Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, özel sektörün sıkıntıya girmesinin bankaların aktif kalitesinde de bozulmaya sebep olabileceğini, iyi yönetilmesi gereken bir süreç yaşadıklarını, henüz durulmamış çalkantılı bir dönem geçirdiklerini belirtti.
Koç Topluluğu tarafından farklı bölgelerdeki Koç bayileri ile bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunmak ve fikir üretmek amacıyla düzenlenmeye başlanan "Anadolu Buluşmaları"nın on dördüncüsü Ordu'nun Fatsa ilçesinde basına kapalı gerçekleştirildi.
Koç Holding'den konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in de katıldığı buluşmada, Mustafa Koç ve Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Dr. Bülent Bulgurlu'nun, Koç Topluluğu'nun Ordu, Samsun, Amasya, Tokat, Giresun, Gümüşhane ve Trabzon bayileri ile bir araya geldiği ifade edildi. Toplantıya 450 Koç bayisinin katıldığı belirtildi.
Mustafa Koç'un, toplantıda yaptığı konuşmada, hem dünya hem de Türkiye ekonomisindeki mevcut durumla ilgili görüş ve değerlendirmelerini dile getirdiği kaydedildi.
Koç, 2009 yılı sonuna doğru dünyada beklenen iyileşme döneminin beraberinde birçok fırsatı da getireceğini belirterek, "Bu değişim sürecinde krizden en az zararla çıkmak ve en fazla getiriyi sağlamak değişimi doğru okuyup doğru yönetmekten geçecektir. Her kriz bir fırsattır. Değişim rüzgarının öncüsü olarak ve değişimi doğru yöneterek, değişimin getirebileceği fırsatları değerlendirmemiz gerekir" ifadesini kullandı.
Hükümetin ve karar vericilerin verecekleri karar ve atacakları doğru adımlarla bu krizin olumsuz etkisinin yönetilebilir olduğuna inandığını belirten Koç, özellikle bugünlerde açıklanması beklenen ekonomik önlemler paketi ile reel sektöre nakit girişi sağlayacak, küçük ve orta ölçekli işletmelere nefes aldıracak bir açılımın iç talebe hareket getireceğini kaydetti.
Türkiye'de özellikle bankacılık ve mali yapının geçmiş kötü deneyimlerin ardından yeniden yapılandığını ve düzenleyici kurumlar tarafından denetlendiğini, bunların sayesinde krizin yıpratıcı etkisini mali sektör üzerinde henüz hissedilmediğini ifade eden Koç, tüm yükselen ekonomiler gibi, Türkiye'nin de ABD ve AB'deki mali kuruluşların iflası ve küçülmesi gibi küresel ekonomideki çalkantılardan etkilenmeye başladığını belirtti.
Koç, "Son 5 yılda yüksek büyüme hızıyla ivme kazanan Türkiye ekonomisi, 2008'in ikinci çeyreğinde yüzde 1,9 büyüdü. Henüz üçüncü çeyrek büyüme rakamları açıklanmamasına rağmen sanayide eylül ve ekim ayı üretim verileri üçüncü çeyrek büyümesi alarm verici sinyaller göndermiştir" ifadesini kullandı.
‘İyi yönetilmesi gereken bir daralma süreci yaşıyoruz'
Mustafa Koç, para piyasalarında meydana gelen daralmanın sanayici ve tüketici açısından kredi kaynaklarında azalmaya sebep olduğuna dikkati çekerek, "Bunun etkisi ile üretim ve iç talep olumsuz etkilenmiştir. Özel sektörün sıkıntıya girmesi bankaların aktif kalitesinde de bozulmaya sebep olabilecektir. İyi yönetilmesi gereken bir daralma süreci yaşıyoruz, henüz durulmamış çalkantılı bir dönem geçiriyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Koç, Türkiye'nin AB katılım sürecinde bir yavaşlamayı ve hükümet gündeminden çıkmış olmasını aksayan önemli bir nokta olarak gördüğünü vurguladı.
