Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Yılmaz, İstanbul Vodafoe Arena’nın yakınlarında ve Maçka Parkı’da yaşanan iki bombalı saldırıya ilişkin olarak "Türkiye ne zaman bağımsız politikalar yürütmeye kalkıyor, ne zaman ki NATO ile AB'yle, ABD ile farklı atraksiyonlar içerisinde kendi politikalarını bölgede yürütmeye çalışıyor, IŞİD'in ya da PKK'nın terör saldırılarıyla karşı karşıya kalabiliyor" dedi. Yılmaz “Özellikle AB, bunun içinde kısmen NATO da müttefiklerimiz de var, Türkiye'yi terörle mücadelede yalnız bıraktılar” diye konuştu. Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu’daki hendekler konusunda ‘başarılı bir politika yürüttüğünü iddia eden Yılmaz “Baktığımız zaman belki şu anda devlet sanki zafiyet içerisindeymiş gibi gözükse de, böyle bir durumu söylemek mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Salih Yılmaz, TAK'ın üstlendiği İstanbul Beşiktaş saldırısını ve Türkiye'nin ‘terörle mücadelesini' Sputnik'e değerlendirdi.
‘PYD-YPG'yi kim destekliyorsa sorumlusu onlardır'
"Türkiye'deki terörün Suriye'den beslendiğini söyleyebiliriz" diyen Yılmaz, Suriye'deki tekniklerin, taktiklerin birebir Türkiye'de uygulandığının da aşikar olduğunu söyledi. Yılmaz, "PYD-YPG'yi kim destekliyorsa, şu anda PKK'nın Türkiye'de yapmış olduğu operasyonların sorumlusu da onlardır. Öyle bakmak lazım" dedi. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Terörü şehirlere yayarak kaos ortamı oluşturmak isteniyor'
"Baktığımız zaman belki şu anda devlet sanki zafiyet içerisindeymiş gibi gözükse de, böyle bir durumu söylemek mümkün değil. Çünkü bunlar Suriye'de görülen teknikleri daha önce Güneydoğu'da hendek terörü adı altında denemişlerdir. Ama Türk güvenlik güçleri bu hendek terörüyle çok başarılı bir şekilde mücadele ettiler. Şimdi ise bu terörü şehirlere yayarak özellikle bir kaos ortamı oluşturup bu kaos ortamı içerisinde devleti zafiyete düşürmek ve devleti sanki ülkeyi yönetemiyor bağlamında öyle bir hava oluşturmak istiyorlar.
‘Türkiye ne zaman bağımsız politikalar yürütmeye kalkıyorsa…'
“Tabii son dönemde baktığımız zaman Türkiye'deki hükümetin AB, ABD, Suriye'deki Fırat Kalkanı operasyonu olmak üzere Batı ile olan ilişkilerinde daha çok bağımsız politikalar yürüttüğünü görüyoruz. Türkiye ne zaman bağımsız politikalar yürütmeye kalkıyor, ne zaman ki NATO ile AB'yle, ABD ile farklı atraksiyonlar içerisinde kendi politikalarını bölgede yürütmeye çalışıyor, baktığımız zaman ya IŞİD'in ya da PKK'nın terör saldırılarıyla karşı karşıya kalabiliyor. “
‘Örgütler işbirliği içinde Türkiye'deki eylemler PKK'ya ihale edildi'
“IŞİD ile ilgili baktığımız zaman özellikle Fırat Kalkanı operasyonundan sonra Türkiye'deki sınırın kapatılması aslında IŞİD'in yapabileceği bu tür terör eylemlerini PKK'ya devretmiş olduğunu görüyoruz. Zaten bu terör örgütleri birbirleriyle geçirgen ve birbirleriyle işbirliği yapıyorlar. Alanı paylaşıyorlar ve bu alan içerisinde Türkiye'deki bu eylemlerini daha çok PKK'ya ihale edildiğini söylemek mümkün."
‘FETÖ devletin bilgisini terör örgütleriyle paylaştı'
“Peki, Türkiye'nin ‘terörle mücadele' politikasında bir değişikliğe gidilmeli mi, nasıl bir politika izlenmeli? Yılmaz'a göre 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi aslında bir güvenlik zafiyeti de yarattı. Yılmaz, "Nasıl bir güvenlik zafiyeti yarattı? Emniyette, orduda, diğer istihbarat kurumlarında FETÖ elemanları devletin bilgisini, bu terör örgütleriyle paylaştıklarına dair önemli veriler var. Aynı zamanda devletin arşivlerini de bunlar götürdüler" dedi. Yılmaz, devlet açısından söz edilecek tecrübesizliğin, daha çok yıllarca edenmiş olduğu bilgilerin, istihbaratın FETÖ elemanları tarafından açık edilmesiyle alakalı olduğunu kaydetti.”
