Cumhuriyet yazarı Tayfun Atay, Türkiye’de parlamenter sistemi sona erdiren ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’nin yüzde 48.6 "hayır" oyuna karşılık yüzde 51.4 "evet" oyuyla kabul edilmesiyle ilgili olarak "Referandumun sonucu bu: Birbiriyle buluşma, konuşma, kucaklaşma imkânlarını yitirmiş yarımlarımızın kristalleşmesi, ortasından bölünmüş Türkiye" görüşünü dile getirdi.
Tayfun Atay'ın "Referandum kesin sonuç: Yarılma" başlığıyla yayımlanan (17 Nisan 2017) yazısı şöyle:
Çok mu iyi oldu?!
Şu anda (16 Nisan, saat 21.00) yüzde 51 küsurda “Evet” oyu ile yüzde 48 küsurda “Hayır” oranlarını ekranda izlerken...
CHP’lilerin, Ümit Özdağ’ın, Meral Akşener’in, YSK’nin dehşet verici keyfilikteki son dakika kararına (mühürsüz oy pusulalarına kabul!) itirazları doğrultusunda...
Nereye gideceği belirsiz bir noktada, endişe içinde sonumuzu merak ediyoruz.
***
Çok mu iyi oldu?!
15 Temmuz “dâbbe”sinin ardından içine savrulduğumuz OHAL rejimi ve KHK’ler rüzgârında memleketi son derece kritik bir seçim olan başkanlık sistemi için adeta oldu-bittiye getirmek!..
Ve şaibeli bir oylama sürecinin, bir dolu itirazın ardından kafa kafaya denilebilecek bir sonuçla memleketin yüzde 48 buçuğundan fazlasının, evet, neredeyse yarısına yakınının “Hayır” dediği bir başkanlık anayasasına vasıl olmak!..
“Siyasal-demografik”, daha doğrusu kantitatif (sayısal) meşruiyeti olsa da sosyolojik meşruiyeti, “kalitatif” (niteliksel) geçerliliği tartışmalı bir anayasanın ve başkanlık sisteminin içinde kendimizi bulmak!..
***
Çok mu iyi oldu?!
Eşitsiz, adaletsiz, hakkaniyetsiz bir “Evet”çi kampanya sürecinin ardından neredeyse “10-0” önde girilmiş bir seçimde ilk 3 büyük şehirde çoğunluğun (İzmir’de ezici çoğunluğun) “Hayır” dediği bir anayasa ve başkanlık sistemi...
En büyük 6 şehirden 5’inin nüfusça çoğunluğunun “Hayır” dediği bir anayasa ve başkanlık sistemi...
81 ilin 33’ünün nüfusça çoğunluğunun “Hayır” dediği bir anayasa ve başkanlık sistemi...
Tunceli, Diyarbakır, Hakkâri, Şırnak gibi şehirlerde neredeyse 4 ya da 3 kişiden birinin ancak “Evet” dediği bir anayasa ve başkanlık sistemi...
***
Çok mu iyi oldu bunlar?!
Çok mu iyi oldu Gezi’den bu yana fiilen, dilinizde “Yüzde 50” retoriğiyle böldüğünüz memleketi bir de şimdi tam ortasından “resmen”, üstelik bir dolu şaibe eşliğinde, mühürsüz oy pusulalarıyla kâğıt üzerinde de ikiye bölmüş olmak!..
21’inci yüzyılın “Yeni Türkiye”si mi?..
Ortasından yarılmış bir memleket!..
Cumhuriyet’in 100. yılı mı?..
Ortasından yarılmış bir memleket...
2053, 2071 hedefleri mi?..
Ortasından yarılmış bir memleket!..
Ve yıllardır sayenizde birbirine habire hınç, öfke ve nefret biriktirerek öbeklenmiş iki farklı nüfus...
“Biz ayrı dünyaların insanıyız” deme noktasına yine sayenizde gelmiş iki ayrı toplum...
Aynı ülkede neredeyse iki ayrı “ulus”...
***
Referandumun sonucu bu:
Birbiriyle buluşma, konuşma, kucaklaşma imkânlarını yitirmiş yarımlarımızın kristalleşmesi...
2013’te İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu’nun “Artık inşa süreci” diyerek menzili maksudunu belirlediği AKP Türkiye’sinin, sözde “Yeni Türkiye”nin şu birkaç yılda bizi getirdiği ve referandumla tescillettiği nokta:
Ortasından bölünmüş Türkiye!..
***
Evet, çok mu iyi oldu böyle olması?!
Ve esas soru:
Böyle olmasaydı, olmaz mıydı?..