T24 - Dünyanın en iyi okullarından kabul edilen Columbia Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi'nin Dekanı Profesör Nicolas Lemann, WikiLeaks'in gazetecilik yapmadığı ve Julian Assange'nin de gazeteci olmadığını söyledi. Lemann, WikiLeaks belgelerinin ne gazeteciliğin temel parametrelerini, ne de diplomasiyi derinden etkilemeyeceğini görüşünde. Profesör Lemann, 'Bundan 5 yıl sonra Türkiye Cumhurbaşkanı'nın ABD Büyükelçisi'nin yüzüne bakıp, 'WikiLeaks olayı olmuştu. Laflarıma dikkat edeyim. Açık konuşmayayım' diye düşüneceğini sanmıyorum' dedi.
Satırarası...
Tüm dünya günlerdir WikiLeaks'i ve onun kurucusu Julian Assange'ı tartışıyor. Haberlerde, sızan belgelerden ortaya çıkan skandalları okunup, farklı boyutlarıyla ele alınıyor. Tabii bu süreçte, WikiLeaks'in gazetecilik mi, casusluk mu yaptığı, Assange'a gazeteci denilip denilemeyeceği de çok büyük bir tartışma başlattı uluslararası medyada. Assange ise, kendilerinin, kişilerin kaynaklara direk ulaşabildiği 'bilimsel gazeteciliğin' önemli bir temsilcisi olduğu iddiasında. İşte bu nedenle, bu hafta WikiLeaks'le birlikte alevlenen gazetecilik ve geleceği konusunu ele aldık. Bunun için de ABD'nin ve dünyanın en önemli gazetecilik okullarından Columbia Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi'nin Dekanı Nicolas Lemann ile konuştuk. Profesör Lemann, aynı zamanda Columbia Üniversitesi'nin ev sahipliği yaptığı ve ABD'nin en prestijli gazetecilik ödülü Pulitzer'in de seçici kurul üyesi.
Son birkaç haftanın en çok tartışılan konusu WikiLeaks ve sızdırılan belgeler. Belgelerin içeriği kadar, dış politika, ABD'nin imajı ve gazeteciliğin geleceğine nasıl etki edeceği de tartışılan konular arasında. Tüm bunlara ilişkin sorularımıza ABD'nin Columbia Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi'nin Dekanı Prof. Nicolas Lemann'a yönelttik. Profesör Lemann'ın gazetecilik ve siyaset üzerine Akşam gazetesine yaptığı değerlendirmeler şöyle:
- WikiLeaks sitesi bir süredir yayınladığı gizli Amerikan belgeleri nedeniyle dünya medyasının gündemine oturmuş durumda. Site kendisini medyanın bir parçası ve 'bilimsel gazeteciliğin' öncüsü olarak görüyor. Siz dünyanın en önemli gazetecilik okullarından birinin dekanı ve Pulitzer Ödülü'nün seçici kurulunda yer alan bir isim olarak WikiLeaks'i ABD bazlı olsa internet gazeteciliği alanında Pulitzer gibi ödüllere başvurabilecek nitelikte bir yapı olarak görüyor musunuz?
Ben Pulitzer seçici kurulundayım ama programı yönetmiyor ve politikayı da ben belirlemiyorum. Bu nedenle söyleyeceklerim sadece benim kişisel görüşlerimdir. Bunu söyledikten sonra, biliyorsunuz katılım şartları sitede yazılı. Eğer WikiLeaks kendisini bu konuda aday göstermek isterse, gösterebilir diye düşünüyorum. Tabii aday olmakla, kazanmak arasında büyük bir fark var.
- Yaptıkları gazetecilik mi peki?
