1 Mart 2003'te ABD askerlerinin Türkiye üzerinden Irak'a girme pazarlıklarını baş müzakereci olarak yürüten MHP'li Deniz Bölükbaşı, Clinton'un Türkiye ziyaretini ve ABD askerlerinin geri çekilme senaryosunu şöyle değerlendirdi: PKK'ya silah bıraktırarak Türkiye'yi siyasi çözüme ikna etmek istiyorlar. PKK'nın silahları Barzani'ye verilecek. Ve örgütün istekleri siyasi yollarla hayata geçirilecek. Türkiye'nin üniter yapısına aykırı değişiklikler yapılacak.
Geçtiğimiz haftadan beri ABD'nin Irak'tan çekilme planları tartışılıyor. Askerlerin Türkiye üzerinden çekileceği varsayılıyor ve bunun için ikinci bir tezkere sürecinden bahsediliyor. Cumartesi günü Ankara'yı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile de konu üzerine görüşmeler yapıldı.
Peki ama ABD'nin planlarında Türkiye hangi rolü oynuyor? Önümüzdeki dönem ikinci bir tezkereye ihtiyaç duyulacak mı? Türkiye çekilme sırasında aktif bir rol üstlenerek 2003'te kaybettiği pozisyonunu geri alabilir mi?
Tüm bu soruları 1 Mart zamanında ABD ile tezkere pazarlıklarını baş müzakereci olarak yürüten MHP milletvekili Deniz Bölükbaşı yanıtladı. Akşam gazetesine konuşan Bölükbaşı, dillendirilen çekilme planlarından bambaşka bir portre çizdi. Barzani himayesinde toplanacak Kürt konferansı ile ilgili de uyarıda bulundu: 'PKK'ya silah bıraktırarak Türkiye'yi siyasi çözüme ikna etmek istiyorlar. PKK'nın silahları Barzani'ye verilecek. Ve örgütün istekleri siyasi yollarla hayata geçirilecek. Türkiye'nin üniter yapısına aykırı değişiklikler yapılacak.'
ABD'nin Irak'tan Türkiye üzerinden çekileceği tartışmaları yoğun olarak sürüyor. Clinton'ın ziyaretinin ana maddesinin de bu olduğu iddia ediliyor. Sizce ikinci bir tezkere dönemi kapıda mı?
Hayır değil. İkinci bir tezkereye gerek yok, çünkü ABD öyle söylendiği gibi Türkiye topraklarını kullanarak çekilmeyecek. Ben tartışmaları şaşkınlıkla izliyorum. Öncelikle şunu söyleyeyim: ABD'nin çekilme takvimi ve planları henüz tam olarak ortaya çıkmadı. Çekilme sonrası Irak'ta ABD askeri kalıp kalmayacağını bile bilmiyoruz henüz. Yalnızca şunu biliyoruz ki Barzani bir kısım askerin Kuzey Irak'ta kalmasını istiyor. Her fırsatta Türkiye'ye meydan okuyan Kürt lider, Amerikan askerlerini Türkiye'ye karşı bir güvenlik simidi olarak görüyor.
Ancak şu anda Kuzey Irak'ta Amerikan askeri yok. Sekiz ay önce güneye çekildiler. Dolayısıyla Barzani'nin talebi güneydeki askerlerin kuzeye çekilmesi talebi mi?
Evet, Amerikan askerleri ve mühimmatının hangi yoldan girdiyse o yoldan çıkması beklenir. Asker ve mühimmat bir kara ülkesi kullanılarak girmemiştir. Kuveyt, Ürdün, Körfez ülkeleri ve Basra üzerinden girmiştir. Oysa şimdi deniyor ki Amerikalılar'ın tercihi hem daha kolay hem de daha ucuz olması nedeniyle askerleri Türkiye üzerinden çekmek.
Öyle değil mi?
Değil, çünkü Irak'ın kuzeyinde 8 aydır ABD askeri yok! Güneye indirilmiş askerleri tekrar kuzeye çıkarmanın ne anlamı var? 36. paralelin kuzeyinde askeri ağır teçhizat da yok. Basra limanı varken neden İskenderun'u kullansın ABD?
Musul ve Kerkük için de geçerli mi bu söylediğiniz?
Evet, orası için de Basra varken neden Taşucu ve İskenderun limanları kullanılsın?
Peki o zaman biz niye kendimizi 'ABD Türkiye'den çekilsin mi' tartışmasının ortasında bulduk?
Bu tamamen Türkiye'nin ortaya attığı bir şey. Amerikalılar'ın bu yönde somut bir talebi yok. Örneğin Başbakan geçtiğimiz çarşamba günü bir TV kanalına verdiği mülakatta 'Askerlerin Türkiye üzerinden çekilmesine olumlu bakarız ama mühimmat işi ayrı' dedi. Bu ifade gerçeklerden kopuk.
Neden?
Çünkü ağır teçhizat Türkiye'ye yakın yerde yok. Tankı topu neden buralara kadar getirsin? Ama Amerikan askerleri çekilirken İncirlik üssünü kullanmak isteyeceklerdir. O mantıklı bir talep. Türkiye 2003 ve 2004'te ABD ile üç anlaşma yaptı. Tezkere reddedildikten sonra ABD'ye bir takım yardım ve destekte bulunmak için imzaladı bu anlaşmaları. Buna göre Türk Genelkurmay Başkanlığı'nın belirleyeceği havalimanı ve üslerin askeri malzeme, personel ve teçhizat nakli de dahil, lojistik amaçla kullanılmasına izin veriliyor.
