Yargıtay, polislere molotof atan sanıkların ağırlaştırılmış müebbetle yargılanmasına hükmetti. Sanıkların 'örgüt adına bombayla adam öldürmeye tam teşebbüs' ile 'ülke birliği ve bütünlüğünü bozmak' suçunu işlediklerini belirtti
Diyarbakır'da, yasadışı eylemlere katılarak kamu binaları, işyerleri ile polis ekiplerine molotof kokteylleriyle saldıran sanıklara verilen 7 ile 15 yıl arasında değişen hapis cezaları Yargıtay'dan döndü. Sabah'ın haberine göre, kapatılan DTP'nin Diyarbakır'ın Sur ilçe teşkilatında bir araya gelen grup, 2009'un mayıs ayında, Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşulları ile İran'daki PJAK tutuklamalarını protesto amacıyla çeşitli eylemler planladı. S.T., Ö.A., S.Y., S.D., İ.E., Ş.G. ve R.G.'nin de aralarında bulunduğu grup; polis araçları ile banka ve işyerlerine molotof kokteylli eylem kararı aldı. Molotof kokteyli hazırlamak için benzin ve boş bira şişesi temin eden grup, fitili de üzerlerindeki atletleri yırtarak yptı. Çevredeki işyerleri ile banka ATM'lerine molotof atan gurup, bir hırsızlık anonsuna giden polis aracına da saldırdı. Patlayan molotof aracın tekerleğine isabet etti. Başka bir eylemde yoldan geçen bir vatandaşın sırtı yandı. Zanlılar evlerinde, KCK ve Murat Karayılan'ın eylem talimatlarını içeren örgütsel dokümanlarla yakalanıp tutuklandı. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sanıklara 14 Nisan 2011'de, "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek", "izinsiz patlayıcı madde bulundurmak", "mala zarar vermek" ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından 7 ile 15 yıl arasında değişen çeşitli hapis cezaları verildi.
Öldürmek amacıyla attı
Cezaları fazla bulan sanık avukatları kararı temyiz etti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise cezaları az buldu. Oybirliğiyle alınan kararda, sanıklardan S.D., S.T. ve Ö.A.'nın, içinde 2 polisin olduğunu bildikleri seyir halindeki emniyet aracına molotof kokteylli saldırıda bulunmalarının oluş şekli itibariyle, "kişiyi tasarlayarak yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle ve bombalama suretiyle öldürmeye teşebbüs" suçunu oluşturduğunun altı çizildi. Eylemin, sanıkların üyesi bulunduğu örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında vahamet arz ettiği belirtildi. Sanıkların, "ülke birliği ve bütünlüğünü bozmak" ve "kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı öldürmeye teşebbüs etmek"ten ağırlaştırılmış müebbet cezasıyla cezalandırılmaları gerektiğine hükmedildi. Sadece "örgüt adına suç işlemek" ve "izinsiz patlayıcı madde bulundurmak"tan cezalandırılmaları nedeniyle suç vasfında yanılgıya düşüldüğü vurgulandı. Yargıtay kararı bozarak dosyayı yerel mahkemeye iade etti.
Avcı tartışmaya açmıştı
14 Kasım 2011: Adana Emniyet Müdürü Mehmet Avcı, korsan gösterilerde atılan molotof kokteylinin hukuktaki adının "likit bomba" olarak değişmesi gerektiğini belirterek, "Bu meyve değil ölüm kokteyli. Molotof kokteyli atıldığında gerektiğinde silah kullanılmalıdır ve gösterici o an vurulmalıdır. Yoksa daha çok canımız yanar" açıklaması yaptı.
27 Kasım 2011: Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 4 adet molotof kokteyli ve molotof yapımında kullanılan havai fişeklerle yakalanan 2 sanığa, "terör örgütüne silah sağlamak" suçundan 12 yıl 6'şar ay hapis cezası verdi. İstanbul'da İETT otobüsüne molotof atılması sonucu Serap Esar'in ölümüne neden olan sanıklar "silahlı terör örgütü üyesi olmak, kasten adam öldürmek, patlayıcı madde atmak, mala zarar vermek" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanıyor.
6 Aralık 2011: Adana'da, polislere molotof kokteyli atan 15 yaşındaki Ş.B.'ye "kasten (yakmak suretiyle) adam öldürmeye teşebbüs" suçundan 20 yıl hapis istemiyle dava açıldı.
Eyleme gelirken sınırda yakalandılar
Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinde Suriye sınırından Türkiye'ye yasadışı geçen ve PKK üyesi olduğu iddia edilen 4 kişi yakalandı. Sınırdan yasadışı geçileceği yönündeki istihbaratı değerlendirerek denetimlerini arttıran güvenlik güçleri,Y.A., İ.K. H.D. ve M.N.T.'yi gözaltına aldı. Zanlıların üst aramasında bomba düzeneğiyle ilgili olduğu öne sürülen belge ile kroki, flaş bellek, hafıza kartı ve sim kart ele geçirildi. Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı'nın talimatıyla Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde ifadeleri alınan 4 kişinin, terör suçlarından sabıkalı olduğu belirlendi.
Ele geçirilen bombalar özel depolarda tutulacak
Polis , 2011'de başta PKK'ya ait olmak üzere operasyonlarda 460 patlamamış bomba ve benzer patlayıcı buldu. Ancak malzemelerin emniyette tutulması büyük risk doğuruyor. Önceki yıllarda İstanbul ve İzmir Emniyet Müdürlükleri'nde tutlan bombaların patlaması sonucu 2'si bomba uzmanı 6 polis şehit olmuş, iki poliste yaralanmıştı. Emniyet Genel Müdürlüğü bir çok il müdürlüğünde bu şekilde depoların olmadığı gerekçesiyle genelge yayınlayarak bomba inceleme odası/deposunun hayati önem taşıdığına işaret etti. Emniyetten ödenek çıkartılacağı öğrenildi. Emniyetin Bomba Bilgi Merkezi'ne 2011'de bin 111 olay intikal etti. Bunlardan; 455'ini patlamış bomba, 460'ını patlamamış bomba 39'unu bomba malzemeleri ile 257'sini molotof kokteyli oluşturdu.
'İçtihat olabilir'
Ersel Oran er (Avukat- Ceza Hukukçusu): Çok köklü bir karar. Yerel mahkeme kararında direnirse, dosya Yargıtay Genel Kurulu'na gidecek. Son kararı kurul verecek. Genelde yerel mahkeme Yargıtay'a uyar. İçtihat haline gelebilir. Alt yapısı oluşturulmadan verilen bu kararın uygulanması zor. Sıradan bir hakaret suçuna 10 yıl hapis cezası vermek ne kadar tuhafsa molotof atmaya müebbet hapis cezası vermek de o denli tuhaftır.