Ergenekon soruşturması kapsamında ifade veren gizli tanıklardan Aydos, Saddam’ın ajanı ve eski generali için Veli Küçük’ün ölüm emri verdiğini iddia etti.
Ergenekon davasının ikinci iddianamesinin 237 numaralı ek delil dosyasında ifadesi yer alan gizli tanık Aydos, Veli Küçük’ün Irak, Suriye ve Kanada’dan gelen bazı şahısları havalimanında karşılayıp, üzerlerindeki önemli evrakları aldıktan sonra öldürmesi yönünde talimat verdiğini öne sürdü. Evraklarını aldığı kişilerin birinin Saddam'ın ajanı Haythem El Jenabi diğerinin ise Saddam’ın eski generali olduğunu iddia eden tanık Aydos ifadesinde Ergenekon sanıkları ile Cem Ersever, Mahmut Yıldırım, PKK ve JİTEM itirafçıları Abdülkadir Aygan’ın da aralarında bulunduğu kişilerin fotoğraflarını teşhis etti ve bu isimlerin birçoğuyla tanıştığını söyledi.
'1991’e kadar Ersever’e bilgi taşıdım'
Ergenekon soruşturması kapsamında gizli tanık olarak ifade veren Aydos ifadesinde 1989 yılında JİTEM kurucularından Cem Ersever ile tanıştıktan sonra yaşananları anlattı. Aydos, “ Ersever ile tanıştığım dönemde Güney Cudi güvenlik komutanıydı. Ersever bana ‘arkadaşlarından örgüte katılacak olursa gelişmelerden mutlaka haberim olsun’ dedi. 1991’e kadar Ersever’e bilgi taşıdım” dedi.
'Mahmut Yıldırım ve Veli Küçük aynı odadaydı'
Mardin İl Jandarma Komutanlığı’nda 7-8 ay kaldıktan sonra adını sonradan öğrendiği Veli Küçük ile tanıştığını anlatan Aydos, Ersever tarafından adına düzenlenmiş ve Jandarma Genel Komutanlığı JİTEM İstihbarat görevlisi yazılı bir belgeyi kendisine verdiğini söyledi. Diyarbakır’da Ersever’in yanındaki itirafçıları da tanıdığını söyleyen Aydos, bu kişilerin isimlerinin Abdülhakim Güvemi, Recep Tiril, Ali Ozonsoy, Alaattin Kanat, Adil Timurtaş ve Abdülkadir Aygan olduğunu belirtti.
‘Senin yerin de dolar Yaprak’
Veli Küçük’ü tam anlamıyla 1993’de Mehmet Ali Yaprak’ın kaçırılmasından sonra tanıdığını anlatan Aydos ifadesinde “Ersever ile Ankara’da bir otele gittik. Ersever’in yanında Mehmet Ali Yaprak’ta vardı. Odada sakalı kod isimli Mahmut Yıldırım ve Veli Küçük vardı. Yaprak bu kişileri görünce elleri ayakları titremeye başladı. Sakallı, Yaprak’ı sürekli azarlıyordu. Senin yerin de dolar Yaprak diyordu. Yaprak o dönemlerde uyuşturucu ile uğraşan bir numaralı isimdi” dedi.
'Saddam’ın ajanıydı'
1994-1996 yılları arasında adını sonradan öğrendiği Osman Gürbüz’ün sürekli Albay Hasan Atilla Uğur’un yanında bulduğunu söyleyen Aydos, 2002 yılında İstanbul’da Veli Küçük ile Kadıköy’de bir kafede buluşup yemek yediklerini, Küçük’ün kendisine "Çarşamba Hatay’da olacaksın. Irak ve Suriye üzerinden Hatay Cilvegözü sınır kapısından Türkiye’ye girecek bir şahıs var. Sana Hatay’da görevli Serhat bu kişiyi gösterecek. Bu şahsın üzerindeki bütün belgeleri istiyorum” dediğini söyledi.
'Uyuşturucu damlayı yemeğine damlattım'
Serhat isimli kişinin sivil giyimli bir subay olduğunu belirten Aydos, Küçük’ün bahsettiği kişiyi otele götürerek Küçük’ün verdiği uyuşturucu damlayı şahsın yemeğine damlatıp etkisiz hale getirdikten sonra üzerindeki evrak ve paraları aldığını belirtti. Aydos” Veli Küçük bana bu adamı öldürmemi söylemişti. Ancak ben Küçük’e bu kişiyi yol kenarına attığımı söyledim. Evraklardan şahsın isminin Haythem El Jenabi olduğunu öğrendim. Diğer evraklarda uçaksavar, tanksavar resimleri ve bazı şirketlerle yapılmış sözleşmeler vardı. Sofia Union Bank hesap cüzdanı çıktı. Bu cüzdanda en son 1 milyon 250 bin dolar para yatırıldığı yazıyordu. Şahsi kanaatime göre bu şahıs Saddam Hüseyin’in şahsi ajanıydı ve Bulgaristan Irak arasındaki silah ticaretini sağlayan şahıstı. Aldığım evrakları Veli Küçük’e verdim. Paranın bende kalmasını istedi.”
'Öldürmediğimi anlayınca azarladı'
Irak’tan bir şahsın geleceğini bu şahsın Saddam’ın eski bir generali olduğunu ve üzerindeki bütün evrakları getirmesini Küçük’ün emrettiğini anlatan Aydos, “Yanıma birini vereceğini ve bu şahsı öldürmem gerektiğini söyledi. Küçük’ün evraklarını al dediği adam bana Talabani’nin en yakın arkadaşı olduğunu söyledi. Kahvesine uyuşturucu damlatıp çantasında ne varsa hepsini alarak evrakları Veli Küçük’e verdim. Küçük, şahsı sorduğunda Kocaeli’nde öldürüp yola attığımı söyledim. Ancak ertesi gün Veli Küçük beni aradı öyle bir insanın öldürülmediğini söyledi. Beni Kadıköy’e çağırdı ve azarlayıp verdiği işleri adam gibi yapmamı söyledi" dedi.
'Bağımı koparmak istedim'
Veli Küçük, Kanada asıllı bir şahsın Sabiha Gökçen Havalimanına ineceğini bu adamın üzerinde bulunan elektronik cihazları alıp getirmemi söyledi” diyen Aydos bu görevi de yerine getirdiğini ancak örgüt ile bağını koparma istediğinden şahıstan çıkan cihazları vermediğini iddia etti.