Spor

Rıdvan Dilmen'den Galatasaray-Gençlerbirliği maçı yorumu: Ağır sıkletle hafif sıklet maçı...

"50'den sonra kart değişikliklerini yaparak her istediğini başardı Tudor"

04 Kasım 2017 12:58

Galatasaray'ın, Süper Lig'in 11. haftasında evinde Gençlerbirliği karşısında aldığı 5-1'lik galibiyeti Sabah yazarı ve spor yorumcusu Rıdvan Dilmen, "Ağır sıkletle hafif sıklet maçı" sözüyle yorumladı.

Gençlerbirliği'nin Beşiktaş ve Başakşehir'i yenmiş olmasının Galatasaray'da gereksiz bir baskı yarattığını savunan Dilmen, Galatasaray Teknik Direktörü Igor Tudor'un 50. dakikadan sonra sarı kart sınırında olan oyuncularını kenara almasını övdü.

Rıdvan Dilmen'in 4 Kasım 2017'de Sabah'ta "Tudor ne istese oldu" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

Tudor, maçı hem iyi oynayarak hem farklı bir skorla hem de 50’den sonra kart değişikliklerini yaparak aldı.

Ağır sıkletle hafif sıklet maçı... Gençlerbirliği'nin Beşiktaş ve Başakşehir'i yenmiş olması onları aldattı. Galatasaray üzerinde anlamsız bir baskı oldu. Trabzon maçından sonra olabilecek en iyi rakipti Gençlerbirliği... Coşkulu rakiple iki yarının başını iyi oynayıp skora rahat gittiler. Sınırda olan oyunculardan Fernando'yu çıkardı, 90'da ise Serdar cezalı duruma düştü. Tolga'nın sakatlığı olmasa Serdar'ı da çıkarırdı bence. Skor 4 olduktan sonra Başakşehir Fatih Terim Stadı'ndaki maç başladı, bitime 40 dakika kala.

Galatasaray'ın oyun formatı Fenerbahçe maçından bu yana değişiyor. Tudor, 3'lü oynasa dahi tek forvetle oynuyordu. Bu, Tudor'un kadro kalitesine güvendiğini gösteriyor ama Gençlerbirliği'nin ilk devrede iki pozisyonu vardı. Buna rağmen rakibini kolay nakavt etti ve yoluna devam etti.
Detaydır ama önemlidir... 3'lünün merkezinde Denayer vardı, Serdar soldaydı. Serdar'ı merkeze çekip Denayer'i sola koydu bu maçta. Savunmada ise Mariano da geri gelince 4'lü görünümüne kavuştu. Orta sahanın merkezinde Fernando, önünde ise Tolga-Belhanda oynadı ve çift forvet Eren-Gomis. İkinci yarıda 4-4-2'ye döndü ama çift forveti bırakmadı. Kaldı ki Eren Derdiyok iyi oynadı. Bu ikili, bana Kovacevic- Nihat ikilisini hatırlattı. Geldiği günden bu yana Belhanda en önemli maçını oynadı. Asistler yaptı, etkili oldu ve iz bıraktı. En az 4 tane maçı olur böyle.

Mesut Bakkal, "Biz oynamaya çalışırsak onların oyunuyla yeniliriz" demişti. Dün ise buna fırsatı bile olmadı. Eren ile Gomis birer stoperi götürmese, Mariano o bindirmesinde boş alan bulamazdı. Golde oyun tercihi de etkili oldu.

Sonuçta kazanması gereken maçı hem iyi oynayarak hem farklı bir skorla hem de 50'den sonra kart değişikliklerini yaparak her istediğini başardı Tudor. 90'da Serdar'ın sarı kart görmesi ise bütün planlarını değiştirebilir. Serdar yokken 3'lü oynaması daha zor. Geçen sezon Ahmet Çalık'la oynamıştı. Savunma tercihlerinden öne ise Fernando'yu yazıyorum, en kilit oyuncu o. Ne oynarsanız oynayın, takımı toplayan o. 3'lüyü de ona güvenerek oynuyor.