Spor

'PKK’ya duyulan öfkenin cezası bize kesiliyor'

Çetin Sümer:PKK dışarı’ sloganını duyunca gerçekten acı duyuyorum. Benden önceki yöneticiler konuşsaydı belki bugün statlarda o slogan atılmayacaktı.

08 Kasım 2009 02:00

Geçtiğimiz hafta Gaziantepspor ile oynanan maçta yaşanan olaylardan sonra bu hafta oynanacak Galatasaray maçına çıkmayacaklarını açıklayan Diyarbakırspor yönetimi bu kararından vazgeçti.

Irkçı tezahüratlara isyan eden Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer Miiliyet'e konuştu: 'PKK dışarı’ sloganını duyunca gerçekten acı duyuyorum. Yapım susmaya müsait değil, o yüzden konuşuyorum. Benden önceki yöneticiler konuşsaydı belki bugün statlarda o slogan atılmayacaktı”

Şu sıralar gündemin baş sıralarında Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer. Diyarbakırspor’un önce Bursaspor, sonra Gaziantepspor maçlarında karşılaştığı ırkçı tezahüratlara “Pazar günkü Galatasaray maçına çıkmayacağız” resti çekti Sümer. Ancak Diyarbakırlılar araya girdi, son dakikada bir değişiklik olmazsa bu akşamki maça çıkma kararı alındı.

37 yaşındaki Çetin Sümer sezon başında başkanlığa seçildiğinde bir enkaz devraldı. İlk maçlardaki performansları fena değildi. Ama deplasmandaki tribünlerin “PKK dışarı” sloganları takımın sahadaki başarısını aşağı, medyada yer bulma oranını yukarı çekti. Çünkü Çetin Sümer olan bitene itiraz etti, sloganları duymazlıkdan gelmedi, “Ligden çekiliriz” dedi. Kimileri destekledi onu, kimileri Diyarbakır’a zarar verdiğini düşündü.

Hikayeniz nerede başlıyor?
Diyarbakır’ın Bismil ilçesi Tepe beldesinde... 1 Ocak 1972 doğumluyum. Atalarım daha önce şehirden köye göç etmiş. Bize Hasan Bajer ailesi derler. Bajer il demek Kürtçe; Şehirli Hasan’ın ailesi yani. Musul göçmeniyiz. Büyükdedemiz gelip Tepe’ye yerleşmiş. Ben 1 yaşındayken de Diyarbakır’a göç ettik. Amcasının oğlu bakan,dayı oğlu milletvekili.

Nasıl bir aile sizinki?

Politikaya çok yakın bir aile. Bir dedem Osmanlı’da tapu kadastro müdürlüğü yapmış, bir dedem Adalet Partisi’nde ve Cumhuriyet Halk Partisi’nde zaman zaman encümenlik görevi almış. Yakın tarihte de bir amcam Tansu Çiller-Murat Karayalçın hükümetinde devlet bakanıydı, Salih Sümer. Dayımın oğlu şu anda Ak Parti’de Diyarbakır milletvekili, Ali İhsan Merdanoğlu. Amcamın oğlu da Tarım Bakanı Mehdi Eker.

Ailenin geçim kaynağı ne?
Kendimize ait topraklarımız var. Babam ve kardeşlerimin elinde yaklaşik 4 bin dönüm arazi var, onları işletiyorlar.

Aşiret üyesi misiniz?
Biz büyük aileyiz, aşiret demiyoruz.

Bu sözcük kullanılmıyor mu artık?
Kullanılıyor da, biz tercih etmiyoruz. Feodalizme falan karıştığı için... Aşirettir, ağalıktır, bunlar toplumun kanayan yaraları. Biz o sendromun içine girmek istemiyoruz.

“Başım derde girmesin diye ailem beni Ankara’ya gönderdi”

Diyarbakır’da mı okudunuz?
Evet, ilk, orta, lise eğitimimi Diyarbakır’da tamamladım. Üniversiteyi de kazandım; Dicle Üniversitesi Matematik Bölümü’nü. Okuyamadım.

Neden?
Terörün çok hissedildiği yıllardı. Aile tarafından Ankara’ya gönderildik. Bizim türümüzdeki ailelerde üç-beş insan seçilir, gönderilir böyle.

Neden seçilir o üç-beş kişi?
Sivri mi diyeyim, haksızlığı kabul etmeyen mi diyelim... Böyleydik, bizi gönderdiler.

Başınızı derde sokmayın diye yani...

Evet, çok duygusalım ben. Aşırı... Haksızlığa dayanamam.

