Gündem

'Erdoğan, Cumhurbaşkanı olmaz, ilk Devlet Başkanı olur'

Şamil Tayyar: Cemaatin içine sızmış bir çete var, bize düşen görev bunları deşifre etmek

12 Ocak 2014 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olma ihtimali olduğuna işaret eden AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, "Aday olur mu olmaz mı  bilmiyorum. Benim gönlümden geçen mutlaka olmasıdır. Aday olursa halkın  desteğiyle kazanır. Başbakan'ımız seçimi kazandığı zaman Sayın Abdullah Gül son  Cumhurbaşkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da ilk devlet başkanı olur" dedi.
Tayyar, partisinin Antalya Kadın Kolları Başkanlığı tarafından Erdem  Bayazıt Kültür Merkezi'nde düzenlenen gündeme ilişkin değerlendirme toplantısında  yaptığı konuşmada, 30 Mart'ta yapılacak yerel seçimleri hatırlatarak, tüm  partililerin özveriyle çalışmasını istedi.
Bu seçimlerin, öncekilerle mukayese edilmemesi gerektiğini belirten  Tayyar, 30 Mart'ta sadece belediye başkanı seçilmeyeceğini, Türkiye'nin kaderinin  belirleneceğini söyledi. Yerel seçimlerden sonra cumhurbaşkanlığı seçimi  yapılacağını hatırlatan Tayyar, Türklerin tarih boyunca ilk defa kendi liderini  doğrudan seçeceğini ifade etti.
 

Erdoğan kazanırsa ilk devlet başkanı olur

 
Bu seçimi değerli kılan başka bir gelişmenin ise Başbakan Recep Tayyip  Erdoğan'ın aday olma ihtimali olduğuna işaret eden Tayyar, "Aday olur mu olmaz mı  bilmiyorum. Benim gönlümden geçen mutlaka olmasıdır. Aday olursa halkın  desteğiyle kazanır. Başbakan'ımız seçimi kazandığı zaman Sayın Abdullah Gül son  Cumhurbaşkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da ilk devlet başkanı olur" dedi.
 

Ergenekon'dan sonra 'Neocon'

 
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle vesayetçi anlayışa,  darbeci zihniyete en ağır darbenin vurulacağını, bu açıdan seçimin hayati  olduğunu belirten Tayyar, "Erdoğan'sız bir Türkiye isteyenler cumhurbaşkanlığı  seçimine doğru her türlü provokatif eylemi tertipleyeceklerdir" diye konuştu.
Siyaseti satranca benzeten Tayyar, siyasetin de şahı mat etme üzerine  kurulduğunu ifade etti. Şah mat edildiğinde oyunun bittiğini öne süren Tayyar,  Gezi olaylarının da Başbakan Erdoğan'ı devirmeye yönelik olduğunu savundu. Gezi  olaylarında planlanan darbe girişimin kesintiye uğradığını ancak bu olayların  Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçinceye kadar devam  edeceğini iddia etti.
Türkiye'de dershane tartışmalarının 17 Aralık'tan önce de yaşandığını,  tartışmaların siyasi operasyona dönüşmesiyle kamuoyunda tartışmalara destek  verenlerin sayısının giderek azaldığını söyleyen Tayyar, ardından 17 Aralık'ta  operasyon başladığını bildirdi. Türkiye'nin Ergenekon ile mücadele ederken  Ergenekon'dan boşalan yerlere ne olduğu ile ilgili bir çalışma yapılmadığını ifade eden Tayyar, Ergenekon'dan boşalan yerlere "Neocon çetesinin" oturduğunu  öne sürdü.
Neocon çetesini cemaatin içine sızmış, uluslararası istihbarat  örgütleriyle bağlantılı olduğunu belirten Tayyar, şunları söyledi:
"Cemaat ile Neocon çetesini aynı teraziye, kefeye koyarak tartmak  doğru bir yaklaşım değildir. Belki içimizde de var. Kendi özgür iradesiyle hayır  yapanlarla ya da cemaatin tabanıyla bizim hiçbir sorunumuz yok ancak o Neocon  çetesi, meşruiyet kazanmak ve sürdürdüğü siyasi operasyonu etkili kılmak için  cemaatin omzundan iktidar partisine, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne yaylım ateşi  yapıyor. O zaman burada cemaate düşen çok önemli görev var. Omzunu oradan  çekecek, Neocon çetesiyle arasına mesafe koyacak, onları sahiplenmeyecek ve  siyasi operasyon karşısında meşruiyetini milletten alan Adalet ve Kalkınma  Partisi'nin yanında yer alacak. Eğer bunu yapmaz ise o zaman Neocon çetesinin  arkasında cemaatin olduğu ve siyasi operasyonu, bu darbe girişimini cemaatin  yaptığını iddia edenlerin değirmenine su taşımış olursunuz. Buna da izin vermemek  gerekir. Cemaat adına söz söyleyenlerin dikkat etmesi gereken şey bu. Cemaatin  içine sızmış bir çete var, ağırlıklı olarak emniyetçilerden, hukukçulardan ve  medya mensuplarından oluşmuş. Bunlara finansman desteği sağlayan birileri var.  Bize düşen görev, bunları deşifre etmek, cemaate düşen görev ise kendi  omuzlarından ateş edilmesini önlemek."