Sabah yazarı Hıncal Uluç, firmaların takımlara sponsor olmasını eleştirirken “Bu ülkede Spor Bakanı var mı?” diye sordu. Uluç, Türk spor takımlarının yurtiçinden oyunculardan değil de daha çok farklı milliyetlerden insanlar alındığını söylerken, isim vermeden Spor Bakanı Çağatay Kılıç’a yaşanan sorunları düzeltme önerisinde bulundu ve “Var mısınız, Sayın Bakan? Yoksa bir yeni bakan daha mı bekleyeceğiz?” dedi.
Uluç'un Sabah'ta “Bu ülkede Spor Bakanı var mı?” başlığıyla yayımlanan (15 Aralık 2015) yazısı şöyle:
Bu ülkede yeni seçimler yapıldı. Yeni hükümet kuruldu. Yeni günler bekleme hakkımız var artık, dört yıl boyu bu ülkeyi yöneteceklerden.. O zaman, yanlışları, düzelmesi gereken şeyleri ve eleştirileri sıralamanın tam zamanı..
Spor kanallarını dolaşıyorum evde olduğum bir gün. Kanalın birinde basketbol maçı.. Takımlardan biri Galatasaray.. Tamam.. Ama öteki ne?.
Ekranın altında skor yazıyor. Bir yanda GS Odebank.. Onu biliyoruz. Öteki.. AÇYGB diye bir Kısaltma(!) var..
Yahu kim bunlar?. Bir kaç dakika izleyince anladım ki, Giresunspor.. Google'a girdim ve buldum.
Akın Çorap Yeşil Giresun Belediyesi imiş..
Giresun'da Belediyenin bir basketbol takımı kurması, buna yerel bir firmanın sponsor olması ne güzel değil mi?.
Ama bu işin görünen yanı..
Baktım sahada, iki takım formasıyla, hemen hepsi Amerikalı 10 yabancı koşturup duruyor. Maçı sonuna dek izledim. AÇYGB adlı takımda, bir tek bir Türk oynadı.. Mutlu.. Gerisinin hepsi yabancı.. Yedekte oturan bir Türk çocuğu daha olduğunu ertesi gün gazetede okudum..
Yabancılar mı kim?. Amerikan sokak çocukları.. Ülkelerinde hiçbir şey olamayan bu sokak çocuklarını, hemen hepsi dolar milyoneri menecerler, Türkiye'ye pazarlıyor, daha doğrusu kakalıyorlar.. Arada kimler de payını alıyor, tahmin etmek zor değil.. Gelenler durmadan başka takıma transfer ediyorlar. Her transfer federasyon kasasına 10 bin dolar sokuyor. Bu yüzden federasyon yabancı transferini teşvik eden, Türk çocuğunun yolunu kesen bütün önlemleri alıyor..
Bu sokak çocukları basketbol oynasalar, sevdirseler, amenna.. O da yok.. Ağbim Öcal bir isim takmış onlara.. "Sallabol.."
Durmadan üçlük sallıyorlar.. Girerse, takımın koçu göklere çıkarılıyor medyada.. Girmezse, yerin dibine sokuluyor.. Tüm gazetelerimizde basketbol eleştirisi de bu..
Güçlü sandığınız bir takım yeniliyor.. İstatistiklere bakıyorsunuz. 17'de 1 üçlük atmış, o gün.. Sebep belli.. Ortada basketbolun B'sinin olmadığı da belli..
Banvit - Galatasaray maçına bakın.. Birinci periyot, 13-32 Banvit.. Üçüncü periyot, 32-13 Galatasaray!.. Bu iki skor ortada basketbol masketbol olmadığının kanıtı değil mi, basketbol yazmayan(!)ları.. Bir çeyrekte Banvit'in, ötekinde Galatasaray'ın salladıkları tutmuş..
Peki savunma?. Öyle bir şey yok.. Elin Amerikalısı savunma için kendini yorar mı?.
