Gündem

Şahin'in eviyle ilgili krokiden neden konuşulmuyor?

Hürriyet Yazarı Küçükşahin, Şahin'in evinin çevresiyle ilgili tamamlanmış bir kroki bulunmasına karşın "Arınç konuşurken, Şahin neden susuyor?" diye sor

28 Aralık 2009 02:00

T24-  Bülent Arınç' suikast iddiası ile ilgili gelinen durumu irdeleyen Hürriyet Yazarı Şükrü Küçükşahin,  söz konusu askerlerde bulunan Mehmet Ali Şahin'in evinin çevresiyle ilgili krokiye dikkat çekti. Şahin'in evinin çevresiyle ilgili tamamlanmış bir kroki bulunduğunu hatırlatan Küçükşahin, "Arınç konuşurken, Şahin neden susuyor?" diye sordu.

Şükrü Küçükşahin'in Hürriyet gazetesinde bugün (28 Aralık 2009) yayımlanan yazısı şöyle:

Kimine göre devlet “kirlilikten” arındırılıyor, kimine göre yatak odası şeffaflaştırılarak devletin varlığına büyük darbe vuruluyor.

Devletin en kozmik birimi olarak nitelendirilen Seferberlik Tetkik Kurulu’nda (STK) günler alan belge araştırmasına varan bu büyük operasyon üzerine yazılan, üretilen, söylenen çok şey var; ben de katkı sağlamaya çalışayım.

Hangisinin doğru çıkacağı zaman alacak, inanılması çok güç iddialar ve bilgiler ortalıkta uçuştuğu için ilk tavsiyem kimse erken ve kesin konuşmasın.

ŞAHİN KROKİSİ TAMAMLANMIŞ DA

Bilindiği gibi Arınç’ın evinin sokağında yakalanan iki subay askeri istihbarat birimlerinden değil; ama oraya emir komuta zinciri bilgisi içinde geldiler.

Üzerlerinde sadece Arınç’ın evinin adresi yoktu, iki kroki daha çıktı.

Krokilerden ilki Arınç’ın evinin sokağıyla ilgiliydi ve geliştirilmiş değildi. İkincisi ise bitirilmişti, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in evinin çevresinin bütün detaylarını gösteriyordu.

Bu noktada Arınç sık sık konuşurken Şahin neden susuyor, sorusuna yanıt veremiyorum; ama bilginin doğruluğuna inanıyorum, bunu geçelim diyorum. Geçelim de acaba Şahin’le ilgili kroki yeni tamamlandı, sonra Arınç’ın sokağına gelindi, ardından da başka bir sokağa mı geçilecekti diye de soralım. Civarda oturan diğer ünlü isimler sadece Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Devlet Bakanı Hayati Yazıcı da değil.

Telekomünikasyon İletişim Başkanı Fethi Şimşek de Ergin’le aynı sokakta.

“Darbe için krokiler çıkarılıyor” iddiaları da var; tek benzerlik, “Krokiler bugün için değildi” olabilir, yoksa darbenin ertesi günü kroki mi gerekir?

O zaman akla başka sorular geliyor ve sorular subayların kimliği ile ilgili.

ERDOĞAN’LA BAŞBUĞ ARASINDA GÜVEN

Epeydir izlendiklerini düşündüğüm iki subayın istihbaratı da aşan, daha özel bir birimin elemanları olduğu, o nedenle görevlendirmelerinin çok üst düzeyden yapıldığı bilgisi veriliyor.

Telefon bağlantıları, ilişkide bulundukları sivillerin kimliği önemli, deniyor. Anlayacağınız neresinden bakarsanız duyulanlar inanılmaz derece tatsız. Allah korusun; böylesi puslu havadan yararlanmak isteyen terör örgütleri, tetikçiler ortalığa çıkarsa karmaşa içinden çıkılmaz hal alabilir; o nedenle, dilerim emniyet ve MİT, askeri izlerken gösterdiği başarıyı orada da yakalar.

Tablonun bütün karamsarlığına rağmen herkesin “Eğer hükümet tabloyu çok vahim buluyorsa, Başbakan neden Genelkurmay Başkanı’nın istifasını istemiyor” diye sorduğu soruya verilen şu yanıt belki rahatlatıcı olur:

“Demek ki ikili arasında güçlü bir güven söz konusu.”

O zaman kozmik STK’nın kalbinde bu ikilinin buluşması ardından yeni ve daha büyük bir inceleme yapılabiliyorsa bu güven tahminlerden de derin.

NOT: Nabi Şensoy’un Washington Büyükelçiliği’nden istifasıyla ilgili yazım üzerine Başbakan Başdanışmanı İbrahim Kalın arayıp şu bilgileri verdi:

“Başbakan’ın bütün programlarını, elçiliklerden gelen teklifler de gözetilerek Başbakanlık Ofisi yapıyor. Geziye SETA damga vurdu, demek haksızlık, Başbakan’ın hiç konuşmadığı platformlar tercih edildi. Nabi Bey ile bizim hiçbir sorunumuz olmadı. Başbakanımız, ‘Dışişleri Bakanımız da görüşmeye katılsın’ dediğinde Nabi Bey gereğini yapacağını söyledi.” Benim yazdığım Şensoy cephesinden bakıştı, bu yandan bakış da böyle.