Dünya
Deutsche Welle

'PKK kongreyi seçimden önce toplayabilir'

PKK lideri Abdullah Öcalan Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarında okunan mesajında, örgütü silahlı mücadeleyi bırakmak üzere kongre toplamaya çağırdı. Uzmanlar, Öcalan’ın mesajlarını DW Türkçe için yorumladı.

21 Mart 2015 17:42


Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki Newroz Parkı’nda gerçekleştirilen Nevruz kutlamalarına yüz binlerce insan katıldı. Abdullah Öcalan’ın haftalardır beklenen mesajını Kürtçe olarak HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Türkçe olarak ise HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder okudu.

Öcalan mesajında Dolmabahçe Sarayı’nda hükümet ve HDP yetkilileri tarafından ilan edilen 10 maddelik deklarasyonun yeni bir sürecin işareti olduğunu dile getirdi. Öcalan mesajında, “Deklarasyon gereği ilkelerde mutabakat oluşmasıyla birlikte PKK'nın Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim” ifadesini kullandı.

“Eşme ruhunu selamlıyorum”

Kongrenin gerçekleştirilmesi ile birlikte yeni bir dönemin başlayacağını vurgulayan Öcalan, “Bu yeni dönemde, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eşit Anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum olarak, barış içinde ve kardeşçe yaşama sürecine giriyoruz” ifadelerini kullandı. Ortadoğu'daki IŞİD terörünü lanetleyen ve Kobani'deki direnişe selam gönderen Öcalan, Süleyman Şah Türbesi'nin Suriye'deki Kürt bölgesinde bulunan Eşme köyüne taşınmasına ilişkin olarak ise “Eşme ruhunu halklarımız arasında yeni tarihin sembolü olarak selamlıyorum” dedi.

“Müzakere için mutabakat sağlandı”

Peki Öcalan’ın mektubunda verdiği mesajlar ne anlama geliyor?

Deutsche Welle Türkçe servisinde konuşan akademisyenlere göre, Öcalan’ın mesajı makul ve kapsayıcı; ancak barışa ulaşmak için gidecek daha çok yol var. Türkiye'de Kürt sorununa ilişkin kapsamlı çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Doğu Ergil, Öcalan’ın mesajıyla hükümetin “Süreçte her şey çok iyi gidiyor. Öcalan da silahların
gömülmesi çağrısı yapacak ve mutlu son olacak” söyleminin gerçeği yansıtmadığının ortaya çıktığını vurguluyor. Gelinen noktanın taraflar arasında “anlaşmak için anlaşmak” şeklinde tanımlanabileceğini dile getiren Ergil, “Henüz silahların tamamen devre dışı kalması ve kalıcı barış için işin başındayız. Bu iş çözüldü demek için henüz çok erken. Şu an müzakereye geçilmiş değil, müzakereye geçilmesi için mutabakata varılmış durumda” diyor.

Öcalan’ın mektubunda Süleyman Şah Türbesi'nin taşındığı Eşme köyüne atıfta bulunmasının önemine de dikkat çeken Ergil, “Şu anda orada Türk devleti ile PKK'ya bağlı PYD ve YPG güçlerinin bir ortaklığı söz konusudur. İşte Öcalan bu ortaklığın geliştirilmesinin önemine vurgu yapıyor” şeklinde konuşuyor.

“Silah bırakma kararı seçimden önce alınabilir”

Öcalan’ın mektubunda muallakta kalan en önemli konu PKK'nin Türkiye'de silahlı mücadeleye son vereceği kongreyi ne zaman toplayacağı.

Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun, kongreye ilişkin somut tarih verilmemiş olsa da Öcalan’ın mesajında en kısa sürede kongrenin hayata geçirilmesi çağrısında bulunduğuna işaret ediyor. Öcalan’ın daha önce kongrenin bahar aylarında yapılabileceğine dair açıklamaları olduğunu hatırlatan Coşkun, “Mevcut siyasal takvime
bakıldığında örgütün kongreyi seçimlerden önce, yani Haziran'dan önce
yapması beklenebilir” diyor.