Pulitzer'le ilgili görevimi bir kenara bırakarak, sadece size Gazetecilik Fakültesi Dekanı olarak yanıt verirsem, ben WikiLeaks'in profesyonel anlamda gazetecilik yaptığını düşünmüyorum. WikiLeaks, web sitesinde gazetecilere ve medya kurumlarına saf materyal sağlıyor ama bunun elden geçip halka ulaşması için bir gazetecilik çabası içinde değiller. İnternet sitesine saf materyal koymak profesyonel bir gazetecilik aktivitesi olarak düşünülemez. Burada ne olduğuna bakarsak, onlarca kaynak tek bir tuşa basarak, ABD hükümetinin gizli dokümanlarını Assange'a gönderiyor. Assange'da da bir başka düğmeye basıp, tüm ham dokümanları 'elde edilebilir' hale getiriyorlar. Onları hiçbir şekilde yorumlayıp, analiz edip haberleştirmeden sadece dokümanları halka sunmak bence gazetecilik değildir. Bu sadece ürecin bir parçası. Saf doküman sağlamakla, bu saf dokümanlardan haber veya analiz üretmek arasında büyük bir fark vardır. WikiLeaks gazetecilik yapmıyor ama mesela NY Times'ın ne yaptığına bakarsanız, ekipleriyle oturup okuyup, sınıflandırıp, haberleştiriyorlar. Onların yaptıklarıdır gazetecilik. Yani burada WikiLeaks sadece birinci el kaynakları sağlıyor gazetecilere. Bu nedenle ben gazetecilik yaptıklarını söyleyemiyorum.
Sadece 'kaynak' olabilirler
- WikiLeaks'in bu şekilde belge yayınlaması ile beraber, yeni tür bir gazeteciliğin doğduğu yorumları da yapılıyor. Sizce bu olay gazeteciliğin parametrelerini değiştirecek kadar büyük bir dönüm noktası mı yine de?
Ben, bunun gazeteciliği derinden etkileyecek bir şey yol açacağını, mesleğin parametlerini değiştireceğini düşünmüyorum. Çünkü, eğer bir haber kurumunda çalışıyorsunuz, WikiLeaks'teki gibi bir dolu belgeyi size haber olduğunu düşünerek ulaştırmaya çalışan bir sürü kişi görürsünüz meslek hayatınız boyunca. Bu nedenle bunu ilk kez yaşamıyor gazeteciler. WikiLeaks'in de dünyadaki haber organizasyonlarını sonsuza kadar böyle domine edeceklerini düşünmüyorum. Bu kesinlikle enteresan bir süreç ama bence dönüm noktası olmayacak sektörde. Eğer ortada 10 WikiLeaks sitesi olursa, onların bilgilerini almak elbette önemli olacak gazeteciler için. Kaynak olacaklar. Ama haber kurumlarının başka değerleri var. Sadece doküman transferi değil gazetecilik. Neredeyse her haberin arkasında bir çeşit dokümantasyon var zaten.
WikiLeaks'ler artacaktır
- Sizce bu siteler gittikçe artmayacak mı? O zaman da ister istemez gazeteciliğin kökten değişimine yol açmayacaklar mı önümüzdeki dönemde?
Evet, online medya çağında yaşadığımız gerçeğini göz önüne alırsak, muhtemelen işlenmemiş dokümanları yükleyen böyle web siteleri artacak. Ama bu yine de sektörü tümüyle değiştirmeyecek. Aslında burada elinde bunca belge olan Assange'nın ne yaptığına bakarsak da böyle bir kaygının çok anlamlı olmadığı anlaşılabilir diye düşünüyorum. Çünkü Assange 'Elimde bunca belge var, umurumda değil hepsini internette yayınlarım, olur biter' demedi. Önce büyük medya kuruluşlarını kapısını çaldı ve onların yönlendirmelerine göre aşamalı olarak belge yayınlamaya başladı. Bu kurumların desteğiyle yürüttü bu süreci. Bence, bu sektörün nasıl işleyeceği açısından çok önemli bir kanıt.
Sızan belgelerde yazanlar unutulur
- ABD'nin gizli belgelerinin sızmasıyla ortaya çıkanlar bundan sonraki dönemde diplomasiyi nasıl etkileyecek sizce?
Ben çok fazla etkileyeceğini sanmıyorum bir süre sonra unutulacaktır. Ben mesela ortalık biraz yatışıp, üzerinden 5 sene geçtikten sonra Türkiye Cumhurbaşkanı'nın ABD Büyükelçisi'ne bakıp, 'WikiLeaks'i hatırlıyorum, samimi ve açık konuşmayayım' diye düşüneceğini sanmıyorum. Sonsuza dek böyle gidemez bu süreç. Ayrıca, pek çok nedenden dolayı WikiLeaks'in çok uzun süre bugünkü gibi etkin biçimde ayakta kalacağını da sanmıyorum. Bunun dışında, ABD Hükümeti zaten 'alt düzey Pentagon yetkilileri bu dokümanları göremesin' diye önlemlerini almaya başladı. Dolayısıyla sızıntı riski düşecek, üzerinden zaman geçince insanlar unutacak ve uzun dönemli kalıcı etkisi olmayacaktır.
