Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz, "IŞİD'in pervasızca uyguladığı şiddeti bir an için paranteze alırsak... Karşımıza sol bir İslamcılık çıkmıyor mu" diye sordu.
Aköz, bu iddiasını Dr. Halit Kakınç'ın "Sosyal adalet ve sosyal düzen ümidi sunması bakımından köktendinciliğin (fundamentalizm), özellikle Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bir anlamda sosyalizmin yerini aldığını söylemek yanlış olmayacaktır" görüşüne de atıf yaparak dile getirdi.
Aköz'ün Sabah'ta "Sol İslamcılık" başlığıyla yayımlanan (20 Kasım 2015) yazısı şöyle:
Dün burada yer alan "Adaleti yanlış yerde arayanlar" başlıklı yazıda özetle şöyle dedim: Terör örgütlerinin büyümesinde, yoksulluk ve eğitimsizlikten daha önemli bir faktör varsa, o da adaletsizlik algısıdır.
Çeşitli İslamcı örgütlerin ideolojilerine baktığımda hep bunu görüyorum: "Adalet istiyoruz" diye haykıranlar, özgürlükten önce eşitlik talep etmekteler.
Bu talep bana hep sol ideolojileri çağrıştırıyor. Sol hareketlerde de eşitlik, özgürlükten önce gelir. Herkesin eşit olacağı bir toplum sözü verirler ve bu sebeple paylaşmayı teşvik edip, kişisel birikimi kötülerler.
Peki, bir kısım İslamcı hareketlerle sol arasındaki bu benzerlik, makul bir izlenim mi?
Geçen gün siyaset bilimci Dr. Halit Kakınç'ın "Geri Sayım: Küresel Sorunlar" adlı yeni kitabını karıştırıyordum. (Wizart Yayınları)
Kakınç çevreden nüfusa, borçlanmadan askeri harcamalara dünyanın temel sorunlarını inceliyor.
Güncel konumuz terörizm olduğu için...
Önce ilgili bölüme baktım ve orada şu satırlara rast geldim:
"Sosyal adalet ve sosyal düzen ümidi sunması bakımından köktendinciliğin (fundamentalizm), özellikle Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bir anlamda sosyalizmin yerini aldığını söylemek yanlış olmayacaktır."
Türkiye bir İslamcıya, "Sen solcu musun" diye sorsanız... Cin çarpmışa döner, cevap verirken lafa "Haşa" diye başlar. (Çünkü sol bizde dinsizlikle özdeş görülür.) Ama sonra kapitalizmi yerden yere vuran gayet eşitlikçi bir söylev çeker.
Tam bu noktada soralım: Acaba İslamcı hareketleri sol ve sağ diye ayırmak mümkün mü?
Sağ İslamcılık: Sermaye birikimine önem veren, bireysel girişimi destekleyen, bu süreçte işçi haklarını pek önemsemeyen, söylemde eşitlikçi ama uygulamada liberalizm ağırlıklı bir yaklaşım.
Sol İslamcılık: Eşitlikçi, refahı devlet eliyle paylaştırma yanlısı, lüks ve gösteriş karşıtı, piyasayı kontrol etme çalışan bir yaklaşım.
Olaylara bu eksende bakarsak... Mesela IŞİD'in pervasızca uyguladığı şiddeti bir an için paranteze alırsak... Karşımıza sol bir İslamcılık çıkmıyor mu?
Bu da çok ilginç bir durum: Yakın tarihlere kadar siyasetle uğraşanlar sağ-sol ayrımının demode olduğunu, açıklayıcı özelliğini kaybettiğini söylüyorlardı.
Halbuki eşitlikçi sol, söylem ve kılık değiştirmiş olarak karşımızda durmakta. Yanlış mı?