Gündem

''POYRAZKÖY''DE TAHLİYE TALEBİ İSTANBUL (A.A)

16 Temmuz 2010 19:32

-''POYRAZKÖY''DE TAHLİYE TALEBİ İSTANBUL (A.A) - 16.07.2010 - Poyrazköy'de yapılan kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin davada, tutuklu sanıkların avukatlarının beyanları alındı. Duruşmada sanık avukatları tahliye talebinde bulundu. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz alan tutuklu sanıkların avukatlarından İrfan Sütlüoğlu, müvekkilleri teğmenler Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan'ın ev arama görüntülerini duruşma salonunda izletti. Avukat Sütlüoğlu, arama başlamadan önce müvekkilinin bulunmadığı bir esnada odaya giren polis memurunun masanın üzerinde bir şeyler yaptığını, bilgisayarın da açık olduğunu söyledi. Buzdolabının içinde birçok kutu bulunmasına rağmen bunların polis tarafından aranmadığını, ancak buzdolabının arkasına bakıldığını belirten Sütlüoğlu, dolabın arkasından çekiç vasıtasıyla alınan ve içinde mermi bulunan poşetin polis memurunun bulunduğu açıdan görünmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Avukat İrfan Sütlüoğlu, polislerin arama sonrasında bulduklarını söylediği patlayıcının TNT değil ''detaşit'' olduğunu savundu.      Yine polislerin poşetin içinde 50 mermi konulduğundan bir şekilde haberleri olduğunu, suikast notu denilen pusulayı poşetin içinden alıp okuduklarını ifade eden Sütlüoğlu, dosyanın görevsizlik kararı verilerek Askeri Mahkemeye gönderilmesini, bu talebinin kabul edilmemesi durumunda ise yargılamanın uzamaması için birleştirilen dosyaların ayrılmasını istedi. Sütlüoğlu, müvekkilleri Faruk Akın, Sinan Efe Noyan, Alperen Erdoğan ve Ülkü Öztürk'ün tahliyesini talep etti. -BABASI AVUKATI- Tutuklu sanıklardan Eren Günay'ın avukatlığını yapan babası Ali Nurdoğan Günay ise 40 yıllık başarılı bir avukatlık hayatı olduğunu ifade ederek, ''Başarılı diyorum, ama başarısızım. 1,5 yıldır suçsuz bir kişi olan oğlumu maalesef kurtaramadım'' dedi. Avukat Günay, dosyada oğlunun konuştuğu ''x'' şahıs olarak belirtilen kişinin de kendisi olduğunu söyledi. Günay, oğlunun tutuklanma talebiyle sevk edildiği mahkemenin nöbetçi hakimi Mehmet Karababa'nın kendilerine ''Kamuoyunda infial yaratmıştır'' dediğini belirtti. Mahkeme heyetinde yer alan üye hakimlerinden Mehmet Karababa da araya girerek, ''(Baba olarak duygularınızı anlıyorum), dedim. Onun ötesinde bir şey söylemedik. Biz delillere göre karar veririz. İnfial demedik. Zabıtta vardır. Delillere göre takdir hakkımızı kullanırız. Hakim tutuklarken, serbest bırakırken hissiyata göre karar vermez'' dedi. Tutuklu sanık Ergin Geldikaya'nın avukatı Necati Dinler de müvekkilinin davada yer almasının başlangıcının, kız arkadaşını dövmesi olduğunu ifade ederek, ''Kız arkadaşı şikayet edince evde arama yapılırken silah yakalandı. Müvekkilimin ruhsatsız silah ve bu silahlara ait mermilerden Üsküdar Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanması gerekir. Orada yargılansaydı dava bitecekti. Burada daha esasa bile giremedik'' diye konuştu. Tutuklu sanık Levent Bektaş'ın avukatı Celal Ülgen de Ceza Muhakemesi Kanunu'nun yürürlüğe 4 yıl önce girmesine rağmen hiçbir maddesinin doğru dürüst uygulanmadığını ileri sürdü. Savcının Poyrazköy'de ele geçirilen malzemelerle ilgili gözaltına alınan bir şüpheliye, henüz elde edilmeyen Kafes Eylem Planı ile ilgili soru sorduğunu belirten Ülgen, ''Nasıl ki generaller, subaylar hesap vermeye çağrılıyorsa savcılar da bunun hesabını vermeli'' dedi. Mahkemeye gelen TÜBİTAK raporuna değinen Ülgen, ''Bu raporun ardından tutuklu sanıkların tahliye edilmesi gerekir. Kurgu, kumpas, oyun anlaşılmıştır. Ergenekon davasında 2 yılı aşkın zamandır tutuklu sanıklar var. Ne zaman çıkacakları belli değil. Bu bir işkencedir. Tahliyesini istiyoruz'' diye konuştu.