıklı yapıya ve yeni vesayetçi çetelere karşı mücadele etmek zorundadır.
Oluşturulmak istenen ESİR ve MAHKUM İKTİDARLAR döneminin önünde tek engel AK Parti kalmıştır. Türkiye böyle bir korku toplumu olmaya terk edilemez. AK Parti vesayetçi odaklarla mücadelesini sadece milletin desteğiyle ve legal siyaset zeminindeki uzlaşı arayışlarıyla yapar. Vesayetin hiçbir türüne dayanmadan her türlüsüne karşı aynı mücadeleyi sergiler.