Akif ÖZDEMİR/ADANA, (DHA)- ÇUKUROVA Üniversitesi (ÇÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Arıkan, Türkiye\'nin Suriye konusunda kararlı duruşunun, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump\'ın Suriye\'den çekilme kararında etkili olduğunu söyledi.
Suriye\'deki güncel gelişmelerle ilgili bir değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Harun Arıkan, ABD Başkanı Trump\'ın Suriye\'den çekilme kararını değerlendirdi. Başkan Trump\'ın 14 Aralık\'ta yaptığı açıklamanın yoğun bir diplomasi trafiğini de beraberinde getirdiğini anlatan Prof. Dr. Arıkan şöyle konuştu:
\"Hem Türkiye\'de hem diğer ülkelerde yoğun diplomasi trafiği yaşandı. Tabi bu karar aslında şaşılacak bir durum değil. Trump\'ın iktidara geldiğinden itibaren Suriye konusunda Obama dönemine eleştirel yaklaşan bir tutumu vardı. Yine ABD iç politikasında yaşanan Rusya\'nın başkanlık seçimlerine müdahalesi, Trump\'ın özel yaşamı ve Meksika sınırına örülecek Güvenlik duvarı gibi konulardan iyice bunalan Trump\'ın, Suriye\'den çekilme kararı İle gündemi dış politikaya kaydırma girişimi olarak da değerlendirmek gerekir. Arka planda başka unsurlar da var. Örneğin Türkiye\'nin ciddi anlamıyla kararlılık göstermesi, güvenliğine yönelik olarak Fırat\'ın doğusundan gelecek olan YPG/PYD terör örgütlerinin Türkiye\'ye tehditleri karşısında Türkiye müdahale etme gereğini çok üst düzeyde ve kararlı bir şekilde Beyaz Saray\'a iletmiş oldu. Trump\'ın da Türkiye\'nin olası müdahalesi sonucu 2 NATO ülkesinin karşı karşıya gelmesinin olası etkilerini değerlendirdiğinde bir ölçüde Suriye\'den çekilme kararını ilan etti. Ancak bu ilanda beklenildiği gibi de olmadı. Çünkü ne kadar zaman sonra Amerikan askerlerinin Suriye\'den çekileceğiyle ilgili bir takvim belirlenmedi. Bir başka çok önemli bir konu bu zamana kadar ABD\'nin PYD/YPG\'ye vermiş olduğu silahların durumu ne olacak? Eğer bunlar tekrar ABD tarafından toplanacak mı ? gibi sorular var.\"
AMERİKA GERÇEKTEN ÇEKİLİYOR MU?
ABD Başkanı Trump, Irak\'taki Amerikan askerlerini ziyaretini de değerlendiren Prof. Dr. Arıkan, şöyle devam etti:
\"Trump, Ortadoğu\'da gelişecek sorunlara bu askeri yapıdan Irak üzerinden müdahale edileceğini söyledi. O yüzden kafalarda bir süre soru işareti ortaya çıktı. Gerçekten Trump Suriye\'den çekiliyor mu? Bunların da bir cevap bulması gerekiyor. Bunun sonucunda oluşacak başka sorunlar da ortaya çıktı. Bu konuda Rusya ve İran ne düşünüyor? Suriye\'deki rejim ne düşünüyor. Bu konuda Türkiye\'den üst düzey bir heyet, geçen hafta Rusya\'ya resmi ziyaret yaptı. Bunun içerisinde Dış İşleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, MİT Müsteşarı, Cumhurbaşkanı Sözcüsü olmak üzere, üst düzey ziyaretlerdi. Bu konu Rus mevkidaşlarıyla ele alındı. Oradaki açıklamalara bakıldığında benzer ortak açıklamalar olduğunu görüyoruz. Her iki ülkenin yaptığı açıklamada Suriye\'deki tüm terör örgütlerinin temizlenmesi, yine Astana sürecine özel vurgunun yapılması ve yine Irak ve Suriye\'nin toprak bütünlüğünün sağlanması, Suriye dışında yaşayan sığınmacıların varlığı sorunu, bunların kademeli olarak kendi ülkelerine dönüşlerine yönelik bir eylem planına duyulan ihtiyaç ve son olarak oluşturulacak anayasa komisyonunun yapısı ve Cenevre\'deki görüşmelerin yeniden ele alınmasıyla birlikte iyi niyet temennileriyle toplantı bitmiş oldu.\"
GAYET OLUMLU DEĞERLENDİRMEYDİ
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu\'nun \'Suriye\'de demokratik ve güvenilir bir seçim olursa o zaman herkesin bunu değerlendirmesi gerekebilir\' sözlerini ise Prof. Dr. Arıkan, şunları söyledi:
\"Gayet olumlu bir değerlendirme olduğunu düşünüyorum. Oluşturulacak olan Anayasa komisyonunun Suriye\'nin toprak bütünlüğüne saygı esasında demokratik bir seçimden sonra oradaki seçim sonuçlarının kabul edilmesi hem oradaki istikrarın sağlanması açısından da gerekli. Hem de daha kurumsal bir demokrasiye geçiş esasında Türkiye\'nin vereceği bir destek anlamında. Bunu bu şekilde değerlendirmek gerekiyor. Türkiye\'nin aslında 2 ana önceliği var. Bunlarından biri kendi güvenliğine yönelik tehditlere karşı gerekli önlemleri alabilmek ve tehdit olgusunun da özellikle Fırat\'ın doğusundaki YPG/PYD\'den geldiğini biliyoruz. O nedenle bu tehdidin bertaraf edilmesi. İkinci olarak Suriye\'nin toprak bütünlüğünün sağlanarak, 3.6 milyon kadar mültecinin geri dönüşünün sağlanmasıyla ilgili.. Şunu unutmamak gerekir ki, Ortadoğu bölgesinde bulunan Suriye, Irak Iran gibi Ülkelerde demokrasiye dayalı siyasal rejimlerin güçlenmesi, hem bölgesel güvenliğin sağlanılması hem de ekonomik ilişiklerin artmasını beraberinde getirir. Bölge ülkelerinde siyasal ve ekonomik istikrar, Türk dış politikası açısından da oldukça önemlidir.\"
FOTOĞRAFLI