Hakkâri’de 7 yıl önce bindiği minibüse PKK mensuplarının saldırısı sonucu 11 aylıkken annesi ölen ve bacaklarından ağır yaralanan, Zeynep Kurt’a ödenen 210 liralık maaş kesildi. Tedavi masraflarını ödenen Zeynep Kurt'un aile tarafından açılan tazminat davasında mahkeme 'terör mağduru olarak görmedi. Konuyla ilgili olarak konuşan Kurt Ailesi’nin avukatı Orhan Fidan, babanın açtığı dava sonucunda ailenin teknik olarak terör mağduru sayılmaktan çıkarıldığını, maaşın kesildiğini ve ödenen miktarın da geri istendiğini söyledi.
Habertürk gazetesinden Öznur Karslı'nın haberine göre, Hakkâri'nin Durankaya Beldesi Geçitli Köyü’nde, 16 Eylül 2010’da, terör örgütü PKK’nın yola döşediği bombayı patlatması sonucu 1’i çocuk 9 vatandaş yaşamını yitirdi. Aynı saldırıda, minibüse 4 yaşındaki kızı Sude Naz ve 11 aylık bebeği Zeynep ile binen 23 yaşındaki Şirin Kurt da can verdi. Zeynep ile Sude Naz da ağır yaralandı. Türkiye’nin ‘mucize bebek’ olarak tanıdığı Zeynep, bacaklarındaki kırık ve doku hasarı nedeniyle ablası Sude Naz’a göre daha uzun bir tedavi süreci geçirdi. Bacaklarını kaybetme noktasına gelen Zeynep, yıllar sonra sağlığına kavuştu.
Ajda Pekkan’ın da 7 yıl önce tedavi gördüğü hastanede ziyaret ettiği Zeynep, bugün 8 yaşında. Terör mağduru olarak Şirin Kurt’un babası Hamit Kurt ile 2 kardeşe, 2012 yılının ağustos ayından itibaren maaş bağlandı. Ailenin tedavi masrafları da devlet tarafından karşılandı. Ta ki geçen yıla kadar.
Kurt Ailesi’nin avukatı Orhan Fidan, babanın açtığı dava sonucunda ailenin teknik olarak terör mağduru sayılmaktan çıkarıldığını, maaşın kesildiğini ve ödenen miktarın da geri istendiğini söyledi. Fidan, bir süredir hastane ve ilaç masraflarını bile kendileri ödeyen Zeynep ve ailesinin hukuki mücadelesinin sürdüğünü kaydetti.
Mahkeme reddetti danıştay bozdu
Avukat Fidan, süreci şöyle anlattı: “2011 yılında İçişleri Bakanlığı aleyhine idare hukukuna göre 350 bin liralık maddi-manevi tazminat davası açtık. Van İdare Mahkemesi talebimizi başta reddetti. Ailenin uğradığı zarar için ‘5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Kanun’dan kaynaklı bir zarardır’ dedi. Bu maddeye göre ölüm halinde kişinin hak sahiplerine ödenecek tazminatlar her yıl güncellenir. Yine maddeye göre 70 yaşında olan biri de bir profesör de öldükten sonra hak sahiplerine aynı rakam ödenir. Yani yasa buna bir standart getiriyor. Biz mahkemenin bu kararını Danıştay’a taşıdık. Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiğini istedik. Danıştay lehimize mahkemenin kararını bozdu. ‘Zarar, idarenin kusursuz veya kusurlu sorumluluk ilkesine göre hesaplanmalı’ dedi. Devletin bu durumda kusurunun tespiti zor. Terör saldırısına uğrayan vatandaşa da kusur olarak atfedilebilecek durum yok. Yani davanın gerekçesi idare mahkemesinin yorumundaki gibi 5233 sayılı maddeye girmiyor.”
'Teknik olarak terör mağduru değiller'
Avukat Fidan, teknik olarak ailenin terör mağduru olmadığı yorumunun yapıldığını belirterek şöyle devam etti: “SGK, 5233 sayılı kanuna göre 2 çocuğa ve ölen kadının babasına bağladığı yetim aylıklarını kesti. Faiziyle geri istiyor. Biz davamızı Anayasa’nın 125’inci maddesine dayanarak açtık. Maddeye göre devlet güvenlik, sağlık gibi her şeyden sorumludur. Bir köyde gerçekleşen terör olayında devletin kusurunu değerlendiremeyiz. Baba Hamit Kurt bu zamana kadar 2 kızı için devletten 22 bin lira aldı. Bu parayı SGK faiziyle geri istiyor. Aileye yazı ulaştı. İtiraz yolu var ancak dava sürecini bekliyoruz. Dava birkaç ay içinde sonuçlanacak. Ancak idare mahkemesi, ailenin uğradığı zararı yeniden hesaplayacak.”
Haberin devamını okumak için tıklayın: