François Hollande bu hafta önemli bir arabulucu rolünde. Paris’te en az 130 kişinin hayatına mal olan saldırıların ardından Fransa Cumhurbaşkanı IŞİD ile mücadelede müttefik arayışı içinde. Dün Washington'da ABD Başkanı Barack Obama ile görüşen Hollande bu akşam Paris’te Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya geldi, yarın da Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşecek. İngiltere, ABD, Fransa ve Rusya – bu dört ülkenin 70 yıl önceki gibi askeri bir ittifak kurması ve şimdi IŞİD ile mücadele etmesi mümkün olabilir mi”
Rusya’nın yönetici kadrosunun en büyük isteği Batılı müttefikler ile teröristlere karşı mücadele etmek ve İkinci Dünya Savaşı sonrasında Nazi rejimini yargılamak için kurulan Nürnberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi’nin benzeri bir savaş suçları mahkemesinin oluşturulması. Rusya Federasyon Konseyi Başkanı Valentina Matviyenko, Nürnberg’deki tarihi davanın 70. yıldönümü vesilesiyle yaptığı konuşmada bu yönde ifadeler kullanmıştı.
Rusya tarihi paralellikler arıyor
Rusya Federasyon Konseyi Savunma Komisyonu Başkanı Viktor Oserov da geçen Cuma yaptığı açıklamada, İkinci Dünya Savaşı’nda Batı Cephesi’nin açılmasında olduğu gibi, IŞİD karşıtı bir koalisyonun oluşturulmasında da uzun süre tereddütte kalmanın doğru olmayacağını kaydetti. İkinci Dünya Savaşı’nda Sovyetler Birliği Kızıl Ordu’nun üzerindeki yükün azalması için Müttefikler’in Avrupa’nın batısında da bir cephe açmasını talep etmiş ve 1944’teki Normandiya Çıkarması ile başlayan Overlord Harekâtı’nda Paris’in kurtuluşunu sağlanmış ve Almanların Batı Avrupa’da hızla gerileme süreci başlamıştı.
Moskova, dönemin Sovyetler Birliği ile ABD, Fransa ve İngiltere’nin ortaklaşa Avrupa’nın kaderini belirlediği dönem ile tarihi parallellikleri vurgulamaya önem veriyor. Tarihçi ve Doğu Avrupa uzmanı Gerhard Simon, “Rusya uluslararası siyasi sahnenin önemli aktörleri arasına geri dönmeye çalışıyor. Paris’teki saldırılar da bu konuda ek bir motivasyon ve Rusya’nın açısından bu adımı atabilmek için bir fırsat oldu” diyor.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande şimdi Moskova’ya gidiyor. 31 Ekim’de IŞİD’in saldırısıyla Sina Yarımadası üzerinde düşen yolcu uçağında 224 kişinin ölmesinin ardından, terör örgütüne karşı Rusya’nın da dahil olacağı bir ittifak aslında Putin’in işine gelecektir. Ve kısa bir süre öncesine kadar da şartlar buna gayet uygun görünüyordu.
Savaş uçağının düşürülmesiyle ne değişti?
Paris saldırılarının ardından Rusya bombalarının üzerine “Paris için” ibaresini yazmaya başladı ve Putin bizzat Rus Ordusu’nun Fransa’yı müttefik olarak görmesi ve Suriye ile ilgili tüm faaliyetlerin Paris ile koordineli olarak yürütülmesi talimatını verdi. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Türkiye-Suriye sınırında bir Rus savaş uçağını düşürmesi, uzmanlara göre Rusya ile Batı arasında IŞİD’e karşı bir ittifak kurulmasını öncesine oranla çok daha karmaşık ve olasılık dışı konuma getirdi. Tarihçi ve Doğu Avrupa uzmanı Simon, “Uçağın düşürülmesi gerçek bir savaş koalisyonu kurulabilmesi şansını kesinlikle artırmayacak” şeklinde konuşuyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov olayın ertesi günü için öngörülen Türkiye ziyaretini iptal etmişti. Ancak Moskova’daki yorumcular, Rusya’nın arzuladığı uittifak konusundaki değerlendirmelerinde itidalli ifadeler kullandılar. Devlet televizyonunda Fransa ‘Rusya gibi IŞİD ile gerçekten mücadele eden’ sıradışı bir ülke olarak tanımlandı. Rus askeri analist İgor Koroçenko, “Kanımca, eskiden olduğu gibi, savunma bakanlığımızın belirlediği ortak hedeflere saldırmalı, operasyonları koordine etmeli ve ortak analizler yapmalıyız. Bu koalisyonun çekirdeğini oluşturur” derken, “Kommersant” gazetesinin köşe yazarı Maksim Yusin de benzeri ifadeler kullanarak, ‘Türk tarafının sabotajına rağmen, François Hollande ve diğer Batılı partnerlerle diyaloğun sürdürülmesi gerektiğini’ söylüyordu.
Eski tartışma konuları
Ancak Rusya ile Batı arasındaki olası ittifakın önünde başka engeller de var. Suriye konusunda herkesin duruşun çoktan belli. Putin Suriye Devlet Başkanı Esad’ı müttefiki olarak görürken, Hollande kendisini ‘Kendi halkının kasabı’ olarak tanımlıyor. DW’ye konuşan Gerhard Simon, ittifak kurmak isteyen tarafların çıkarlarının aslında epey zıt yönde olduğuna dikkat çekiyor. “Rusya askeri açıdan Esad’ın çıkarına hizmet ederken, Batılı devletler, özellikle de Fransa ve ABD bunun tam tersini istiyor. Ve tahminimce işte tam bu zıtlık nedeniyle koalisyon projesi başarısız olacak” diyen Simon, IŞİD’e karşı Rusya’yı da kapsayacak uluslararası bir koalisyon perspektifini ‘çok şüpheli’ olarak niteliyor.
Simon, Rusya’nın geçmiş ile bugün arasında vurgulamaya çalıştığı tarihi paralelliklerin aslında sağlam temellere oturmadığına dikkat çekiyor. Ama bu tavrın ‘Rus kamuoyuna illüzyonlar sunmak için harika bir propaganda aleti’ olduğunu vurgulayan tarihçi ve Doğu Avrupa uzmanı, Putin Rusyası’nın böylece kendini terörle mücadele eden uluslararası koalisyonun bir üyesiymiş gibi göstermeye çalıştığını, ancak bunun gerçeği yansıtmadığını kaydediyor.
Moskova'da bulunan Carnegie Merkezi'nin yöneticisi Dmitri Trenin de şüpheci bir yaklaşım içinde. Moskova ile Paris arasında bir koalisyonun Washington tarafından olumlu karşılanmayacağı görüşünü savunan Trenin, “ABD ve NATO'nun Fransa'nın Rusya ile gerçek bir ittifak kuracak kadar ileri gitmesine izin vermeyecektir” öngörüsünde bulunuyor.