Dünya

'Şam'a müdahalenin askıya alınması Ankara’da soğuk duş etkisi yarattı mı?'

BBC: Türkiye G-20 Zirvesi sırasında gelişen diplomatik sürecin dışında

11 Eylül 2013 16:05

ABD ile Rusya arasında geliştirilen ve Suriye’nin de kabul etmesiyle olası bir Amerikan saldırısının askıya alınmasına yol açan diplomatik formül, Ankara’da olumlu karşılanmadı.

Serkan Demirtaş'ın BBC Türkçe'deki haberine göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Pazar günü “koşulların gelişimine göre muharip ya da lojistik destek veririz” dediği askeri operasyon seçeneğinin zayıflaması, Ankara açısından Beşar Esad yönetimine verilmiş “açık çek” olarak görülüyor.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Pazartesi günü Londra’da düzenlediği basın toplantısında Suriye yönetiminin elindeki tüm kimyasal silahları uluslararası topluma devretmeyi kabul etmesinin askeri operasyonu önleyecek potansiyel bir gelişme olarak nitelendirmesiyle gelişen diplomatik formül, beklenmeyecek bir süratte olgunlaştı.

Fransa’nın da BM Güvenlik Konseyi’ne yeni bir karar tasarısı sunması adımını getiren bu sürece Türkiye’den ilk tepki ise Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’ndan Pazartesi gecesi geldi.
 
Geliştirilen formüle “kozmetik” nitelemesi yapan Davutoğlu, Habertürk TV’de katıldığı bir programda“Bugün, böyle kozmetik bir yöntemle eğer geçmişte uygulanan o büyük suçu unutturmak adına nerede olduğunun tespit edilmesi bile aylar alacak olan bir kimyasal silahlar envanterinin çıkarılması veya devri gibi konuyla zaman kazandırılmaya çalışılırsa, Beşar Esad’ın bundan sonraki katliamlarına yeşil ışık yakılmış olur,” diyerek, gelişmeler karşısındaki tepkisini dile getirdi.

Suriye’nin bu teklifi kabul etmesinin 21 Ağustos’ta bin 700 kişinin ölmesine neden olan kimyasal saldırı suçunu zımnen kabul etme anlamına geldiğini belirten Davutoğlu, uluslararası toplumun caydırıcılıktan vazgeçmemesi ve kimyasal silah kullanan bir rejimi cezalandırması gerektiğini kaydetti. Bakan, “Böyle bir katliam işlenmişse, bu katliamın mutlaka uluslararası hukuk nezdinde en net şekilde cezalandırılması bir zarurettir,” ifadelerini kullandı.

Ankara, 1999’da Kosova’da NATO’nun gerçekleştirdiği ve 78 gün süren hava operasyonuna benzeyen bir askeri saldırı sonucunda Esad yönetiminin devrilmesini ve Suriye muhalefetinin süratle yeni yönetimi inşa ederek, 2 buçuk yıldır süren iç savaşın sonlanabileceğini düşünüyor.

 

Ankara, gelişmeleri doğru okuyamadı mı?


 
Ankara’da yerleşik Batılı bir ülke diplomatına göre, askeri operasyon seçeneğini bir anda uzaklaştıran gelişme Türk hükümeti açısından “hayal kırıklığı” yarattı.

Bunun en önemli nedeni olarak, Ankara’nın, Obama yönetiminin kırmızı çizgi olarak nitelendirdiği kimyasal silahların kullanımına mutlaka askeri bir yanıt vereceğine ilişkin çok kesin bir yargı içinde olmasını gösteren diplomat, “Halbuki Washington, bir yandan askeri olasılığı konuşurken diğer yandan da yaratıcı diplomatik seçenekleri araştırıyordu. Obama hiçbir zaman Suriye konusunda askeri seçenekten yana olmadı,” ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan’ın 30 Ağustos resepsiyonu sırasında olası askeri operasyonun G-20 Zirvesi öncesinde yapılabileceği beklentisinde olması ve Obama’nın saldırı öncesi Kongre’ye başvuracağını ifade etmesinin Ankara’da çok da sıcak karşılanmaması, Ankara’nın gelişmeleri farklı değerlendirdiği yorumlarına neden oldu.

Bunun da ötesinde, Erdoğan’ın önce Türkiye’nin kurulacak her türlü uluslararası koalisyona katılabileceğini ifade etmesi ardından da Pazar günü Arjantin dönüşünde “koşullara bağlı olarak olası operasyona muharip ya da lojistik destek verilebileceği” açıklamasını yapması, Türkiye’nin G-20 Zirvesi sırasında gelişen diplomatik sürecin dışında olduğunun da göstergesi olarak değerlendirildi.