Ekonomi

'Sanayide durgunluktan kurtulamadık'

Güngör Uras, köşesinde sanayideki durgunluğu ele aldı. Uras, durgunluğun iç ve dış talebin azalmasından kaynaklandığını belirtti.

08 Eylül 2010 03:00

T24-  Sanayi üretiminde kriz öncesi çizgiyi yakalayamadık. Kriz dönemine göre sanayi üretiminde artış var ama, artış hız kesti... Sanayi üretimini  2 göstergeden izliyoruz:

- Kapasite kullanım oranları: Bizde normal dönemlerde kapasite kullanım oranı yüzde 85’lerde seyreder. Krizde yüzde 60’lara geriledi. 2010 yılı başında yüzde 67 oldu. Temmuzda yüzde 74.7 iken ağustosta yüzde 73.4’e geriledi.
Görülüyor ki, normal kapasite kullanım oranı olan yüzde 85’lerden henüz uzağız. Nisandan bu yana bir duraklama var.

- Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi: 2005 yılı sanayi üretimi 100 kabul edilerek düzenlenen endeks 2008 yılında, kriz öncesi 120’lerde dolanırken, krizde 96’ya kadar geriledi. 2010 yılı başında endeks 110 idi. Temmuzda 114 oldu.
Demek ki, kriz öncesi sanayi üretiminde yakaladığımız çizginin henüz altındayız. Ama daha da önemlisi üretim artışında bir durağanlık var.

Sanayi üretimindeki göstergeleri değerlendirirken 2 noktaya dikkat etmekte yarar var:
- Sanayimiz, daha önceki (normal dönemlerde) üretim çizgisinin ne kadar altında veya üstünde?
- Sanayi üretimi aylar itibariyle nasıl bir eğilim içinde? Artış eğilimi var mı? Bu eğilim güçlü mü? Artış devam ediyor mu?

2010 başından beri, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin değişim oranları sırasıyla yüzde 0.9-1.2-1.0-0.8-1.9 olarak gerçekleşirken, haziranda yüzde 2.2 bir gerileme oldu. Temmuz endeksine göre aylık üretim artışı yüzde 0.3 gibi çok küçük bir oranda.
Sanayi üretimi sadece sanayiciyi değil herkesi ilgilendirir. Milli gelirimizde sanayi üretiminin payı yüzde 25 dolayındadır ama, sanayi üretimi dolaylı olarak iç ve dış ticareti ulaştırmayı etkiler. Üretim artışı istihdam getirir.

Talep canlanamadı

Tarımda da sanayide de üretim kendiliğinden artmaz. Üretimi talep artırır. Talep denilen şey iç talep, dış taleptir.
İçeride kriz sonu çok kişi işsiz kaldı. Esnafın, KOBİ’lerin işi bozuldu. Çalışanların geliri artmadı. Köylü para kazanamadı. Bu nedenle içeride toplam talep beklenen ölçüde canlanamıyor. Canlı gibi görünen talep üst gelir grubunun otomobile, konuta, markalı ithal ürünlere yönelik talebi. Bu talebi de ithalat karşılıyor. Değerli Türk lirası, ucuz döviz sadece ithalatı coşturmuyor, dış talebi, ihracatı engelliyor. Sanayicinin, ihracat pazarındaki talebe yönelik olarak üretimini artırması çok hem de çok güç.
Bu Türkiye’ye özgü bir sorun değil. ABD’de iç talep bir türlü canlanamadı. Obama, şimdi kamu yatırımlarını artırarak iç talebi canlandırma arayışında. Kamu daha çok yol yapınca, havaalanlarını onarınca iş imkânları artacak. İnsanların cebine para girecek. Cebine para girenler bunu harcayınca üretim canlanacak. Böylece çark eskisi gibi dönmeye başlayacak.

Güngör URAS - Milliyet Gazetesi