Hükümet ile Kürt siyaseti arasında zaman zaman sert açıklamaların yapılmasının normal sayılması gerektiğinin altını çizen Coşkun, şu değerlendirmelerde bulundu: “Öcalan’ın 40 yıllık silahlı mücadelenin yarattığı değerleri överek ama aynı zamanda artık silahlı mücadelenin zamanının dolduğunu ilan etmesi çok önemli. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ve hükümetten İzleme Kurulu kurulması konusunda farklı açıklamalar gelse de, şunu unutmayalım, son 2 yılda yapılamaz denilen birçok şey hayata geçti. İzleme Kurulu da hayata geçecektir.”

“Arınç’ın açıklaması Öcalan’ı teyit ediyor”

Öcalan’ın mektubu, siyaset dünyasında da yankı uyandırdı. Öcalan’ın mesajlarını çok olumlu bulduğunu söyleyen AKP Diyarbakır
Milletvekili Aday Adayı Galip Ensarioğlu, “Silahlı bir hareketin
tamamen sivil bir harekete dönüşmesi kolay bir şey değil. Bu açıdan
halkın barış taleplerinin paralelinde bir mesaj verilmesi çok önemli
diye konuşuyor.

Öte yandan Ortadoğu'daki devletlere verilen demokratikleşme mesajının da bölge halkları açısından değerli olduğunu ifade eden Ensarioğlu, “Öcalan’ın mesajları ve çağrısı olabilecek en makul ve akılcı mesajdır. Aynı zamanda PKK açısından da sınırları zorlayıcı bir mesajdır” diyor.

Ensarioğlu, sürecin takibi açısından kurulması planlanan İzleme Kurulu'na ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet sözcüsü Bülent Arınç'tan farklı açıklamalar gelmesine ilişkin ise, şunları söylüyor: “Önce Dolmabahçe görüşmesi ardından da Sayın Arınç’ın süreci yürütme yetkisinin hükümette olduğunu açıklaması, Öcalan’ın olumlu mesajlarının hükümet tarafından da teyit edildiğinin bir göstergesi sayılmalıdır.”

CHP'li Tanrıkulu: “Silah bırakma çağrısı olumlu”

Türkiye'ye karşı silahlı mücadeleye son verme çağrısının çok olumlu olduğunu vurgulayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise “Biz CHP olarak zaten öteden beri, örgütün herhangi bir pazarlık, şart
koşmadan silahı bırakması gerektiğini söylüyoruz. Bu nedenle Öcalan’ın
çağrısı da doğru bir çağrı” diyor.

Öcalan’ın mektubundan çıkan en önemli, ve güçlü mesajın silah bırakma ile ilgili olduğuna dikkat çeken Tanrıkulu, “40 yıl önce kurulurken kendi programlarında olan silahlı mücadele ile hedefe ulaşma yönteminden vazgeçilmesi en önemli gelişmedir ve olumludur. Geri kalan tartışmalar yani İzleme Kurulu ya da farklı konular ikinci önemdedir” değerlendirmesinde bulunuyor.

HDP Mardin Milletvekili Aday Adayı Prof. Dr. Mithat Sancar ise, Öcalan’ın sözlerinin özellikle sürecin resmileşmesi açısından büyük önem taşıdığını vurguluyor. İzleme Kurulu kurulmasının öneminde değinen Sincar, şunları söylüyor: “Barış sürecinde görüşmelerin içeriğini
tespit eden, zaman zaman hakemlik yapan bir üçüncü göze ihtiyaç var. Dünyada da bu tür görüşmeler böyle yapılıyor. Süreç şu an kurumsallaşarak müzakereye evriliyor. Dolayısıyla çok etkili olmasa da
her yere koşturmasa da bir İzleme Kurulu'nun varlığının sembolik
anlamı büyük olacaktır.”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle