Bursa'da ücretlerinde iyileştirme isteyen Oyak Renault işçilerinin 10 gün önce üretimi durdurarak başlattıkları eylem 11. gününde de devam ediyor. İşçilerle fabrika yetkilileri arasında yapılan görüşmeler sonuçsuz kaldı. İHA'da yer alan habere göre, işverenle anlaşan diğer fabrikalar işbaşı yaparken, Renault işçileri taleplerinin yerine getirilmediği sebebiyle eyleme devam kararı aldıklarını söyledi.
İşçiler adına açıklama yapan işçi temsilçisi Erhan İmralı; Tofaş, Coşkunöz ve Mako’da eylem yaparak haklarını alıp işbaşı yapan işçiler adına mutlu olduklarını söyledi.
İmralı, Renault işçileri olarak kendilerinin de işbaşı yapmak istediğini belirtti ve şunları söyledi:
"14 Mayıs'ta başlatmış olduğumuz haklı mücadeleyi sürdürüyoruz. 20 Mayıs'ta yaptığımız müzakerede Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile Türk Metal Sendikasının BOSCH fabrikası için imzalanan toplu iş sözleşmesindeki parasal haklar ile diğer konularda Genel Müdür Ales Bratoz’un teklifini kabul ettik. Ancak, bu teklifi redakte etmek için üst kata çıkan yönetim 2 saat 15 dakika sonra son derece mahcup bir şekilde salona gelerek MESS'in aramızdaki Toplu İş Sözleşmesi (TİS) iyileştirmesine izin vermediğini bildirdi ve toplantı sonlandı. Kendi ettikleri teklifi kendileri revize ederek bugün şaka gibi bir teklifle karşımıza çıktılar. 20 Mayıs'ta Renault Genel Müdürü Ales Bratoz’un yaptığı teklifi hiçbir revize olmadan imzalamaya hazır olduğumuzu tüm kamuoyuna bildiririz."
Oyak Renault fabrikasi önünde ve içeride eylemlerine devam eden işçiler, bağlı bulundukları Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile Türk Metal Sendikası aleyhine slogan atarak kendilerini yalnız bıraktıkları gerekçesiyle tepkilerini gösterdi.
Eyleme devam eden fabrikalar arasında sadece Renault fabrikası kaldı. İşverenle anlaşan diğer fabrikalar işbaşı yaparken, Renault işçileri taleplerinin yerine getirilmediği sebebiyle eyleme devam kararı aldıklarını söyledi. İşçiler, şartlarının kabul edilene kadar eylemlerini sürdüreceklerini açıkladı.
Eylemin 11. gününde üretimi durduran işçilere diğer illerdeki işçilerden destek mektupları geldi. Evrensel gazetesinde yer alan mektuplar şöyle:
Schneider işçisi
Çiğli Organize Sanayi-İzmir
Bursa’da direnen Renault işçileriyle ilgili sosyal medya ve ulusal medyada yapılan yorumları takip ederken aklıma yaklaşık 8-9 sene önce çalıştığım işyerindeki bir ustamın sözleri geldi. Bizleri, “6 ay içinde kadro” umuduyla kandırıp 2 seneyi aşkın üretimde çalıştırdıklarında yaklaşık 90 kişilik bir grup isyan ederek iş yavaşlatmaya ve şikayetlerini yüksek sesle dile getirmeye başlamış, sendikacılar ve eski ustalar ise bizi hemen bölücülükle ve şükretmemekle suçlamıştı.
Biz ücretlerdeki adaletsizliği ve taşeronluğu durduramazsak ileride kendi çocuklarımıza tamamen bir köle düzeni bırakacağımızı anlatırken onlar duymazdan gelip bize sırtını dönmüştü. Aradan 2-3 yıl geçtikten sonra başka bir işyerinde çalışırken sendikal eylem var dediklerinde bilmiyorduk aslında orada “eski dostlarımızla” karşılaşacağımızı. Sloganlar sembolik, zoraki yapılan yürüyüş ise “hiçbir şey yapılmıyor” denmesin diye yapılmış yapay bir eylemdi.
İşin ilginç tarafı ise bize zamanında sırtını dönen eski ustalarımızın meydanda bizi gördüklerinde sarılmaları, gözlerinin dolmasıydı. Aslında o zaman çok iyi anlamıştım: “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” mantığındakilerin de bir gün o yılan tarafından ısırıldığını. Tesadüfe bakın ki çalıştığım 2 işyerinde de Bursa’da olayların başlamasına sebep olan sendika vardı.
Bu yüzden direnişteki işçileri çok iyi anlıyor ve şu anda bir Schneider işçisi olarak ben ve tüm iş arkadaşlarımın hep destek olacağını biliyorum.
Ama tarafsız kalan ve kolaya kaçıp, Bursa’da onur mücadelesi veren Renault işçisine yaftalar yapıştırıp sırtını dönen emekçiler unutmayın o yılan bir gün elbet sizi de bulacaktır. Bursa’daki onurlu mücadelelerinden dolayı Renault ve diğer destek veren tüm emekçi kardeşlerimi selamlıyor ve tüm kalbimle desteğimi yolluyorum. Unutmayalım; özgürlüğün en büyük düşmanı halinden memnun kölelerdir.
