T24- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın rektörlerle düzenlediği toplantıyı protesto eden öğrencilere yapılan polis saldırısı esnasında, polislere "Vurmayın hamileyim" demesine rağmen karnına tekme ve copla vurulduğunu iddia eden 19 yaşındaki E.Ö bebeğini kaybetti.
Fırat Haber Ajansı'nda yayımlanan habere göre, Erdoğan’ın Dolmabahçe’de rektörlerle yaptığı toplantıya öğrenci temsilcileri olarak taleplerini içeren bir dosya vermek isteyen EHP, Genç-Sen, SDP ve TÖP üyelerinden oluşan gruba polis gaz bombaları ile müdahale etti. Polisin saldırdığı öğrencilerden E.Ö ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan E.Ö. karnındaki bebeğini kaybetti.
İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Gökhan Özsavaş'ın talimatıyla yapılan saldırıda ağır yaralan 19 yaşındaki E.Ö. Taksim İlk Yardım Hastanesine kaldırıldı. 2 gündür tutulduğu Taksim İl Yardım Hastanesinde görüştüğümüz E.Ö. saldırı anını ANF’ye anlattı:
‘’O gün Dolmabahçe’ye yürümek üzere Kabataş’ta toplandık. Daha yürüyüşe geçmemiştik ki, çevik kuvvet kitleyi zorla kaldırıma iteklemeye başladı. Ancak, izinli bir yürüyüş olduğundan ve bizden önce başbakan ve rektörler arasında yapılan ilk toplantıyı protesto edenlere müdahale edilmediği için böyle bir saldırı olacağını hiç aklımızdan geçmedi.
‘Polis peşimden koştu’
Ben arkadaşlarımla kitlenin ortasında yer alıyordum. Dolmabahçe’ye doğru ilerlerken, birden yakın mesafeden gaz sıkmaya başladılar. Ne olduğunu anlamadan birden çevik kuvvetlerin üzerimize doğru geldiğini fark ettim. Geriye doğru kaçmaya çalışırken biri beni yakaladı. Ancak tam darp edecek iken elinden kurtulmayı başardım. Koşmaya başladım. Beni kovalayan aynı çevik kuvvet bir an ayağı takılıp yere düştü. Ancak daha sonra peşimden koşarak beni yakaladı. ‘Dur vurma hamileyim’ dememe rağmen copla karnıma vurdu.
‘Karnıma vurdular’
Birden etrafım sarılmıştı, biri arkadan belime ve sırtımı coplarken, diğeri karnıma vuruyordu. Yere yığıldım, ancak bu defa postal darbeleriyle vurdular. Yerde acı içinde kıvranıyordum. Arkadaşlar yardımıma koştu. Beni yerden alarak Kabataş iskelesinin oraya götürdüler.
Yediğim gazdan ve darpların acısına etkisiyle kanama geçirdiğimi o anda anlamadım. Daha fazla dayanamadım ve baygınlık geçirdim. Beni hemen taksiye bindiren arkadaşım Taksim İlk Yardım Hastanesine yetiştirdi.
‘Hastanede polis zulmü’
Ancak zulüm burada da sürdü. Gözaltlıları sağlık kontrolünden geçiren polis, durumum ağır olmasına rağmen hastanesinin acil bölümüne sokmadı. O halde beni iki büklüm taksinin içinde beklettiler. Daha sonra arkadaşım sedye getirdi ve taksicinin yardımıyla acile girebildim.
Hamile olduğumu ve darp edildiğimi söyledim. Acil bölümünde doktor muayenesine yönlendirdiler. Beni ultrason bölümüne yolladılar. Orada benim ve bebeğin sağlıklı olduğunu söylediler. O an çok sevindim. Ne olur olmaz diye sabaha kadar müşahede altında tutacaklarını söylediler. Doktorlar kanamanın büyük ihtimale darpların sonucunda meydana geldiğini belirtiler.
‘Dünyam yıkıldı, mahvolmuşum’
4 saat boyunca serum verdiler. Sonra tekrar ultrasona soktuklarında bebeğimin kalp atışlarının durduğunu söylediler. O anda dünyam yıkıldı. Panikledim, ağlamaya başladım. Yürüyemiyordum olayın şokuyla gaz içinde kalmış olan ellerimi yıkadım.
Sabaha kadar uyuyamadım. Sabah erkenden beni tekrar ultrasona soktular ve bebeğin tamamen hayatını kaybettiğini söylediler. Mahvolmuştum. Ağlamak dışında yapabileceğim bir şey yoktu.’’
‘Polisler cezalandırılsın’
Gösteride ağır yaralanarak karnındaki bebeğini kaybeden E.Ö. kendisine saldırı düzenleyen polislerin cezalandırılmasını isteyerek, ‘’Tekrar bir kadına daha bu acıyı yaşatmalarını istemiyorum. Onun için saldırının emrini verenden uygulayana kadar topluca cezalandırmaları ve görevden alınmalarını istiyorum. Bu işin peşini bırakmayacağım’’ dedi.
Suç duyurusu
ANF’ye bilgi veren İHD Avukatlarından Gülizar Tuncer ise bugün Beyoğlu Adliyesinde saldırı sırasında darp edilen mağdurlarla birlikte polisler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.