Türkiye kamuoyu PKK güçlerinin Türkiye’den çekilme sürecini takip ederken, Suriyeli Kürtlerin çatı örgütü Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve Kuzey Irak’taki Barzani güçlerinin karşı karşıya gelmesi, bölgede endişe yarattı. Barzani yanlısı 74 kişinin Suriye sınırında PYD tarafından gözaltına alınması sonrasında, Kuzey Irak'taki Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Suriye sınırını kapatma kararı aldı. Dün akşam SKYTURK360’ta yayınlanan “Gündem ve Ekonomi” programında Murat Sabuncu ve Doğan Akın’ın sorularını yanıtlayan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanı Salih Müslim, 74 kişinin sınırda gözaltına alınmasının normal bir işlem olduğunu, bu kişilerin kimlik tespitinin ardından bırakıldığını söyledi. Basında Barzani'ye atfen yer alan PYD eleştirilerinin gerçeği yansıtmadığını dile getiren Müslim, "Sayın Barzani, Suriye Kürtlerinin kurduğu Yüksek Halk Konseyi'ne karışmayacağı konusunda bize söz verdi" diye konuştu. Salih Müslim, Erdoğan-Obama zirvesinde Suriye sorununun çözümü için çıkan 2. Cenevre Konferansı konusunda ise "PYD olarak burada yer almak isteriz" dedi.
İşte PYD Başkanı Salih Müslim’in Akın ve Sabuncu’nun sorularına verdiği yanıtlar:
*Cumartesi gününden beri, Barzani’ye yakınlığı iler bilinen El Parti üyesi 74 kişinin PYD güçleri tarafından gözaltına alınması ki bugün serbest bırakıldığı konuşuluyor. Niçin bu el parti üyesi 75 kişi PYD tarafından gözaltına alındı?
Bu iki ülke arasında normal geçiş kapıları vardır iki yerde. Güney Kürdistan ile Batı Kürdistan arasında. Şimdi bunlar o kapılardan değil de başka yerden kaçak olarak geçmek istiyorlar. Orda da bir asayiş gücü vardır. Bunlar muhakkak o yerleri kontrol etmek için vardır. Bunlar kaçak geçiyorlar. O yüzden bunları yakalayıp kim olduklarını anladıktan sonra serbest bırakılıyorlar.
*Bundan bir süre evvel Erbil’de, Suriyede’ki Kürtler ile Erbil’deki Kürtler arasında bir anlaşma yapılmıştı. Bu gözaltına alma o anlaşmayı bir şekilde sarsabilecek bir durum olarak algılanabilir mi sizce?
Hayır ona karşı hiç bir zaman değildir. Çünkü o anlaşmaya göre bir yüksek Kürt Konseyi oluşturulmuştur. Bu asayiş güçleri ve ordaki peşmerge güçleri Yüksek Kürt Konseyi’ne bağlıdır ve onun direktifi ile hareket ederler. Çünkü onların kontrolündedir. Onlar orada onlardan yetki alarak bu kontrolü yapıyorlar. Onun için hepsi normal yetki içerisinde oluyor. Onun için bu anlaşmaya uygundur. Anlaşmaya ters değildir.
*Gerçi bugün Barzani sizin yani PYD’nin ismini anmadan bir eleştiride de bulundu. “Özgür seçimler yapılmadan hiçbir grup diğer grup üzerinde baskı yapamaz” açıklamasında bulundu. Bu konuda Barzani ile PYD arasında bir görüş farklılığı olmaya mı başladı?
Bu başkanın eliyle yayınlanmış bir bildiri değildir. Ona bağlı bir basın bürosudur. Sanırım ordaki bilgiler pek gerçeği yansıtmıyor. Çünkü sayın Barzani de biliyor, kendisi bu Batı Kürdistan’daki halkın konseyinin yetkisinin ne derecede olduğunu biliyor. PYD’yi tanıyor, diğerlerini de tanıyor. Ve hiçbir zaman kendisi de bir taraf olmayacak. Söz verdi. Burdaki asayişin Yüksek Kürt Konseyi’ne bağlı olduğunu zaten kendisi de biliyor.
*PYD güçlerinin Esad güçleriyle birlikte hareket ettiğine dair iddialar da var. Siz daha evvel “Biz tarafsız olmaya çalışıyoruz zorunlu olmadıkça karışmıyoruz” demiştiniz. Ama bugün bu iddia kuvvetli şekilde dile getiriliyor. PYD nerede duruyor? Esad güçleri ile birlikte mi, muhaliflerle mi hareket ediyor?
