Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 76’ncı ölüm yıldönümünde saat 9’u 5 geçe ayağa kalkmadığını açıkladı. Hakan, ayağa kalkmamasının nedeni olarak, “Saygının, sevginin ille de böyle gösterilmesi gerektiğini düşünmüyorum. Ama saygısını, sevgisini böyle göstermek isteyenlere saygım da, sevgim de sonsuz” dedi.
Ahmet Hakan’ın Hürriyet’te “Saat 9'u 5 geçiyordu ben ayağa kalkmadım” başlığıyla yayımlanan (11 Kasım 2014) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Saat 9'u 5 geçiyordu ben ayağa kalkmadım
YER: Teşvikiye.
Mekân: Bizim kahvenin dış bölümü.
Saat: 9'u 5 geçmek üzere.
Ortam: Yarı dolu...
Sokak: İnsan kaynıyor.
*
Siren sesleri yükseliyor.
Aniden.
Vaziyet şu:
Beş masa ayağa fırlamış durumda.
İki masa oturuyor.
Ben de kalkmayanlar arasındayım.
*
İşte tam bu sırada...
Sokağın karşı tarafındaki minibüs durağındaki seküler bıyıklı bir amca, bana doğru "Allah belanı versin senin, niye kalkmıyorsun" işareti yaptı.
(İki elini yukarı kaldırıp üzerime doğru savurma prensibine dayalı bir işaret.)
Hiç üstüme alınmadım.
Önümdeki gazeteye gömüldüm.
*
Peki nedir şimdi bu benim yaptığım?
Marifet mi?
Efelik falan mı?
Hiç değil.
Hiç.
*
Bu devirde efelik, 10 Kasım'da sirenler çalınca ayağa fırlamamaktan geçmiyor.
Bu devrin egemenini azıcık da olsa rahatsız etmeyi göze alabiliyor musun?
İşte budur günümüzün efeliği.
*
Dün de yazdım:
Ben artık Atatürk'ü farklı değerlendiriyorum.
Çok uzun süredir "tek adam, otoriter yönetim, Batı'ya yönelim, tek tip insan yetiştirme, İstiklal Mahkemeleri, lüks ve şatafat..." falan diye bik bik ötmeyi bıraktım.
Yani Atatürk değil derdim.
*
Ayağa kalkmamamın tek nedeni şu:
Herhangi bir kutsiyet içermeyen, tamamen dünyevi kalan her türden ritüelle başım hiç hoş değil benim.
Cumhurbaşkanı geçiyor diye sigara söndürüp ayağa fırlamaya da kılım, 9'u 5 geçe siren çaldığında hazır ol vaziyetine geçmeye de.
Bana göre değil bu türden hareketler.
Saygının, sevginin ille de böyle gösterilmesi gerektiğini düşünmüyorum.
Ama saygısını, sevgisini böyle göstermek isteyenlere saygım da, sevgim de sonsuz.
*
Hiç rahatsız olmuyorum sirenlerden, ayağa kalkmalardan...
Her 10 Kasım'da...
Sirenler çalsın, ayağa kalkılsın, sorun değil benim için.
Yeter ki...
Bir zorlama olmasın, bir dayatma olmasın, bir baskı olmasın.
Ayağa kalkmak isteyen kalksın, oturmak isteyen otursun.
*
Ha!
Bu arada...
"10 Kasım'da sirenler çalmasın, ayağa kalkılmasın, bu uygulama son bulsun" falan diye kampanya başlatanlar var ya...
Onlara "Terbiyesiz herifler, Cumhurbaşkanı geçiyor, oturmuş sigara tüttürüyorlar" sözünden aldığım ilhamla şunu söylemek istiyorum:
"Terbiyesiz herifler... Memleketin kurucu liderinin ölüm yıldönümü gelmiş, ayağa kalkılmasından rahatsız oluyorlar."
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.