Global ekonomik büyümede sürükleyici güç durumuna geçecek olan yükselen Asya ekonomilerinin, "merkez" ülkelerdeki toparlanmanın ardından yabancı sermayenin ilgi merkezi olmaya devam edeceğini ifade eden Koç, bu konjoktürde yavaşlaması muhtemel yabancı sermaye girişi için tekrar cazibe merkezi olacak bir Türkiye'nin önemli bir fırsat yakalayacağını belirtti. Bu dönemde ihracatçı şirketlerin alternatif pazarlara yönelmesinin önemine işaret eden Koç, şunları kaydetti: "Özellikle ihracatımızın yarısını gerçekleştirdiğimiz, yabancı kaynak girişlerinin ağırlık merkezi olan Avrupa'daki durgunluk eğilimlerini dikkate almak zorundayız. AB'nin ihracat taleplerinin asgari oranda düşmesi, üretim kapasitelerimiz açısından önemli bir temennimizdir. Ancak bu dönemde ihracatçı şirketlerimizin alternatif pazarlara da yönelmeleri ve verimlilik artışları sağlayacak önlemler almaları gelirlerinin sürekliliği açısından önemlidir."
‘Yatırımlara devam edeceğiz'
Koç Topluluğu olarak uygulamaya koydukları "odaklanma" stratejisini tamamlayarak, topluluğun faaliyet gösterdiği sektörlerin sayısını azalttıklarını belirten Koç, yapacakları yeni yatırımlarda sürdürülebilir kârlılık, verimlilik, şirket değeri artışı ve büyüme prensiplerine bağlılığı sürdüreceklerini ifade etti.
Mustafa Koç, şöyle devam etti: "Bu yılın ilk üç çeyreğinde iç ve dış piyasalardaki durgunluk ve yüksek faiz oranlarına rağmen operasyonel verimlilikleri artırmak suretiyle faaliyet gelirlerinde bir artış gerçekleştirdik. Portföyümüzden çıkan şirketlerden gelen kazançlar hariç yüzde 26'lık bir büyüme sağladık. Bu kapsamda 2008 yılı için planladığımız yatırımları programa uygun şekilde sürdürüyoruz. Dünyada yaşanan finansal belirsizliklerin azalmasına bağlı olarak 2009 yılının özellikle 2. yarısı için beklentilerimiz daha olumludur."
Gerek ihraç pazarındaki daralma belirtileri gerekse hızla yön değiştiren sermaye akımları dolayısıyla ülke olarak zor bir dönem yaşanacağını ifade eden Koç, Koç Holding'in güçlü ortaklıklar, risk yönetimine ve verimliliğe verdiği önem sayesinde bu zorlu dönemi yine başarıyla tamamlayacağını kaydetti.
‘Tüpraş yatırımına hız vereceğiz’
Faaliyet gösterilen temel sektörlerle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Koç, "Dünyanın en stratejik sektörü olan enerji konusunda topluluğumuz, yeni projelerle bölgenin en iddialı oyuncularından biri olmaya devam edecek. Avrupa'nın yedinci büyük rafineri kapasitesine sahip olan Tüpraş'ta yatırımlarımıza hız vereceğiz. Hem Türkiye ekonomisinin hem de Topluluğumuzun lokomotif sektörlerinden otomotivde başta üretim, ihracat ve Ar-Ge alanları olmak üzere bölgede doğacak yeni fırsatları ülkemize çekmek, pazar payını büyütmek için bu yeni dönemde azami çaba sarf edeceğiz" ifadesini kullandı.
Koç Topluluğu'nu rakiplerinden ayıran en önemli farkın, Koç bayileriyle topluluk arasında nesilden nesile devam eden "yol arkadaşlığı" olduğunu belirten Koç, bu başarı hikayelerinin gerçekleşmesinde bayilerinin, yol arkadaşlarının katkısının kendileri için olmazsa olmazlar arasında yer aldığını kaydetti.