HDK İstanbul Meclisi, El Nusra Cephesi’ne bağlı olduğu öne sürülen silahlı kişiler tarafından Rojava’da sivillere ateş açılmasını,yaptığı basın açıklamasıyla kınadı. Galatasaray Lisesi önünde toplanan kalabalığa LGBTT ve sosyalist örgütler de destek verdi. Anti-Kapitalist Müslümanlar üyesi yazar İhsan Eliaçık da, Rojava’da hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kıldırdı.
Yürüyüş yapmak isteyen kalabalığa polis engel oldu. İstiklal Caddesi’nin başlangıç noktasına barikat kuran polisler, Taksim Meydanı’na girişleri engelledi. Bu uygulamayı protesto eden HDK’liler ise ‘Her yer Rojava her yer direniş’ sloganıyla oturma eylemine geçti.
ANF’nin haberine göre, eylemde ilk sözü BDP İl Eşbaşkanı Emrullah Bingül aldı. Rojava’da yaşanan olayları kınayan Bingül, “ Bu katliamı her kim planlamış ise, onun arkasında her kim durdu ise şunu iyi bilsin ki, Rojava devrimi bu katliamlarla ortadan kaldıramayacaksınız” diye konuştu.
Ortadoğu’da eşit temelli bir barışın sağlanabilmesi için herkesin Kürtleri kabul etmesi ve Kürtlerle ittifak kuması gerektiğini altını çizen Bingül, sözlerini şöyle sürdürdü, “ Kürtler artık yüzyıl öncesinin Kürtleri değildir. Yüzyıl önce Kürtlerden sakınmış olan haklar Kürtlerin eliyle bugün Rojava devriminde can bulmaktadır. Bunu ortadan kaldırmaya kalkışmak hiçbir düzenin ve kuvvetin yapamayacağı bir şeydir. O nedenle bugün biz tekrar burada Rojava halkı yalnız değildir, Kürt halkı yalnız değildir, biz bu devrimin yanında yer almaya devam edeceğiz.Bu saldırılara karşı dimdik ayakta olacağız. Rojava devrimi asla ve asla kaybetmeyecektir.”
Bingül’den sonra sözü HDK Yürütme Kurulu Üyesi Ender İmrek aldı. Bugün yine Ortadoğu’da Kürtlerin yaşadığı topraklarda bir katliam üzerine toplandıklarını belirten İmrek, HDK olarak halkların eşit olarak bir arada yaşamasını gerektiğini söyledi. Hiçbir halkın diğer bir halkın esareti altında kalmaması gerektiğini vurgulayan İmrek, “ Ortadoğu’da ki diktatörler, baskıcı rejimler Kürt halkını esaret altında tutan ve 1916’dan bugüne kadar 4 parçaya bölünmüş ve bu esaretini dili,kimliği yok edilen Kürt halkına hunharca saldırılar devam etmektedir. Kürtlerin kendi geleceklerini belirleme, kendi dillerini konuşma, kendi kaderlerini tayin etme ve özerk veya belirledikleri biçimde kendi dünyalarını ve yaşamlarını kurma mücadeleleri Ortadoğu’da ki Türkiye ve Suriye gibi egemen ülkeleri rahatsız etmiştir.Araya taşeron El Kaide merkezli El Nusra gibi diğer çeteci grupların eliyle Kürt halkına yönelik vahşi katliamlar gerçekleştiriyor. Ama bu hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, direnen halklar yüzyıllardır esaret altına alınamadı. Bundan sonra da Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını engelleyecek hiçbir güç kalmamıştır" dedi.
İmrek'in ardından HDK İstanbul İl Meclisi adına basın açıklaması yapan Ahmet Saymadi, HDK olarak Rojava'daki olaylara sessiz kalmayacaklarını vurguladı. El Kaide bağlantılı El-Nusra çetesinin, Tel Aran ve Tel Hasıl beldeleri ile çevresindeki köylerde yaşayan 40 bin Kürt için halen tehdit oluşturduğunu hatırlatan Saymadi, " Nusra çetelerinin Kürtlere ve diğer halklara yaptığı saldırıları en sert şekilde kınıyoruz. Türk devleti, bu çetelere dönük desteğine acilen son vermelidir" dedi. Devlet yetkililerinin Rojava devriminin ardından yaptıkları açıklamaları hatırlatan Saymadi, "Türkiye, Rojava'daki özgürlük mücadelesine karşı savaş uçaklarıyla, Kürt halkının semalarında dolaşmaktır. Asıl kabul edilemez olan budur. 90 yıllık cumhuriyet tarihi boyunca Kürt halkını inkâr eden, asimilasyon ve imhayla yok etmeye çalışan devlet şimdi de resmi sınırları aşarak aynı politikalarını devam ettirmeye çalışıyor" diye konuştu.
"Rojava devrimi"nin diğer ülkeler için tehdit olmadığını, bütün Ortadoğu halklarının özgürleşmesi için şans olduğunu vurgulayan Saymadi, "Rojava'ya yönelik bu açık saldırgan tavır Türkiye'de Kürt sorununun nasıl çözüleceği ya da çözülemeyeceğine dair en önemli ölçülerden biri haline gelmiştir. Bir yandan 'kendi Kürtleriyle 'barış görüşmeleri yaparken diğer yandan sadece resmi sınırların böldüğü diğer Kürtleri imhayla tehdit etmek barıştan ne anlaşıldığını da ortaya koymaktadır" diye konuştu.
"Sınırları kaç parçaya bölünmüş olursa olsun Kürt halkı bir bütündür" diyen Saymadi, " Kürdistan'ın bir parçasındakine yönelik tavır aynı zamanda diğer parçalardakilere de gösterilmiş demektir. Rojava'yı tehdit etmek Türkiye'deki Kürtleri tehdit etmektir. Rojava'ya savaş açmak Türkiye Kürtlerine savaş açmak demektir. Kürt halkının bütün demokratik halklarının kabulü için yükselen sese kulak verin. Savaş uçakları kaldıracağınıza, sivil halkın üzerine çeteleri saldırtacağınıza, Kürt halkının kazanımlarını tanıyın, uzatılan barış elini tutun ve adım atın. Elinizi, çetelerinizi Rojava'dan çekin. Rojava halkı yalnız değildir" dedi.
Açıklamanın ardından Taksim Meydanı’na yürünerek eylem sonlandırıldı.