Neydi Diyarbakır’dan uzaklaşmanıza sebep olan haksızlıklar?
Türkiye gibi büyük bir devlette yaşıyorsunuz, bu ülkenin vatandaşısınız. Her insanın olduğu gibi bazı hak ve özgürlükleriniz var. Biz özgürlükleri gençlik yıllarımızda yaşayamadık. Düşünün, köyümüz buradan 65 km.uzakta. O yıllarda köye giderken beş ayrı noktada güvenlik koridoru vardı. Belki uygulama doğruydu ama bize ters geliyordu. Aşıp gidemiyorsun da o güvenliği, öldürülebilirsin bile.

“Kızım İngilizce öğreniyor ama Kürtçe konuşamıyor”

Ağırınıza mı gidiyordu?
Çok. Buraya gönderilen yöneticiler bize sürekli potansiyel suçlu gözüyle bakıyorlardı. Çok genç yaşlarda yaşadığım bir olay var, onu anlatayım. Bir asker vardı bölgede, uzman çavuş. Kahveleri gezip kimlik soruyordu. Bir gün kahvede oturuyoruz. Bizim aile işlerimize bakan, o zamanlar 74 yaşında olan bir Reşit dayı vardı. O da yanımda. Kimlik sordu asker, Reşit dayının yanında yokmuş. Asker aldı onu, çok ağır hakaretlere maruz kaldı. Bende derin yara açtı. Hep film şeridi gibi gözümün önünden geçer.

Ankara’da ne yaptınız?
Önce Amasya’da askerliğimi yaptım. Sonra Ankara’da müteahhitlikle uğraştım. Çankırı Öğrenci Yurdu’nu yaptık mesela. Çankırı milliyetçi muhafazar bir ilimiz, orada da sıkıntı yaşadık. Bize Diyarbakırlı olduğumuzdan dolayı potansiyel suçlu gözüyle bakıldı.

Ne kadar kaldınız Ankara’da?
10 yıl. Sonra oradaki işler bitti, burası biraz sakinlemişti, döndüm.

Eşinizle Ankara’da mı tanıştınız?
Diyarbakır’da. Eşimin babası Diyarbakırlı, annesi Muğlalı. Anne tarafı Selanik göçmeni.

Çocuklarınız var mı?
İki tane. Elif 12, Süleyman 6 yaşında.

Onlar farkında mı olanların?
Elif, Bursaspor maçından sonra beni aradı. “Baba ne oluyor, savaş mı var orada?” diye sordu. Etkileniyor tabii.

Evde hangi dili konuşuyorsunuz?
Eşim Kürtçeyi anlıyor ama konuşamıyor, Türkçe konuşuyoruz. Bekarken evde Kürtçe konuşurduk. Şimdi kızım okulda İngilizce ögreniyor. Ben buna da karşıyım. Çünkü ileriki süreçte bu çocuk Diyarbakır’da yaşayacak. Kürtçe öğrenmeli ki toplumdan ayrı düşmesin. Ben öğretmeye çalışıyorum.

Bugün gelir kaynağınız ne?
Tarım makinesi satan bir şirketim, bir petrol istasyonumuz, köyden gelirimiz var. 8 kardeşiz ama aile gelirinden 500-600 insan geçiniyor.

“Belki aşırı tepki veriyorum ama bu bir önlem”

“Galatasaray maçına çıkmayacağız” sözünüzün Diyarbakırspor’a zarar verdiğini düşünenler var. Verdi mi sizce de?
Seyirci kitlemizin uğradığı ırkçı söylemler var. Bunları benimsesek kulağımızı kapatır gideriz. Benimsemediğimiz için de tepki veririz.

Başka türlü bir tepki veremez miydiniz?
“Bu adam blöf mü yapıyor?” dediler. Beni tanıyanlar bu konularla ilgili hiçbir şekilde blöf yapmadığımı bilir. Ama o gün o ortamda düşünmeden tepki verdim. Belki yeri ve zamanı değildi ama o tepkinin arkasındayım. Ancak kentin bir iradesi var, kulüp olarak bizi haklı görüyorlar ama maça çıkmamızı istediler. Vali, Belediye Başkanı, sivil toplum örgütleri, taraftarlar, hepsi çıkmamızı istedi.

Aşırı tepki verdiğinizi düşünüyor musunuz?
Belki aşırı tepki veriyorum ama bu bir önlem. Ben bu tepkileri vermesem Futbol Federasyonu Disiplin Talimatı’nda değişiklikler yapacak mıydı? Hayır. Şimdi de uygulamasını istiyoruz.