‘Türkiye'nin öncelikle sosyal medya üzerinden kontrolü sağlaması lazım'
‘Terör' kavramının değişmesi ile birlikte özellikle Türkiye'de sosyal medyanın kontrolüyle ilgili önemli bir zafiyet olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, terör örgütlerinin artık iletişim ve sosyal medyayı çok hızlı kullandığını söyledi. Yılmaz'a göre Türkiye henüz Twitter, Google ve Facebook'a hükmedemiyor, bunlarla bilgi paylaşımı yapamıyor ya da buradan yapılmış olan iletişimi kontrol edemiyor. Yılmaz, "Türkiye'nin öncelikle sosyal medya üzerinden kontrolü sağlaması lazım" dedi.
‘Türkiye'de kontrolsüz bir yabancı giriş-çıkışı var'
Ayrıca Türkiye'ye inanılmaz derecede yabancı giriş çıkışı olduğunu ifade eden Yılmaz, bu giriş-çıkışların da kontrolsüz olduğunu söyledi. Batı menşeli basın kuruluşlarının Türkiye'de kışkırtıcı ve yalan haberler yaptığını savunan Yılmaz, "Büyük devletlerin buna engel olması gerekiyor. Rusya'da, ABD'de, İngiltere'de, Avrupa'da bunla ilgili çok ağır yaptırımlar var. Bir de suçu basın yoluyla işleyen, terör örgütlerine destek veren bir kişinin Batı'da, ABD'de, Rusya'da dünyanın herhangi bir ülkesinde cezalandırma çok hızlıdır. Türkiye'de bununla ilgili düzenlemelerin zafiyet gösterdiğini söyleyebiliriz" diye konuştu.
‘Dikkatli ve planlı mücadele gerekir'
Yılmaz, terör örgütlerinin Türkiye'de birliği beraberliği sarsıp bir şekilde devlete ve hükümete karşı kendince bir isyanı teşvik etmeye çalıştığını vurgulayarak biraz daha dikkatli planlı mücadele etmek gerektiğini söyledi. Yılmaz, "Zaten terör örgütleri de kaos ortamı içerisinde devletin yanlış kararlar almasını ve bu sayede halkı bir şekilde isyana ya da devlete karşı kışkırtma amacı taşıdığını söyleyebiliriz" dedi.
‘Eğer PKK, Brüksel'de kolayca ofis açıp kendi bayraklarıyla gösteriler yapabiliyorsa…'
Yılmaz, İstanbul Beşiktaş'taki saldırının ardından Türkiye'ye yönelik destek açıklamalarını da değerlendirdi. Türkiye'ye yönelik desteğin tamamen yüzeysel olduğunu savunan Prof. Dr. Yılmaz şu görüşleri dile getirdi:
"Uygulamalara bakmak lazım. Yani uygulamalar neyi gösteriyor? Eğer PKK, Brüksel'de kolayca ofis açıp kendi bayraklarıyla gösteriler yapabiliyorsa bu desteğin bir anlamı yok. Yine Almanya'da yılda 50 milyon 100 milyon euro'ya yakın Kandil'e destek gönderebiliyorsa, Fransa'da ofis açıp Türkiye'nin kırmızı bültenle aradığı PKK'lılar serbestçe AB ülkelerinde gezebiliyorlarsa bu desteğin hiçbir anlamı yok.
Ben şunu söyleyebilirim. Özellikle AB, bunun içinde kısmen NATO da müttefiklerimiz de var, Türkiye'yi terörle mücadelede yalnız bıraktılar. Türkiye'nin terörle mücadelesinde sadece görüntüde yüzeysel destek verdiler. Çünkü PKK başta olmak üzere DHKP-C bunlar Avrupa basınında kolayca kendi propagandalarını yapabiliyorlar. Serbestçe gösteri yapabiliyorlar, yardım, para toplayabiliyorlar, dergi kurabiliyorlar, kırmızı bültenle arananlar rahatça AB ülkelerinde gezebiliyorlar. Bu açıdan baktığımızda AB'nin kendi müttefikini ya da Batı'ya yüzünü dönmüş bir Türkiye'yi desteklediğini söyleyemeyiz. Tam tersine destekten daha çok köstek olduğunu yani Türkiye'nin aleyhine çalışan terör gruplarına alan açtığını söylemek mümkün.”
‘ABD'nin PYD'yi desteklemesinin önemli bir etkisi var'
“Aynı şey ABD için de geçerli. ABD'nin, bugün PKK'nın bu tür operasyonel güce kavuşmasında PYD'yi desteklemesinin önemli bir etkisi var. Yani orada verilen askeri eğitim, orada güya IŞİD ile savaşta verilecek teknik eğitim bugün PKK'nın operasyonel gücünü artırmıştır."