Geçtiğimiz günlerde ABD Büyükelçisi güneyde incelemeler yaptı ve bir takım beyanlarda bulundu. Söylediğiniz gibi Türkiye karadan çekilme için cazip değilse bunu neden yaptı?
Jeffrey önümüzdeki 19 ay boyunca 150 bin askerin çekileceğini söyledi. Bazı malzemeler geri gelecek ancak Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmalar buna izin veriyor, dedi. Yani uçaklarla İncirlik'e getirilecekler, oradan devam edecekler.
Ancak topyekun asker ve silahla Türkiye üzerinden bir çekilme söz konusu değil, öyle mi?
Hayır, yapılacak olan şu: İncirlik bazı hassas kargolar ve personelin nakli için geçici transit merkez olarak kullanılacak. Zaten Türkiye buna izin vermiştir. 1 Mart müzakereleri sırasında şöyle öngörülerde bulunulmuştu: Amerikan ağır silahları İskenderun-Toprakkale-Fevzipaşa-Narlı-Karkamış-Akçakale-Mardin-Nusaybin ana demir yolu hattıyla bölgeye taşınacak ve Habur'dan da girecekti. Kaldı ki önce liman ve havaalanlarının gelecek olan ekipleri kaldıracak şekilde yenilenmesi için bir ekip gelmişti. Ama sonra hepsi kaldı. Bu bakımdan şimdi konuşulanlar hayaldir.
PKK'nın bıraktığı silahlar Barzani'ye gidecek
ABD çekilirken başı boş silah bırakır mı? PKK'nın eline silah geçme tehlikesi doğar mı?
Bu ilginç bir iddia. Söylediğim gibi ABD Kuzey Irak'tan çekildi. Götüreceği silahları zaten götürdü. Ve giderken de Barzani güçlerine bazı silahlar verdi. Bir de ABD'nin Irak'ta depoladığı bazı silahlar çalındı. Barzani'nin eline geçti, o da PKK'ya verdi bunları ve PKK silahları Türkiye'deki eylemler için kullandı. Ama Amerika'nın tankı topu yok şu an Kuzey Irak'ta. Bundan sonra da güneydeki silahları alamaz Barzani. Buna Irak hükümeti müsaade etmez. Ama başka bir yerden Barzani'ye silah gelebilir.
Nereden?
AKP hükümeti geçen yıl sonunda ABD'nin baskısı ve telkiniyle Barzani'yi muhatap alarak bir gizli müzakere süreci başlattı. Bu süreç Barzani arabuluculuğunda PKK ile dolaylı bir pazarlık süreci. Önümüzdeki günlerde Barzani himayesinde bir Kürt konferansı toplanacak. O konferansta Türkiye'nin de desteği ile PKK'ya bir süreliğine silah bıraktıracaklar. İşte o silahlar Barzani'ye gidecek.
PKK'nın silah bırakması olumlu bir adım. Bunun karşılığında Türkiye'den Kürt yönetimini tanımasını istiyorlar. Türkiye bu denklemden neden zarar görsün?
Çünkü asıl hedeflenen Türkiye'ye siyasi çözümü kabul ettirmek.
Siyasi çözüm ile kasıt ne?
İlk adım genel af. İşte silahlar da bu kapsamda Barzani'ye gidecek. Bu aftan yararlanarak Türkiye'ye dönecek olanlar silahlarını Kürt yönetimine teslim edecekler. Af kapsamı dışında kalan sözde yönetici kadroları muhtemelen İsveç'e gönderilecek, Kuzey Irak'ta kalanların ise Türkiye aleyhine siyasi faaliyette bulunmalarına izin verilecek. İkinci adım PKK'nın dil ve kimlik taleplerinin yerine getirilmesi için anayasal düzenlemeler yapmak. Bunun da TRT-Şeş ile ilk adımı atıldı.
Dil ve kimlik talepleri demokratik hak talepleri değil mi? Bunlar yalnızca PKK'nın talebi mi sizce?
Türkiye'nin milli kimliğini, üniter siyasi yapısını değiştirmenin adı demokratikleşme oldu. Türkiye'nin tek milletli, tek dilli bir devletten çok kimlikli, çok dilli bir devlete dönüşmesini istiyorlar. Sonra da Barzani'ninkine benzer bir yapı kurulmasını. Bu, Kopenhag siyasi kriterlerinin icabı haline geldi. Böyle şey olur mu?
Yani sizce Türkiye büyük ülke özgüveni ile Kuzey Irak'a 'abi' olarak yaklaşıp orayı arka bahçesi olarak görse, içerideki Kürtler'e de bir takım kimliksel haklar verse bundan fayda sağlamaz mı?
Hayır, bir kere Kuzey Irak'la ekonomik ilişkiler geliştirme meselesi vs değil olanlar. Barzani 'Bizi tanıyın' derken 'ekonomik ilişkilerimiz gelişsin, kalkınalım'ı kastetmiyor. İstediği PKK'nın etkisiz hale getirilmesi karşılığında örgütün amaçlarına siyasi yollarla ulaşmak. Bu ticaret meselesi değil. Ticareti yapalım.