Ergenekon davasında tutuklunan ve 5 yıl önce yaşamını yitiren Kuddusi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır, Yüksek Sağlık Şûrası’nın Kuddusi Okkır'ın ölümünde "ihmal var" yönündeki raporunun gereğinin yerine getirilmesini isteyerek, “Eşim kasıtlı tedavi ettirilmedi ve elbirliğiyle öldürüldü” dedi. Okkır ayrıca, “Devlet elbirliğiyle benim kocamı öldürdü. Eşimin ölümünden Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Bakanı, hâkimler, savcılar, doktorlar hepsi sorumlu. Bir cinayet işlendi, halen bunun hesabını veremiyorlar” dedi.
Cumhuriyet Gazetesi'nden Sibel Bahçetepe'nin haberine göre, “Örgüte finansal destek sağlama” suçlamasıyla tutuklanan ve 5 yıl önce yaşamını yitiren Kuddusi Okkır’ın ölümünün ardından doktorlar ve cezaevi yönetimi hakkında YSŞ tarafından verilen raporun ardından Okkır ailesi sorumluların cezalandırılmasını istedi. Sabriye Okkır, rapor ile gerçeklerin ortaya çıktığını vurgulayarak “Baştan beri benim iddia ettiğim gibi Kuddusi Okkır’ı harcadılar, yem diye kullandılar. Eşimi kasıtlı olarak tedavi ettirmediler” dedi.
‘Eşim yaşayabilirdi’
Eşinin tedavi amaçlı birçok hastaneye gittiğini ancak hiçbirinde kanser teşhisi konulamadığını anlatan Okkır şöyle devam etti: “İki günlük bir araştırma sonucunda kanser olduğu ortaya çıkabilecekken onunla ilgilenmediler. Eşim başlangıçta tedavi edilmiş olsaydı yüzde 48 yaşama şansı vardı. Hastalık ilerlemesine karşı yüzde 12 yaşama şansı varken onu bile çok gördüler. Devlet elbirliğiyle kocamı öldürdü, bir cinayet işlediler. Eşim için ‘örgütün kasası’ dedikleri yetmedi bir de borçlarla bana geliyorlar. 3 tane devam eden dava var. YSŞ raporunun değerlendirileceği dava 2 Mayıs’ta Tekirdağ’da görülecek. Artık adalet istiyorum.”
AİHM belgeleri istedi
Okkır ailesinin avukatı Devrim Taş da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bir ay önce Okkır dosyasını açtığını ve Türkiye’den bu yönde belgeleri istediğini söyledi. Taş söyledi: “Okkır davasıyla ilgili süreçte adil yargılama yapılmadı. YSŞ’nin raporu ile ilk kez devlet kurumları hakkında doktorlar ve cezaevi yönetimiyle ilgili bir karar veriliyor. Bu dava açısından çok önemlidir. Ayrıca Okkır’a ait akciğer grafileri, çekiminin yapıldığı hastanelerde bulunamadı. AİHM dosyayı incelemeye aldı. Akciğer filmlerinin kayıp olması tutuklu Okkır’ın sağlığı için gerekli özenin gösterilmediğini gösteriyor.”