‘Metal işçileri kazanırsa biz de kazanacağız’
Başpınar OSB’den bir grup dokuma işçisi-Antep
Hakları için günlerdir patronlara karşı, sarı sendikanın ve polisin baskılarına karşı direnen metal işçilerinin mücadelesini izliyoruz. Metal işçilerinin bu onurlu mücadelesini selamlıyoruz ve Metal işçilerinin bu direnişini sonuna kadar desteklediğimizi bildirmek istiyoruz. Metal işçilerinin Bursa’da başlattıkları mücadele sadece metal işçileri için değil, tüm işçi sınıfı için büyük bir öneme sahip. Bu direniş hepimize, tüm işçi sınıfına yol gösteriyor. Eğer metal işçileri kazanırsa bu bütün işçi sınıfına örnek olacak, bütün işçilerin kazanımı olacaktır. Bu mücadele hepimize heyecan veriyor. Bizler Antep’te Başpınar OSB’de 400 kişinin çalıştığı bir dokuma fabrikasında çalışan bir grup arkadaş olarak mücadelenizi ilk günden beri izliyoruz ve işyerimizdeki işçilere anlatıyoruz. Bizler bu işyerinde aylardır bir örgütlenme çabası içindeyiz. Ücretlerimiz çok düşük, çalışma koşullarımız çok kötü ve buna karşı işyerinde kendi birliğimizi sağlamak için bir komite de oluşturduk. Ama siz metal işçilerinin mücadelesi şimdi bize çok iyi bir örnek oldu. Sizin bu onurlu direnişiniz ve mücadeleniz sayesinde şimdi birlik olmanın ve mücadele etmenin önemini daha iyi anladık.
Özellikle işçiye ihanet eden bürokratik sarı sendikaya karşı mücadeleniz çok önemli. İstanbul’da bulunan atölyelerde çalışan Nakış İşçileri Birliği, 2 yıldır örgütlü mücadelelerini sürdürerek sendikasız birçok kazanım elde ettiler. Atölyelere çağrı yaparak kendi talepleriyle 1 Mayıs’ta yürüyüş gerçekleştirdiler, bu da çok önemli bir örnek bizim için.
Biz işçi emekçiler bu dayatmalara hep birlikte Renault’daki, TOFAŞ’taki metal işçileri gibi dur diyebilme gücümüz var. İşçi sınıfı işyerlerinde örgütlenmeli, komiteler kurmalı, kendi temsilcilerini seçerek iş yeri iş yeri ve fabrika fabrika örgütlü mücadele etmeli, kendi sendikalarında temsilci ve sendika yönetimini ele almalı, sendikaları kendi yönetmelidir. Bunun için tüm çalışan işçi ve emekçilerin politik bilinç olarak da artık aydınlanması gerek. Din ve milliyetçilik üzerinden bugüne kadar bizi bölen ve aldatan politikalara karşı iş, ekmek, özgürlük için birlik olmayı öğrenmeliyiz.
Tüm işçi sınıfı ve emekçiler hakları için direnen metal işçileriyle birlik ve dayanışma içerisinde olmalıdır. Metal işçilerinin savaşı tüm işçilerin savaşıdır, çünkü bizim savaşımız sınıf savaşıdır.
'Nakış işçilerinin gözü Bursa’da'
Masum BAŞ-Nakış İşçileri Birliği Komitesi
BOSH ile yapılan farklı sözleşmeden bu yana, dalga dalga yayılan hak mücadelenizi yakından takip ediyoruz. Bizlerde sizin gibi İstanbul genelini kapsayan büyük bir grevle 5 maddelik taleplerimizi yüzlerce atölye sahibine kabul ettirmiştik. Bunun tek sebebi var artık kölelik sınırlarını zorlamaktayız biz işçiler. Ve bir bakıyoruz binler on binler birleşmişiz. İşte o vakit gücümüzün farkına varıyoruz. Buradan en başta Renault işçisi olmak üzere direnen tüm dostlarıma abilerime sesleniyorum; birliğiniz taktireşayan çok doğru kararlar alıyorsunuz. Fakat gerek emniyetin gerek sendika ve patronun illegal örgütler uyarısına maruz kalıyorsunuz. İki yıldır birlikteliğini korumaya çalışan ve hep size soylenenleri duyan, buradan bölünmeye çalışılan dostlarınız olrak diyoruzki sizin adınıza kararlar almaya çalışacaklara musade etmeyin. Sesinizi duyurmaya çalışan, yanınızda destek olanları önemseyin. Biz işçileri hep böldüler bugüne kadar. Şimdi birleşme zamanı. Haziran yaklaşıyor 1989’da 15-16 Haziran’ı, Antep’te Ünaldı direnişini araştırın. Bizlere olduğu gibi sizlere de moral verecek ve yol gösterecektir. Coşkunöz’deki geri adıma üzüldük açıkçası fakat TOFAŞ işçileri de sevindirdi. Renault iişçileri onurumuz gururumuzsunuz. Nakış işçileri olarak hep yanınızdayız, destekçiniz, takipçiniziz.