En utanç verici sırlar değil bunlar
- Julian Assange'ın son belgeleri yayınlamaya başlamasının ardından cinsel taciz iddialarıyla tutuklanmasını siyasi bir olay olarak görüyor musunuz?
İsveç hükümetinin hukuk sistemi konusunda uzman değilim. Ama aynı suçtan bugüne kadar kaç kişinin ceza aldığına bakmak lazım. Eğer çok fazla değilse, muhtemelen siyasi diye düşünebiliriz.
- Sizin ABD tarihi ile ilgili de kapamlı çalışmalar yaptığınızı biliyoruz. Diplomatların gizli yazışmalarının bu şekilde açık edilmesi, diplomatik açıdan ABD'nin yaşadığı en utanç verici olay mı?
Hayır, hayır, hayır, asla. Bunun gibi pek çok şey oldu Amerikan tarihinde. Pek çok ülke tarihinde böyle sızıntılar olduğu gibi ABD'de de oldu ve çok daha travmatikleri oldu. Bu, en korkuncu değil. 1940'larda Sovyetler ABD'nin atom bombası ile ilgili sırlarını öğrendi ve bu olay tüm siyaseti, dış politikayı değiştirdi o dönemde. WikiLeaks'in bugün yarattığından çok daha fazla travma yarattı.
ABD sızıntı için çekici
- Niye ABD sürekli bunlara maruz kalıyor?
Diplomasi tarihi bu tarz sızıntılarla dolu ve aslında ABD'nin bunu daha fazla yaşadığını düşünmüyorum. Güçlü bir ülke insanlar için sızıntı yapmak bakımından daha çekici olmalı ve örneğin Çin'le ilgili belge sızdırmaktan daha çok şansınız var daha demokratik bir sistemi olduğu için.
Şeffaflığın zaferi
- Bu olanları şeffaflığın zaferi olarak görüyor musunuz?
Aslında evet. Halen neyi halka açık olup, neyin olmaması gerektiği konusunda büyük bir tartışma yaşanıyor. Dünyada medyaya güvenmeyen pek çok kişi, artık orijinal dokümanları okumak istediklerini söylüyorlar katıldığımız konferanslarda. Bu, onları tatmin etti.
- Assange için siyasi aktör, anarşist gibi tanımlamalar da yapan kesimler var. Siz Assange'ı nasıl tanımlıyorsunuz?
Ben onun casusluk yaptığını söyleyemem. Kimseye bilgi taşıyor gibi görünmüyor. Sadece gizli bilgileri halka açıyor. Büyük gazetelerde çalışan biri için böyle onlarca tartışmalı kaynak vardır. Onlar aslında şeffaflık derdinde değildir. Daha çok kendilerinin yanlış gördükleri bazı eylemlerin değişmesi için bu yola başvururlar. Neredeyse hepsinin motivasyonu budur.
Obama'nın sessiz kalması normal
- Sizce Başkan Obama neden bu kadar sessiz tüm dünya bununla meşgulken? Bugüne dek kendisinden konuyla ilgili hiçbir açıklama duymadık kameralar önünde. Neden sizce?
Bu beni hiç şaşırtmıyor. Her gün binlerce şey oluyor değil mi? Hangi birine cevap verecek ve neden üzerine yorum yapıp, olayı olduğundan daha büyük hale getirecek. Eminim danışmanları da her gün 'Başkan bunun üzerine konuşmalı mı, konuşmamalı mı?' diye düşünüyordur. Ama şu ana kadar bir şey söylemedi. Bunun nedeni muhtemelen yorum yapmasının bir katkı sağlayacağını düşünmemişlerdir. Bununla ne kazanacak ki? Gerilim düşsün, bu çok büyük bir olay değil demişlerdir, en azından faydasını görememişlerdir. Ben çok bir şey söyleyeceğini sanmıyorum.