Daha önceki yıllarda böyle tezahüratlar yok muydu stadyumlarda?
Vardı.

Neden şimdi bu kadar büyüdü?
Benim o haksızlığı kabul etmememle ilgili belki.

Daha önceki yöneticiler bunları duyup susuyor muydu?
Susuyorlardı.

Neden konuşan bir başkan oldunuz?
Yapım susmaya müsait değil de ondan. Belki geçmişte de yöneticiler konuşsaydı bugün stadyumda o tezahüratlar olmayacaktı.

“PKK dışarı” sloganı size ne hissettiriyor?
Gerçekten acı duyuyorum. Evet, benim anadilim Kürtçedir, Kürdüm; ama Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşıyım. İstanbul’da doğup büyüyen bir insan ne kadar hakka sahipse ben de o kadar hakka sahibim.

“Toplam 7 milyon TL harcadık, benim verdiğim 3 milyon TL’nin üstündedir”

Diyarbakırspor Kulübü başkanı olmak size ne getiriyor?
Götürüsü getirisinden çoktur.

Neden talip oldunuz o zaman?
Beni cezbeden, Bismil’de karşılaştığım bir görüntüdür. Yağmur çiseliyordu; iç çamaşırlı, yalınayak bir çocuğun top oynadığını gördüm. Diyorum ya çok duygusalım, çok etkilendim. “Bu kente futbol manasında bir şey katabilir miyim?” diye düşündüm. Diyarbakır’ın genç nüfusunu kafalarını karıştırmadan topluma karıştırabilirsek ülkede bazı değişiklikler olur. Diyarbakırlı bir futbolcu milli takımda oynasa fena mı olur?

“Şu ana kadar ‘Gel sana para verelim’ diyen kimse olmadı”

Aldığı yardımlardan ötürü “Devlet takımı” diye anılır Diyarbakırspor. Devlet yardımı aldınız mı bu sezon?

Hayır, hiç devlet yardımı almadık. Geçmişte teröre karşı sportif faaliyeti artırmak için olmuştur.

Takımı kurarken cebinizden mi harcadınız?
Kaynağımız tamamen ben ve arkadaşlarım. Şu ana kadar toplam 7 milyon TL harcadık, benim verdiğim 3 milyon TL’nin üstündedir.

Son olaylardan sonra size maddi katkıda bulunmak isteyenler oldu mu?
Şu ana kadar “Haydi gel sana para verelim” diyen olmadı.

Diyarbakırspor’un gelecekteki hedefleri ne?
Birinci ligde kalmak, Milli Takım’da oynayacak futbolcu yetiştirmek.

“Güneydoğu’da doğduğumuz için hep suçlanacak mıyız?”

“Biz PKK’lı değiliz”i anlatmak da var mı bu hedeflerin içinde?
Tabii. Bizi böyle bir örgütle anmaları sadece bizi değil bütün Güneydoğu’yu üzer. Güneydoğu’da doğmak suç mu? Eşim Muğlalı olduğu için suçlanmıyor da ben Güneydoğu’da doğduğum için mi
suçlanacağım?

“15 kişinin yarattığı o baskı gözlemciyi de etkiler”

Sizce Diyarbakırspor-Galatasaray maçı nasıl bir maç olacak?
Güzel bir maç olacak. Skor ne olursa olsun. Gerçi verilen cezadan dolayı ben yokum maçta...

Hakem kararlarına da itiraz ediyorsunuz bir yandan.
Hakemler de robot değil. A şehrinde bir maç yönetiyorsunuz ve bu maçta 15 bin taraftar var. O 15 bin kişinin uyguladığı baskı, o atmosfer hakemi de etkiler, gözlemciyi de...

Yani siz hakemlerin PKK’ya duydukları öfkenin cezasını Diyarbakırspor’a kestiklerini mi düşünüyorsunuz?
Evet, öyle algılıyorum. Konuştukça bana ceza veriyorlar ama önemli değil. Bu yanlışların üstesinden gelelim. Hakem düdüğünü hakkaniyet içinde çalsın.

Galatasaray Diyarbakırspor’u yenerse siz bu yenilgide siyasi nedenler arayacak mısınız?
Hayır canım, o zaman her şeyden nemalanalım. Öyle şey mi olur? Biz rakiplerimizin kim olduğunu iyi biliyoruz. Galatasaray’ın bir oyuncusu Diyarbakırspor’un 32 oyuncusuna bedeldir.