Türkiye’de hayvancılığın büyük bölümünün yapıldığı Erzurum, Kars, Ardahan ve Iğdır bölgesinde samanın tonu 940 TL’ye kadar yükseldi.
Cumhuriyet’ten Sertaç Eş’in haberine göre, Diyarbakır bölgesinden alınan, haziran ayında 650-700 TL arası olan samanın ton fiyatının hızlı artışı kırmızı et fiyatlarına yansıyabilir. Hayvan yemindeki fiyat artışları ise etin yanı sıra süt ürünleri; tereyağı, yoğurt ve peynir çeşitlerine yansıyabilir. Üreticiler, et fiyatlarının artmasıyla ithalat yoluna gidildiğini, bunun yerine sorunun temeline inilmesi gerektiğini dile getiriyor.
Mera ıslahı gerekiyor
Hayvan üreticileri en büyük sorunlarının geniş meralara karşın niteliksiz bitkilerin yetişmesi olduğuna dikkat çekiyor. Üreticiler, “Yem bitkisi sorunumuz var. Bunun için de mera ıslahı gerekiyor. Meralara iklime uygun yem bitkisi tohumu atılmalı. Bölge kendine yeter hale getirilmeli” diyor.
Üreticilerin dikkat çektikleri sorunlar şöyle:
- Önemli sorun Brusella: Brusella hastalığı yüzünden yılda yalnızca bir ilçede 1000 buzağı ölüyor. Bunun maddi değeri 4 milyon TL. İnsan ve hayvan sağlığı boyutu ayrı. Hızla yapay döllemeye geçilmesi gerekiyor. Devlet yalnızca damızlık tohum veriyor. Uygulayacak kimse yok.
- Saman kâbusu görüyoruz: Bir hayvan yedi aylık sürede 2 ton saman tüketiyor. Saman bölgemize Diyarbakır’dan geliyor. Ancak bir aldığımız fiyata bir daha saman alamıyoruz. Fiyatlardaki yükseliş nedeniyle Diyarbakır’da evini, arabasını satıp, kredi çekip samana yatıranlar var. Tarım Bakanlığı bu spekülasyonlara son vermeli. Biz istediğimiz fiyata kurbanlık satamıyoruz. Bölgemizde hayvan yemi için bitki üretecek insan gücü de yok. Her gün göç veriyoruz. 2020 başında 550 TL olan samanın tonu şu an 940 TL’ye yükseldi. Kış ortasına 1500 TL olacak. Biz nasıl hayvan besleyelim? İnsanlar nasıl et yesin? Et ithal edersen biz açlıktan ölelim mi? En ucuz hayvan yeminin tonu 2 bin TL. Birçok üretici hayvan beslemek değil de hayvanını canlı olarak bahara çıkarma derdine düşecek. Bu et sorununa yol açacak. Bu sorunlarımıza çözüm bulunması lazım.
- Dane buğday eken yok: Bölgede tarım faaliyeti diye bir şey kalmadı. Bütün köylü ekmeğini fırından alıyor, ya da un alıp pişiriyor. Köylünün ambarında bir kilogram un, buğday yok. Buğday arpa eken olmayınca saman da üretemiyoruz. Bunu yapacak işgücü yok zaten. Allah korusun savaş çıksa, bizim buralara bomba atmaya gerek yok. Herkes açlıktan kırılır.