Hürriyet yazarı Uğur Gürses, Rusya ile yaşanan uçak düşürme krizinin “orta vadede, ‘teğet geçebilecek’ yanları olsa da nihai olarak dış ticaret dengesine olumsuz etkisi olacağını” savundu. Gürses, krizin yıllık 4.5 milyon Rus turist gelişini sert biçimde etkileyeceğini söyledi.
Uğur Gürses’in Hürriyet’te “Rusya ödemeler dengesine 'ateş ediyor'” başlığıyla yayımlanan (30 Kasım 2015) yazısı şöyle:
Rusya ile uçak krizi yumuşama yerine derinleşirken, Rusya başkanlık emri ile ekonomik önlemleri ilan etti.
Rusya tarafından işgücü, ticaret, ulaştırma ve turizm alanlarında açıklanan kısıtlamalar, çıkarılan zorluklar ve önleyici düzenlemeler, kısa vadede ekonomik açıdan yaralayıcı bir patikaya girebilir. Önce anons etkisiyle, devamında da reel etkilerin hayata geçmesiyle gelecek hasarla. Orta vadede küçük de olsa ikame edilebilecek, ‘teğet geçebilecek’ yanları olsa da nihai olarak dış ticaret dengesine olumsuz etkisi olacak.
Birincisi; ilan edilen önlemlerde en yaralayıcı olanlardan başlandığı ve bunun öne çıkarıldığı gözleniyor. Buradan da, gelecekteki kayıpların ‘anons etkisi’ ile bugünden hasar vermesi hedeflenmiş olmalı. Zira, turizmdeki iki ana direk; charter uçuşlarının kısıtlanması ile tur operatörlerinin Türkiye turlarını yapmamalarının istenmesi ile potansiyel olarak yıllık 4.5 milyon Rus turist gelişini sert biçimde etkileyecek. Bunun Türkiye’nin ödemeler dengesine etkisi zincirleme olabilir.
Bu yıl eylül itibariyle; Türkiye’ye 9 aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20’lik bir azalışla 835 bin daha az Rus turist geldi. Bunun nedeni, petrol fiyatları ve buna bağlı gelirlerinin düşmesiyle Rusya’da yüzde 4’e yakın ekonomik küçülme yaşanması. Rus turist sayısındaki bu azalış, özellikle en başta Almanya’dan gelen turistin 324 bin artması ile görece kapatılsa da, turizm geliri kaybı 2.1 milyar dolar (yüzde 7’lik düşüş) oldu.
İşin kötü tarafı, Ekim verileri de teyit ediyor ki; Avrupa ülkelerinden gelen turist sayısında kayda değer gerileme var. Fransa, Britanya, Hollanda, İtalya gibi ülkelerden gelen turist sayısındaki düşüş birikimli olarak yüzde 17-18 gibi oranlara ulaştı. Bunda Suruç ve Ankara katliamlarının, IŞİD tehdidinin ve Suriye politikası gibi nedenlerin olduğu açık. 10 ayda, Almanya dışarıda tutulursa 731 bin turist kaybımız var. Rusya şimdi, işte bu alana ‘ateş ediyor’; özellikle Paris katliamı sonrasındaki hassasiyetin kaldıracı ile uluslararası kamuoyuna Türkiye’nin Suriye politikasını işaret ediyor. Dolayısıyla turizm sektörü bu ‘ateşin’ ciddi olarak tehdidi altında. Ödemeler dengesi gelirleri de.
İkincisi, vize muafiyetinin kaldırılması ve Rusya’daki şirketlerin Türkiye yurttaşlarının istihdamını yasaklama konusunda Ocak başına kadar zaman var. Bu şirketler açısından özellikle nitelikli personel ikamesi açısından çok kısa bir süre. Aileleri ile birlikte 200 bine yakın Türkiye yurttaşı geri dönmek zorunda kalabilir. Ayrıca taşımacılık alanındaki güçlük çıkarmaya, zaman ve maliyet kaybı yaratan önlemler de buna eklenecek.
Üçüncüsü, Rusya gelir elde ettiği herhangi ihraç ürününe kısıtlama getirmedi. Ekonomik küçülme ve döviz rezervi gerileyen bir ülkenin getirmesi de beklenemez.
Dördüncüsü, geçen yıl doruğa ulaşan Ukrayna krizi sırasında AB ve ABD ile restleşmesi ve devamında karşılıklı uygulanan ambargo ve kısıtlamaların sonuçları dikkate alınırsa; henüz hangi mallara kısıt getirdiği açıklanmasa da, yerinde önlemler alınırsa olası bir sebze ve meyve, beyaz et alımını durdurma kararı, sadece kısa vadeli bir etki yaratacaktır. Türkiye’deki şirketlerin yeni pazar bulmaları çok da zaman almayabilir.
Nitekim 2014’te Rusya’nın AB’den yapılan gıda ürünü ithalatına koyduğu kısıtlamaların birinci yıl sonuçları gösteriyor ki; AB ülkelerinde bu kısıtlamalardan etkilenen üreticiler, kendilerine çok kısa sürede yeni pazarlar bulmuşlar. Tabii ki; AB ve ülke düzeyinde zaman geçirmeden alınan hızlı önlemler ve destekler sayesinde. Ağustos 2014 başlarında Rusya tarafından yürürlüğe sokulan tarım ve gıda ürünleri ithalat yasağına rağmen; AB-28 ülkeleri, bir yıl sonra bu alanda toplamda yüzde 6’lık bir artış bile sağlamışlar.
Söz konusu tarım ve gıda ambargosunun boyutu da şöyle; yasaklanan ürünler, 5.1 milyar euro ile AB’nin gıda ve tarım ihracatının yüzde 4.2’si imiş. En çok etkilenen sektörler ise ihracatın yüzde 29’luk kısmını Rusya’ya yapan meyve ve sebzecilik, yüzde 33’lük kısmını yapan peynircilik, yüzde 28’ini yapan tereyağcılık sektörü olmuş.