T24 - Suriye'de Ramazan ayıyla birlikte düzenlenen operasyonlarda 100'den fazla kişinin ölümü, uluslararası kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Hama katliamı BM Güvenlik Konseyi, Avrupa Birliği ve NATO'nun gündeminde…
ABD, Suriye hükümetine kendi halkının "kıyımına son vermesi" çağrısında bulundu. İstişareler için Washington'da bulunan ABD'nin Suriye Büyükelçisi Robert Ford ile dün görüşen ABD Başkanı Barack Obama, kutsal ramazan ayının başında Suriyeli göstericilere yönelik son saldırıların "çok çirkin" olduğunu söyledi. Deutsche Welle Türkçe'de yer alan haber şöyle:
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a "kıyımı hemen durdurması", BM Güvenlik Konseyi'ne de harekete geçmesi çağrısı yaptı.
AB'den yeni yaptırım hazırlığı
Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Şam yönetimine yakında yeni yaptırımlar getirileceğini belirtti.
Suriye ordusunun pazar günkü baskınını "katliam" olarak nitelendiren Ashton, "ordunun ve güvenlik güçlerinin görevinin sivilleri korumak olduğunu" ifade etti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'dan kendi halkına karşı uyguladığı şiddete son vermesini istedi.
Alman hükümeti sözcü yardımcısı Christoph Steegmans, başkent Berlin'de hükümet ve bakanlık sözcülerinin katıldığı olağan basın toplantısında yaptığı açıklamada, Merkel'in Suriye'deki olayları şiddetle kınadığını belirterek, Merkel'in Esad'dan halkına karşı uyguladığı şiddeti bir an önce durdurmasını istediğini ifade etti.
Suriye halkının düşünce özgürlüğü ile protesto haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Steegmans, sorunun barışçıl bir şekilde çözülmesi için ciddi bir diyaloğun başlatılması gerektiğini kaydetti.
Almanya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de AB'nin bazı yaptırım kararları aldığını ve bunların kısa zamanda yürürlüğe konulacağını ifade etti.
Rasmussen: Askeri müdahale şartları oluşmadı
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Suriye'ye askeri müdahale için "şartların oluşmadığını" belirtti.
Anders Fogh Rasmussen, "Midi Libre" gazetesine yaptığı açıklamada, "Libya'da BM'nin açık himayesine dayanan bir operasyon yaptıklarını, bölge ülkelerinin de desteğini aldıklarını, bu iki koşulun Suriye'de oluşmadığını" belirtti.
Rasmussen, "Suriyeli güvenlik güçlerinin halka yönelik şiddet eylemlerini" de kınadı.
Libya konusunda ise Rasmussen, BM'nin görevinin "halkı korumak" olduğunu hatırlatarak, "kara kuvvetlerinin konuşlandırılmasının düşünülmediğini" söyledi.
NATO Genel Sekreteri Rasmussen, "Kaddafi'nin savaş makinesini bozduklarını, muhaliflerin ilerlediğini, rejimin kaynaklarının azaldığını, bakanlarının ve komutanlarının ayrıldığını" belirterek, Kaddafi'nin iktidardan ayrılması gerektiğini, yerinin Lahey'deki mahkeme olduğunu söyledi.
Hama yine bombalandı
Öte yandan Suriye tanklarının Hama kentinde yerleşim yerlerini yine bombaladığı bildirildi.
Görgü tanıkları, Devlet Başkanı Beşşar Esad'a yönelik sokak gösterilerini ezmek isteyen ordunun kentte şimdiye kadarki en ağır saldırıyı düzenlediğini söyledi.
Görgü tanıkları, bombalamanın iftardan sonra başladığını ve kentin kuzey kesimindeki El Bilal, doğusundaki Caracme semtleriyle kuzeyde Ömer Bin Ali Hattab camisi yakınlarındaki mahallelerde yoğunlaştığını ifade etti.
El Cezire televizyonu, güvenlik güçlerinin Hama'ya başlattığı saldırılarda 130 kişinin öldüğünü, yüzlerce kişinin de yaralandığını haber vermişti.
Suriye BM Güvenlik Konseyi'nin gündeminde
Almanya'nın çağrısı üzerine toplanan BM Güvenlik Konseyi Suriye'de artan şiddeti görüştü.
BM Güvenlik Konseyi, 15 üyesi arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle haftalardır Suriye ile ilgili harekete geçemiyor.
Batı Avrupa ülkeleri, iki ay önce Suriye'nin göstericilere yönelik baskılarını kınamak için bir karar taslağı dağıtmış, ancak Konseyin Şam yanlısı daimi üyeleri Rusya ve Çin tasarıyı veto etme tehdidinde bulunmuştu.
Geçici üyeler Brezilya, Hindistan, Lübnan ve Güney Afrika da tasarıya destek vermediklerini açıklamıştı. Bu ülkeler, basit bir kınamanın bile mart ayında olduğu gibi Batılıların Suriye'ye askeri müdahalesinin ilk adımı olabileceğini ileri sürmüşlerdi.