Sallamak için kuvvetli kalması gerek.. Peki o zaman koçlar niye milyonlar alıyor, bir de beğenmiyorlar?. Mustafa Denizli şu kadar alıyormuş da.. Sevsinler..
Şimdi bu nedir?. Giresun'da, Uşak' ta, şurda burda böyle takımlar kurmanın ülkeme faydası nedir?.
İşin ekonomik yanına da bakalım mı?.
O Amerikan sokak çocuklarını besleyen takım aslında, benim paramla kuruluyor.
Firma bakıyor.. "Bu yıl kârımız çok olacak.. Devlete vergi vereceğime, bir takım satın alayım, adımı vereyim. Nasılsa televizyonlar yayınlıyor. Beni ülke duysun.."
Vergi ne demek?. Benim param.. Halkın parası.. Ama vergi olmuyor, Amerikan çocuklarına harçlık, firmaya reklam oluyor.. Göğüs reklamı değil. Takımın adı oluyor bakar mısınız?. Takım da adını, maaşallah o yıl kim çok verirse ona satıyor..
Buna izin veren, daha doğrusu bu soygun zeminini hazırlayan kim?. Turgay Demirel Federasyonu.. Onun yerine tayin ettiği Harun Erdenay, gene Turgay'ın emri ile Hidayet'i Türk Basketboluna CEO tayin etti. Federasyonda CEO?.. Burası ticari işletme mi?. Aynen öyle.. Bu da itirafı..
Hidayet'in basketbol camiasında adı ne?.
Sakal Hido!.. Cebinde milyonla dolarlar varken, basketbol milli takımı için 28 milyon liralık sakalı, yasal ödüllerin üstüne koparan Hido.. Peki ne oldu bu 28 milyon lira?. Kime kaç para, ne zaman, nerden ödendi diye yıllarca sorduk. Yığınla spor bakanı geldi geçti. Birisi, 28 milyonu alanların imzalı makbuzlarını göstertmeyi başaramadı, Turgay'a.. Çünkü yok!. Göstermeye kalksa skandal ortaya çıkacak..
Hesap soran çıkmayınca da azdıkça azdılar..
Yabancı transferi ve oynatma üzerindeki kısıtlamaları kaldırdılar ki, takımlar sahada beş Amerikalı sokak çocuğu ile mücadele edebilsinler. Bunları sezon boyu istedikleri kadar değiştirsinler ki, her değişiklikte Federasyonun (!) kasasına onar bin dolar girsin..
Yetmedi.. Bu koşullarda, yedeklerden ve takımlarında süre almayanlardan oluşan milli takım başarı- lı olamadığı ve Avrupa Şampiyonasında finale kalamadığı için, turnuvaya katılmanın tek yolu, ev sahibi olmaktı. Türkiye milyonla dolar yükün altına girerek, FIBA'ya terfi (!) eden Turgay marifeti ile Şampiyonayı bize taşıyınca, benim cahil medyam, bunu da zafer diye sundu, hesap soracağına.. "Kimin parası ile şov yapacaksın" diyeceğine..
Şimdi, başlıktaki soruya geliyorum..
Bu ülkede Spor Bakanı var mı?.
Varsa, bu yazdıklarımın ne anlama geldiğini bilenlerle konuşur.. Bir teklifim var..
Basketbolu sevenleri, anlayanları bir araya getiren bir toplantı düzenlesin, bir salonda..
Bu spora gönül verenler, eskiler, yeniler bir araya gelelim.. Turgay ve avanesi de orda olsunlar. Herkes özgürce söz alsın, eleştirilerini yapsın. Anlatsın, sorsun. Turgaygiller de yanıt versinler verebilirlerse..
Sayın Bakan da bi zahmet başından sonuna oturup dinlesin. Sonra karar versin, kim haklı, kim yalancı?.,
İftiracılar mı var, yoksa Türk basketbolunu ve Türk çocuğunu çökertme pahasına, kapıları Amerikan sokak çocuklarına sonuna dek açan, soyguncular mı?.
Var mısınız, Sayın Bakan?.
Yoksa bir yeni bakan daha mı bekleyeceğiz?.