PYD’ye bağlı bir güç yok, asayiş olsun YPG (Suriyeli Kürtlerin kurduğu Halk Savunma Komiteleri) olsun, bunlar Yüksek Kürt Konseyi’ne bağlı güçlerdir. Kürt halkının güçleridir. PYD’nin güçleri değildir. Bu bir. İkincisi de daha bir ay geçmedi bizim Halep’te 47 tane şehidimiz vardı. Bu Esad güçleri ile çarpışmalarda bizim 47 kişi şehit düşmüştür. Esad güçlerinden 61 kişi öldürülmüştür. Artık bunun neresinde olacağımızı bilmiyoruz. Daha önce de zaten 2004’ten beri bu rejimle karşı karşıya gelmişiz. İnsanlarımız işkenceler altında şehit düşmüş. Ve bu Suriye ayaklanmasından sonra da Kürtlerden bu rejime karşı savaşan tek güç biz vardık. Bizden başka kimse yok. Bu kadar şehitten sonra da kalkıp biz nasıl yorumlanacağını bilmiyoruz. Sizin deyiminizle Esad güçleri ile çarpışma muhaliflerle ortak bir biçimde mi oluyor, yoksa PYD herkesten bağımsız kendisi Halep’te olduğu gibi baskın yapıldığı zaman mı karşısında duruyor? Kürtleri savunmada ... Kürtleri, halkımızı savunuyoruz işte. Üzerimize gelirse biz karşı koyuyoruz.
*Cenevre Konferansı hazırlığı var. Sizin durumunuz nedir bu konferansa hazırlık sürecinde?
Bu Cenevre Konferansı olursa katılmayı isteriz. Kürt haklarından dolayı Kürt tarafı olarak katılmak isteriz. Bunun içinde olmak isteriz. Ama artık bunu planlayanlar Rusya, ABD ne
derece ne kadar Kürt heyetinin ne kadar içinde olmasını isterler bilemeyiz.
*Muhalif gruptan bu konferansa katılmak için kendileriyle birlikte hareket etmeniz için bir çağrı geldi mi?
Hayır herkes kendi içinden Kürtleri kapmak istiyor. Burada iki şey var: Kordinasyon güçleri vardır. Bir de koalisyon güçleri vardır. Bunlar bütün olarak mı katılacaklar yoksa ayrı ayrı mı katılacaklar bilmiyoruz. Her ikisi de Kürtlerin kendi saflarından katılmasının istiyor. Ancak biz Yüksek Kürt Konseyi olarak ayrı 3. bir taraf olarak katılmak istiyoruz.
*Türkiye’den çekilen PKK’lıların bir kısmının Suriye’ye geldiği iddiaları oldu. Gerçi çekilme sürecini izleyen meslektaşlarımız, çoğunun Kuzey Irak’a gittiğini söylüyor ama daha evvelki süreçte Suriye’ye de geçtikleri belirtiliyordu. Bu noktada siz bunu teyid eder misiniz? Yani çekilen ya da daha evvelden gelen PKK’lılar Suriye’ye gelip Esad güçlerine karşı sizinle beraber bu çatışmayı götürüyorlar mı?
Hayır efendim. Ne bu geri çekilen güçlerden ne de öncesinde, dışardan kimse bize gelmiş değildir. Bu güçleri biz hazırlamışız. Yani halkımızın 2-2,5 seneden beri hazırladığı güçleridir. Güney Kürdistan’ın bazı yerlerinde artık anlaşmaya göre yerleşecekler. Bunların Suriye’ye gelmesi hiçbir zaman söz konusu değildir.
*Şu anda Barzani güçlerinin kapattığı sınır da son durum nedir? Hala kapalı mıdır?
Evet kapılar şimdiye kadar kapalıdır. Geçişler de yoktur, durdurulmuştur. Sınrıların kapanması Batı Kürdistan’daki halkımızı açlıkla tehdit ediyor. Bu da iyi bir şey değildir. Sanırız Sayın Barzani’nin haberi olursa bu gelişmelerden, muhakkak bir tavır olacaktır. Bunu kabullenmez yani. Halkımızı böyle bırakmaz yani.
*Siz bu konuda daha önce bir çok soruya muhattap oldunuz ama bir de bizi izleyenler açısından sormuş olalım; sizin PKK ile ilişkiniz yani Suriye’de Kürtlerin en önemli örgütü olarak görülen PYD’nin PKK ile ilişkisi nedir? PKK’nın uzantısı olduğu sorularına verdiğiniz cevaplar nedir?
Kardeşim o kadar çok sorulduki bazen bizi rejimin yanına koyuyorlar; bazen de PKK’nın yanına koyuyorlar. Batı Kürdistan’daki halka kendimizi özetleyemiyoruz yani. Gerçi bizim PKK ile herhangi organik bir bağımız olmamıştır yoktur tabi ama bizim felsefi olarak görüşümüz Sayın Öcalan’ın fikirlerini benimsiyoruz. Bu başka bir şeydir. Batı Kürdistan’daki halkımız adapte olmuştur. Fikirlerinden yaralanıyoruz. Ama bir organik bağın olduğunu söyleyemeyiz.
*Bir süre önce verdiğiniz bir söyleşide şöyle dediniz: Suriye-İran-Irak’taki Kürtler hep birlikte olup Ortadoğu’da demokratik bir konfederasyon kurabilirse, o zaman sınır değişikliklerine ihtiyaç duyulmaz …Aynen böyle mi düşünüyorusunuz?
Evet. Şimdi ne diyelim bir rüya mı diyelim. Bir rüya görme hakkımız vardır. Bir Ortadoğu Demokratik Konfederasyonu’nun kurulması, halkımızın sınırları değiştirmeden bir arada bulunması çok güzel bir şey.