Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Manisa'da 1 Temmuz'dan itibaren 3.7 büyüklüğüne varan depremlerin diri fay haritasına çizilmemiş faylardan kaynaklandığını belirtti. Bir bütün olarak kırıldıklarında 6 büyüklüğüne varan depremler üretebilecek bu fayların da haritaya işlenmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Sözbilir, "En son 2011 yılında hazırlanan Türkiye'deki diri fay haritası acilen güncellenmeli" dedi.
Manisa'da deprem beklenmeyen faylarda 1 Temmuz'dan itibaren 3.7 büyüklüğüne varan depremler olmaya başladığını anlatan DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bu depremlerin Türkiye diri fay haritasında çizilmemiş faylar üzerinde gerçekleştiğini açıkladı.
Bölgedeki sismik kaynağın yaklaşık 10 kat arttığını kaydeden Prof. Dr. Sözbilir, "Manisa depremlerinin İzmir'e doğru göçü devam ediyor. 22 Ocak'ta Akhisar'da başlayan deprem fırtınası 5 aylık bir sürede 6 binin üzerinde artçı deprem ürettikten sonra 26 Haziran'da 5.5 büyüklüğündeki Gölmarmara depremiyle güneye doğru göç etmişti. Burada Ozanca fayı ve Gölmarmara fayı tarafından üretilen 5.5 büyüklüğündeki ana şok ve artçı depremlerden sonra 1 Temmuz'dan itibaren Manisa fayı ucundaki tali faylar tetiklendi. Çobanisa güneyinde 1 Temmuz'dan itibaren oluşan ve büyüklüğü 3.7'ye varan depremler diri fay sınıfında değerlendirilmeyen ve deprem beklenmeyen faylar üzerinde gerçekleşmektedir. Manisa fayının doğu ucundaki yükselen blokta yer alan bu faylar Sancaklıkayadibi ve Sancaklıbozkoy fayı olarak bilinir. 10 kilometre uzunluğunda olan bu faylar bir bütün olarak kırıldığında 6 büyüklüğündeki depremlere neden olabilirler. Bu nedenle Manisa fayı doğu ucunda gerçekleşen bu depremlerin dikkatlice izlenmesinde yarar vardır" dedi.
Fay sayısında artış
Türkiye'deki fay haritasının son olarak 2011 yılında çizildiğini dile getiren Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bu haritaların 10 yıl arayla yenilenmesi gerektiğine dikkat çekti. Bilimsel çalışmalarla birlikte sürekli yeni faylar çizildiğini söyleyen Prof. Dr. Sözbilir, yeni fayların yeni deprem ürettiğini belirterek, "Yeni fayları çizip deprem tehlike analizinde değerlendirmek gerekiyor. Türkiye'de resmi anlamda 485 tane fay var. Fakat son 10 yılda belki de 100'ün üzerinde fay eklendi. Denizdeki faylar da bu haritaya ekli değil. Hepsini eklediğimizde Türkiye'de yaklaşık bin fay olduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu. Fayı olmayan illerin deprem açısından daha şanslı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sözbilir, yerleşim yerlerinin üzerinden fay geçmesi halinde riskin arttığını belirtti. 1 Temmuz'da depreme neden olan fayın 6 büyüklüğünde bir sarsıntı üretmesi halinde Manisa'nın da İzmir'in de olumsuz etkileneceğini anlatan Prof. Dr. Sözbilir, şöyle devam etti:
"Bu fay aynı zamanda çok büyük Manisa fayına bağlı. Geçmişte çok önemli bulunmayıp çizilmemiş olabilir ama şu anda deprem üretme potansiyeli olduğu ortaya çıktı. Uzunluğu da biliniyor. Haritaya işlemek gerekir. Devlet yetkilileri harekete geçmeli. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Deprem Daire Başkanlığı ve üniversiteler birleşerek çalışmalı. Türkiye'de yaklaşık 50 kişi bu fayları çizip haritalara geçirtebilir."