Ekonomi

'Referandum şekeri bunlar'

Güngör Uras Milliyet gazetesindeki köşe yazısında, son dönemde yapılan ekonomik kolaylıkları kaleme aldı

06 Eylül 2010 03:00

T24- Müjdeyi geçen hafta sonu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Babacan verdi. Dedi ki, “Vergi ve prim borçlarıyla ilgili yeniden yapılandırma kararı aldık. Hem Gelir İdaresi, hem Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından çalışma yapılıyor. Bu bir af değil, yeniden yapılandırma programı. Faizlerde indirim, taksitlerde kolaylık olacak.”

Vergi ve prim borçlarında yeniden yapılandırma, AKP Hükümeti’nin daha doğrusu Sayın R.T.Erdoğan’ın referandum öncesi dağıttığı hediye paketlerinden biridir.
- Önce, memurlara toplu sözleşme görüşmelerinde yüzde 5’lik enflasyon hedefine rağmen yüzde 4+4 oranında zam sözü verildi. Bunun eklemelerle yüzde 12.5 dolayında bir maaş artışı anlamına geldiği belirtiliyor.
- Sonra, Halk Bankası kanalıyla esnafa kullandırılan kredilerin faizinin yüzde 13’den yüzde 10’a çekilmesi ve aradaki farkın bütçeden karşılanmasına karar verildi.
- Derken, devlet üniversitelerinde öğrencilerinin ödeyecekleri yıllık öğretim ücretine (harca) yapılacak zamdan vazgeçildiği açıklandı.
- Nihayet, özellikle esnafın, KOBİ’lerin ve genelde tüm iş aleminin bekleyişi doğrultusunda vergi ve prim borçları ve cezalarının yapılandırılacağı müjdesi verildi.
Böylece memur, öğrenci, esnaf, iş çevreleri (az veren candan, çok veren maldan) referandum hediyelerini aldılar. Emekliler ve çiftçiler mahsun kaldılar.
Vergi ve prim borcu ile cezalarının yapılandırılması genelde “vergi affı” diye adlandırılır. Bundan önce 2003 yılında “Vergi barışı” adı altında kapsamlı bir yapılanmaya gidilmişti. Demek ki aradan 7 yıl geçmiş.

Sorun kayıtlı çalışanların

Vergi ve sigorta borcu ve faizi sorunu, kayıtlı çalışan (vergi kayıdı bulunan, vergisini ödeyen, işcisini sigortalı çalıştıran, işçisinin sigorta primini ödeyen) işverenlerin sorunudur. Vergi dairesinin kapısının önünden geçmeyen, sigortasız işçi çalıştıran (kayıt dışı iş yapan) işverenler bu tür sorunlar ile karşılaşmaz.
Konuya yabancı olanlara bu borçların ve cezanın nasıl oluştuğunu anlatayım: (1) İşyeri açan, üretim yapan para kazanırsa ve de vergi kayıdı var ise, devlete gelir veya kurumlar vergisi vermek zorundadır. (2) Kazansın kazanmasın sattığı mallar yaptığı hizmetler nedeniyle KDV ve ÖTV ödemek zorundadır. (3) Kazansın kazanmasın kendisi ve yanında çalıştırdıkları için sigorta primi ödemek zorundadır.
Bu ödemeler gecikirse, faiz işlemeye başlar. Ödeme geciktikçe faiz artar. Ödeme yükü büyür. Devlet, geciken vergi ve sigorta ödemelerini, biriken faizi ile birlikte kanuni takibat sonunda alır. Önce işyerine sonra da evine barkına haciz gelir. Şu veya bu nedenle vergi ve sigorta borcu yükü altına giren işyeri sahibinin belini doğrultması hemen hemen imkânsızdır. Böyle işyeri sahiplerine bankalar yeni kredi vermez. Eski kredileri geri çağırır.

Yanlış diyen de, doğru diyen de

Vergi uzmanları Şükrü Kızılot, Sezgin Özcan ve Metin Taş’ın yazılarından öğrendiğimize göre,
- Vergi mükelleflerinin 62 milyar TL’si vergiden ve 20 milyar gecikme faizi ve zammından olmak üzere 82 milyar TL toplam borcu var.
- Sigortalı işçi çalıştıran işverenler ile Bağ-Kur’luların prim ve gecikme faizi borçları 56 milyar YL. Sigortalılar 17 milyar TL prim borcunu ödeyemeyince 9 milyar TL faiz ve ceza yükü altına girmiş.
Borçları ödenemez hale getiren, yıllık yüzde 30 dolayındaki gecikme faizi nedeniyle borçların katlanarak büyümesi. Faiz oranları gerilerken, borçlara hâlâ yüksek faiz uygulanması.
Vergi ve prim borçları ve cezaları için yeniden yapılandırma kararına 2 farklı pencereden bakılabilir:
(1) Vergisini primini zamanında ödeyene haksızlık yapılmaktadır.
(2) Vergi kaydını yaptıran, sigortalı işci çalıştıran bir işveren, imkanı var ise borçlarını mutlaka öder. Borcu nedeniyle banka kredisinin kesilmesini, iş yapamaz duruma düşmeyi işyerinin, evinin satılmasını istemez. Bu gibi işverenlere kolaylık gösterilerek işyerlerinin açılmasına imkan vermek gerekir.
İş çevrelerinde uzun süredir yeniden yapılandırma bekleyişi var idi. Sayın R.T.Erdoğan bu bekleyişi referandum öncesi cevaplandırarak bir taş ile iki kuş vurmak istedi.

Güngör URAS- Milliyet Gazetesi