Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dünyada güvenliğin giderek azaldığını, radikallerin ve aşırılık yanlılarının özgürlük elde ettiğini söyledi. Rusya’nın nükleer silahlar konusunda ABD’ye son derece açık davrandığını ifade eden Putin, “Ancak bunun karşılığında Rusya, Kafkaslarda terörün ve eski Yugoslavya'da trajik olayların desteklendiğine tanıklık etti” diye konuştu.
İdlib'de çatışmasızlık bölgelerinin Suriye’nin bölünmesine yol açma riski yarattığını söyleyen Putin, “Çatışmasızlık bölgelerinin Suriye’yi bölme riski var ama bundan kaçınılmasını umuyorum” dedi.
Suriye’deki teröristleri kısa süre içinde temizleyeceklerini söyleyen Putin, “Astana'daki Suriye görüşmeleri olumlu ilerliyor. Gerilimi azaltma bölgelerinin kurulması, Astana'da elde edilen en önemli sonuç oldu. Suriye'deki teröristleri kısa süre içinde temizleyeceğimizi tahmin etmek için elimizde doneler var. Ancak teröristler yok edildikten sonra dahi tehdit ortadan kalkmayacak. Suriye'de terörün kökünün kazınması, bölgede ve dünyada terörün kökünün kazındığı anlamına gelmez” ifadelerini kullandı.
"Bazı ülkeler kaos istiyor"
Valday Tartışma Kulübü'nün 14. yıllık toplantısında konuşan Putin, bazı ülkelerin teröre karşı birlikte mücadele etmek yerine buna karşı çıktığını, bu ülkelerin kaos istediğini söyledi.
Rusya'nın Suriye'deki dikkatli ve ölçülü eylemlerinin uluslararası arenada nasıl hareket edileceğine örnek olarak alınabileceğini kaydeden Putin, "Suriye deneyimi, diğer ülkelerin Ortadoğu'da izlediği kendinden emin ve yıkıcı politikaların alternatifinin olduğunu gösteriyor. Suriye'nin meşru hükümeti ve bölgedeki diğer ülkelerle teröre karşı koyan Rusya, uluslararası zeminde hareket ediyor" dedi.
"Avrupa bunu daha önceden düşünmeliydi"
Sputnik’in haberine göre, Putin'in Valday'da yaptığı konuşmada öne çıkan ifadeler şöyle:
“Rusya, Kuzey Kore'nin nükleer denemelerini kınıyor ve BM Güvenlik Konseyi'nin tüm kararlarını uyguluyor.
(Katalonya'daki durum hakkında) Avrupa, bunu daha önceden düşünmeliydi. Avrupa'nın bazı ülkelerin parçalanmasına ve Kosova'nın ayrılmasına verdiği destek, ayrılıkçı eğilimleri körükledi ve bu da Katalonya'daki duruma yol açtı.
Jeopolitika alanındaki çifte standart uygulamaları, Avrupa'nın istikrarlı gelişmesi için tehlike yaratıyor.
“BM’de reform yapılması gerekiyor”
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ve Katalonya'da yaşanan krizlerde Batı'nın çifte standart uygulamalarının izleri görülüyor.
BM'de reform yapılması gerekiyor ancak yapılacak reformlar kalıcı olmalı ve oy birliğiyle kabul edilmeli.
“Batı, Rus Devrimi’nden ders çıkarmayı başardı”
Batı, 1917 Rus Devrimi'nden ders çıkarmayı başardı. Yani bu sadece Soğuk Savaş'ta kazanılan jeopolitik zaferlerden ibaret değil. Sovyetler Birliği'nin meydan okumasına verilen yanıt sonucunda Batı birçok kazanım elde etti. Yaşam seviyesinin yükselmesi, orta sınıfın doğuşu, iş gücü pazarındaki ve sosyal alanlardaki reformlar ve insan hakları garantisi bunlardan bazıları.
Evrensel meşruiyete sahip BM, uluslararası sistemin merkezinde kalmaya devam etmeli, bunun alternatifi yok. BM'nin otoritesini ve etkinliğini artırmak hepimizin görevi.
“Rusya, uluslararası güvenliğin pekişmesine katkı sundu”
ABD, 2000 yılında nükleer silah yapımında kullanılabilecek düzeyde zenginleştirilmiş fazla plütonyumu imha etmek için imzalanan anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirmeyecek küstah bir tutum sergiliyor. Rusya, tüm yükümlülüklerini yerine getirdi ve 27 Eylül 2017'de süreci sonlandırdı. Böylece Rusya, uluslararası güvenliğin pekişmesine ciddi katkı sundu.
Rusya, nükleer silahlar konusunda ABD'ye karşı son derece açık davrandı. Ancak bunun karşılığında Rusya, Kafkaslarda terörün ve eski Yugoslavya'da trajik olayların desteklendiğine tanıklık etti.
“Kuzey Kore’nin egemen bir devlet olduğu unutulmamalı”
Kuzey Kore yönetimini seversiniz ya da sevmezsiniz ancak Kuzey Kore'nin egemen bir devlet olduğu unutulmamalı. Her türlü ihtilaf, uygar bir biçimde çözüme kavuşturulmalı. Rusya, bu yaklaşımın benimsenmesi için çağrı yapmaya devam ediyor.