T24 - Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Şahenk, Türkiye'nin yüzde 3.5'lik büyüme hedefine rahatlıkla erişebileceğini belirterek, "Bu sene beklenmedik bir şey olmazsa yüzde 5'i aşan bir büyüme görürüz" dedi.
Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Dünya Ekonomik Forumu'nun yapıldığı Davos'ta NTV/CNBC-e ortak yayınına katılarak soruları yanıtladı.
Şahenk şunları söyledi: "Bir-iki sene yangını söndürmeye çalıştık. Çok su sıkıldı. Şimdi bir daha yangının çıkmaması için inşaat zamanı. Güvenin fiyatı yok. Her eşyanın, suyun dahi fiyatı var ama güvenin yok. Her şey iyiyken, krediler dağıtılırken kimse bankacılara laf etmiyordu. Hissedarlar Wall Street'te bankalar böyle kâr açıkladığı zaman ses çıkmıyordu. Aslında bu herkesin ortak yarattığı bir problem. Her şey iyi diye görüldüğü için bu işin riskine bakan kurumlar bunun üstüne gitmedi. Riske bakan kişiler de işin üstünden öylesine geçti. Bu balon ve alınan riskler sonucunda bu oldu. Faturayı sadece bankalara ve bankacılara çıkarmak yanlış.
Türkiye 2001'de yapmış olduğu değişimle bağımsız bir kurum olan BDDK'nın prensipleriyle devam etti ve hiç bu olaylara biz bulaşmadık. Bankalar kâr yapacaklar, ticari kuruluşlar. Bankaların görevi mudilere güven vermektir. Önemli olan şeffaflıktır. Regülasyonun temelinde piyasa disiplini yatar. Piyasa disiplininde bütün kurallar vardır. Bizde likiditesi zayıf olan ürünler yok, biz Türk bankaları olarak rahatız.
Bir-iki yılda rahata ermeyiz, zaman alacak
İstihdam gelişirse tüketim olacak. Tüketim olursa da insanlar daha fazla iş sahibi olacak. Önemli olan güvenin tesisidir, şeffaflıktır. Bu olduktan sonra insanlar yavaş yavaş harcamaya başlayacaktır. Dünya yeniden büyümelere geçecektir. Toplumdaki herkes için büyüme yavaş olacak. 2030'da çalışan nüfusun genel nüfusa oranı en yüksek bir iki ülkeden biri olacağız. Bu kapasiteyi değerlendirmek lazım. istihdamın geldiği konum buralardadır, bundan daha kötüye gitmez. 5-6 sene arka arkaya süren yüzde 7-7.5'li büyümelerde dahi istihdam istenilen rakama gelemedi. Bizim yapısal bir sorunumuz var. Bu geçecektir ama bir-iki senede rahatlığa ereceğimizi kimse düşünmesin. Zaman alacak, sadece Türkiye değil, dünyada da zaman alacak.
Yüzde 5'ten fazla büyürüz
Yüzde 3.5 büyüme oranı konservatiftir. Rahatlıkla erişebileceğimiz bir rakam. Bu sene beklenmedik bir şey olmazsa 5 küsürlerde bir büyüme görürüz. Piyasalara güven vermemiz lazım. Hükümetin çıkardığı orta vadeli program çok önemlidir ve gerçekçidir. Onun uygulamaya geçtiğini göstermek gerekir. Mali kuralın arkasında olduğunu göstermek lazım. Türkiye bunu başarmıştır. Çok zorlu sıkı para politikasının olduğu bir ortamda parmak ısırtacak şekilde işler yaparak yatırımcı da çekti. Bu büyümeler de istihdama merhem olamaz. Ama işsizlik sayısını artırmama yönünde etkiler.
Bize uygun olursa, IMF anlaşması elimizi rahatlatır
Türkiye geçmişte yaptıklarını yapmaya devam ederse, yapısal reformlar yeniden gündeme gelirse, bütçe disiplini sürerse, bankacılık sektörünün sağlıklı olduğunu gösterirsek, büyük ülkelerin şirketleriyle ortak işler yapmaya başlarsak bunlar güveni tazeler. IMF bir sigorta poliçesidir. Bu başka bir gözün daha incelediğini gösterir ve güven veren bir mekanizma olarak görülür. Türkiye yangının olduğu bir dönemde IMF'siz gidiyor. Bu bizi de fazla rahatlatmamalı. Geçmişte yaptığımız başarılı dönemin de primidir bu. IMF'li veya IMF'siz Türkiye'nin kendi programı var, arkasında olmalıyız. Bizim istediğimiz, Türkiye'nin ayak uydurabileceği bir program ise anlaşma olması fon akışında bir güven sağlar, elimizi rahatlatır.
Mutfağımzı düzenledik, fırsatları değerlendirdik
2001 yılında biz grup olarak kendimize plan yaptık ve stratejik sektörler seçtik. Mutfağımızı çok düzenlememiz gerekiyordu. Bugünkü sektörlerimiz Türkiye'nin de stratejik sektörleridir. Amacımız hem çalışanımızın, hem de tüketicinin yüzünü güldürmek. Bu dönemde likiditemiz ve fon fazlamız oluştuğu için bize fırsat verdi, bazı satın almalar yaptık. Turizmde birşeyler yaptık, medyada bir şey yapmamız gerekiyordu onu yaptık.
Tarım sektörüne girmek istiyoruz
Bankacılık, inşaat, otomotiv ve turizmde büyüyeceğiz. Tarıma girmek istiyoruz orada büyümek istiyoruz. Niğde'ye dönük tarımla ilgili projeler vardı. Ben de bunu gerçekleştirip manevi şekilde rahatlamak istiyorum.
Birçok ülkeden iyi durumdayız
Göreceli olarak Türkiye krize daha iyi girmiştir ve bu krizde de birçok ülkeden çok daha iyi durumda. Krizden çıktıktan sonra Türkiye ekonomik ve politik olarak bölgede bir ağabeyliğe soyunuyor. BunlarınTürkiye'ye getireceği çok büyük yararlar olacak."