Gündem

Polislerden Yüce Divan'daki rüşvet davasında böcek itirafı

Eski Yargıtay Daire Başkanı’na rüşvet verildiği iddiası davasında, polisler bir avukatın ofisine suç olduğunu bilmelerine karşın böcek koyduklarını söyledi.

03 Mayıs 2012 08:58

Eski Yargıtay Daire Başkanı’na rüşvet verildiği iddiası davasında, polisler bir avukatın ofisine suç olduğunu bilmelerine karşın böcek koyduklarını söyledi.

Milliyet'in haberine göre, CNR fuarcılık ile İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM) arasındaki davalarda, eski Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanı Hasan Erdoğan’a rüşvet verildiği iddiasıyla açılan ve Yüce Divan’da görülen davaya devam edildi. Duruşmaya, sanıklar hakkındaki teknik takip kararlarını uygulayan polislerin açıklamaları damga vurdu.

Sanıklardan avukat Necdet Okçu’nun avukatlık ofisine, suç olduğunu bilmelerine karşın soruşturmayı yürüten Adalet Bakanlığı Başmüfettişi Halit Kıvrıl’ın bilgisi dahilinde girdiklerini ve mahkeme kararıyla böcek koyduklarını söyleyen polisler, “İDTM’ye de dinleme cihazı yerleştirecektik ancak zaman kısıtlıydı” dedi.
 

Sanıklardan eski Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanı Hasan Erdoğan’ın avukatının, “Desteler halinde 200 bin TL’yi cebine sokması mümkün mü?” sorusuna bir polis memuru, “Bana verseler ben sığdırırım. Bana böyle bir şey verilse istediğim şekilde her tarafıma sığdırırım” yanıtını verdi. Sanıklar, Yüce Divan’da verdikleri ifadelerinden dolayı tanık polisleri “düşmanlık” ve “husumet” içinde olmakla suçladı.

 

Yüzleşme yapılmasını istemedi

 

Rüşvet aldığı iddia edilen Erdoğan ile rüşvet vermekle suçlanan 15 sanığın yargılanmasına Yüce Divan’da devam edildi. Duruşmada, soruşturma aşamasında teknik takip kararlarını uygulayan 4 polis tanık olarak dinlendi. Polis memuru Aydın Şişman, sanık İDTM avukatlarının paraya benzer desteleri verdiği kişinin avukat Necdet Okçu olduğunu, Okçu’nun çantayı verdiği kişinin de sanık Erdoğan olduğunu söyledi.
Şişman, Yüce Divan’da çantayı alan kişinin Erdoğan olduğunu teşhis ettiğini belirtti. Erdoğan, olayın ortaya çıkmasından sonra fotoğraflarının gazetelerde sürekli yer aldığını ve deşifre edildiğini belirterek, “yüzleşme yapılmasını istemiyorum” dedi. Erdoğan’ın çantayı aldığı sokağın karanlık olduğunu belirten Şişman, “Olaydan sonra da görsem tanırdım” diye konuştu.


Diğer tanık polis memuru Ali Durhan da ellerinde kamera olmadığını, saat 20.00 civarı olduğu için ortamın zifiri karanlık olduğunu, çekim yapmanın imkansız olduğunu söyledi. Erdoğan’ın, “Zifiri karanlıktı diyorsunuz, 15-20 metre uzaklıktan para olduğunu nasıl anladınız” sorusuna Durhan, “Kamera çekemiyor ama çıplak gözle görebiliyorduk. Para demiyorum ama boyutu aynıydı. Gazete kağıtlarını kesip deste haline getirdilerse bilmem” yanıtını verdi.

 

İDTM’ye de koyacaktık

 

Amir olarak operasyonları yürüten Komiser Deniz Özkoçak, İDTM Genel Müdürü Orkun Osman Bilgivar’ın telefon dinlemelerinde, “Hâkimlere rüşvet parası kararını almaya çalışıyorlar. Bunu yapamayacağımı söyledim. İstifa edeceğim” dediğini tespit ettiklerini ifade etti.


İDTM Yönetim Kurulu’nca avukatlık ücreti olarak çıkarılan 1 milyon 250 bin lirayı takibe aldıklarını kaydeden Özkoçak, İDTM avukatlarının İTO Başkanı Murat Yalçıntaş’ın haberi olmadan paranın bir kısmını aldıklarını, Bakırköy’deki davaya bakan hakime de para verdiklerini anlattı.

 

Suç ama mahkeme kararı var

Dinleme kayıtlarının ardından Avukat Necdet Okçu’nun ofisine cihaz yerleştirdiklerini söyleyen Özkoçak, “Yönetim kurulundan çıkan para kesile kesile Hasan Erdoğan’a 200 bin lira kaldı. Bu miktardaki parayı ben vicdanen söyleyebilirim, aldığını gördüm” dedi. Okçu’nun avukatı Mehmet Selam Enez, Özkoçak’a “Müvekkilimin ofisine cihaz yerleştirdiğinizi söylediniz. 4 yıldır bunu merak ediyorduk. Söylediğiniz iyi oldu. Bir avukat bürosuna cihaz yerleştirilmesinin suç olduğunu biliyor musunuz?” diye sordu.
Özkoçak da bunu bildiğini, ancak Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca ellerinde mahkeme kararı bulunduğu için cihazı yerleştirdiklerini söyledi. Özkoçak, dinleme cihazını, ne zaman, nasıl yerleştirdiği gibi ayrıntılı sorulara cevap vermek istemedi.
Adalet Başmüfettişi’nin soruşturmayı savcı olarak yürüttüğünü belirten Özkoçak, “Avukatların normal soruşturulamayacağını biliyoruz. Konuyu başmüfettişe ilettim. Kendisi bu konuyla yetkili olduğunu bize izah etti” dedi.