Dün ABD Başkanı Barrack Obama'yla İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un verdiği öğle yemeğinde bir araya gelmesi bekleniyordu ama iddiaya göre Ruhani alkollü içki servis edildiği için yemeğe katılmadı.
Guardian gazetesinin haberine göre, Obama'yla Ruhani'nin bir araya gelme olasılığı vardı. Üst düzey Amerikalı bir yetkili 'Biz İranlılara hem kamuoyu önünde hem de özel toplantılarda BM Genel Kurulu toplantıları çerçevesinde, ikili görüşmelere değil gayri resmi istişarelere açık olduğumuzu söyledik. Ama İranlılara bu aşamada bu karmaşık geldi" dedi.
Gazete başyazısında Ruhani'nin Washington Post'taki, eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin de Guardian'daki makalesine gönderme yaparak şöyle diyor:
"Bu yazılarda iki açık mesaj var. Birincisi Ruhani İran adına müzakere yürütmek için tam yetkiye sahip. Ülkedeki tüm iktidar odakları Ruhani'nin nükleer program konusunda bir anlaşmaya varma çabasına destek veriyor. Ya da en azından engel olmayacaklar. Dini lider Ayetullah Ali Hamaney, buna köstek olmak isteseydi, öğrencilere bir konuşma yapması yeterli olurdu. Bunu yapmadı, aksine 'tarihi bir hoşgörülük dediği diplomatik çabaya onay verdi."
"İkincisi makalelerde verilen ve 80 siyasi tutuklunun affedilmesi kararının eşlik ettiği mesajlarda eğer bu fırsat kaçırılırsa sonuçlarının ağır olacağı vurgulanıyor. Bu durumda İran içinde, 2009 seçimlerinden bastırılan ve artık küçük adımları tercih eden reform hareketi bir darbe daha alır. Başarısızlık durumunda uzmanların özgür ve adil bulduğu seçimlerle işbaşına gelen Hasan Ruhani'nin otoritesi sarsılır. Dışarıda ise bu müzakerelerin sonucundan etkilenecek 3 savaş var: Suriye, Afganistan ve İsrail-Filistin. Obama BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında İran'ın memnun eden bir dil kullandı, arzu ettiği ilişkinin karşılıklı saygı ve çıkarlara dayanması gerektiğini vurguladı. Bu iyi bir başlangıç. Ama yol uzun ve çetin olabilir."