Pozantı’daki taciz ve tecavüz dehşetini açığa çıkardığı için yeniden tutuklanan T.T., cezaevinde iki kez intihara kalkıştı. Bunun üzerine Adana Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde mahkum koğuşuna konuldu. Ancak T.T. burada da rahat bırakılmadı. Bir adli tutuklunun saldırısına uğradığı iddia edildi. T.T.’nin hayatından endişe duyan ailesi kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaparak çocuklarının serbest bırakılmasını istedi.
Bu eve benim ölüm gelecek anne
Hamdullah Kesen'in Özgür Gündem gazetesindeki haberine göre; Pozantı ve Kürkçüler cezaevlerinde maruz kaldığı cinsel saldırıyı anlatmasının ardından tutuklanarak tekrar cezaevine gönderilen T.T.’nin gördüğü kötü muamelenin devam ettiği ortaya çıktı. İki defa intihar teşebbüsünde bulunduğu belirtilen T.T., tedavi olmak için gönderildiği Adana Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde 19-20 Mart tarihleri arasında adli bir mahkumun saldırısına uğradı.
Jandarma ‘dövün’ dedi
T.T.’ye refakat eden jandarmanın adli mahkumlara “Bu teröristtir, bunu dövün” telkininde bulunduğu, bunun üzerine T.T.’nin tedavi olmak istemeyip tekrar cezaevine döndüğü kaydedilirken, avukatlarının ve insan hakları örgütlerinin çabası sonucu T.T.’nin tedavi olmak için yeniden hastaneye gitmeyi kabul ettiği iddia edildi. Ancak T.T’ye yönelik saldırılar devam etti. Hastanenin mahkum koğuşunda adli bir mahkumun saldırısı sonucu T.T’nin kafasında kırıklar oluştu. T.T.’nin ve saldırganın birbirlerinden şikayetçi olmaları nedeniyle karşılıklı olarak iki taraf hakkında cezaevi idaresi tarafından soruşturma açıldı.
Ödül yerine ceza
Baba Beşir Tekin, Adalet Bakanı’nın Pozantı Cezaevi gerçeğini ortaya çıkaran çocuğuna ödül vermesi gerekirken ceza verdiğini söyledi. Her gün gözyaşı döktüğünü ve çocuğun acısını içine gömdüğünü belirten Tekin, cezaevinde bulunan tüm çocukların serbest bırakılması gerektiğini söyledi. Baba Tekin, “Benim oğlum esrar satmamış, hırsızlık yapmamış, insan öldürmemiş. Gerçekleri anlattığı için cezaevinde. Benim oğlumun psikolojik sorunları var, onun için kendisine zarar vermesinden korkuyoruz. Tek isteğim çocuğum serbest bırakılması. Artık huzurumuz kalmadı. Demokrasi, adalet var diyorlar. Gerçekten varsa neden oğlum hâlâ cezaevinde” diye konuştu.
‘Oğlum sağlam gitti’
Anne Azize Tekin ise, oğlunun daha önce psikolojik sorununun olmadığını Kürkçüler ve Pozantı’da yaşadıklarından sonra psikolojisinin bozulduğunu, gece gündüz dışarıda olduğunu ve kendileriyle konuşmadığını anlattı. Anne Tekin, oğlunun yemeden içmeden kesildiğini ve kendileriyle konuşmayıp gece gündüz mezarlıklara gidip derdini ölülere anlattığını söyleyerek, “Bize, siz benim derdimden anlamazsınız. Bu eve benim ölüm gelecek diyordu” dedi. Anne Tekin, oğlunun cezaevine sağlam gittiğini ama cezaevinden psikolojisi bozulmuş bir şekilde bırakıldığını vurguladı. Anne Tekin, “Oğlumu bana versinler. Kokusunu duymak onu kendi yanıma alarak tedavi ettirmek istiyorum” dedi.
Devlet gözetiminde şiddet
T.T.’nin Avukatı Tugay Bek ise T.T açısından zincirleme insan hakları ihlallerinin sürdüğünü ve çocuk yaşta girdiği cezaevinde T.T.’nin devlet gözetiminde her türlü şiddete maruz kaldığını belirtti. Bek, T.T.’nin tedavi olabilmesi için uygun koşulların yaratılması gerektiğini bunun için de bir an evvel tahliye edilmesi gerektiğini söyledi.
T.T., “Kürkçüler’de askerlerin, Pozantı’da adli tutukluların tacizine maruz kaldım” demişti ve kısa bir süre sonra “korsan gösteriye katılmak” suçlamasıyla “kesinleşmiş hapis cezası” bulunduğu gerekçesiyle 7 Mart’ta tutuklanmıştı. Ardından T.T.’nin haberini yapan DİHA Adana muhabiri Özlem Ağuş da 9 Mart’ta “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla tutuklanmıştı.